- 1540 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BAHAR'LAR BİZİM OLSUN
Çok sevmişti Bahar’ı çok.
Lisenin ilk yılında,yanyanaydı sınıfları.Daha ilk gördüğünde yanmaya başlamıştı,bağrındaki
ateş.Sonsuza dek sönmeyeceğini de daha ilk gördüğünde anlamıştı.
Kaçmıştı ondan,ateşten kaçar gibi.Lakin,ne kadar kaçabilir bir kelebek ateşten.Kaçmak
mıdır onunki ?
Laf atmaya korktu..bakmaya korktu..bakışlarının aşkını ele vermesinden korktu...Sevdiği
ona laf attığında,yanıt vermekten bile korktu.Kaçaktı o...suçlu bir kaçak..sevmeyi bir suç
bildi kendine ve yakayı ele vermekten korktu...kaçtı hep kaçtı..
Kelebeğin ateşe gittiği gibi,ikinci sene onun sınıfına kendi isteği ile gitti.Yanıbaşına kadar
vardı hem de.Daha da fazla etkilenmeye başladı ateşten...ve daha fazla yandı elbette.
Ama yine de kaçtı diğer taraftan..gözlerini sakladı..bakışlarını kaçırdı..
Ve bir gün yakalandı..gözleri ele verdi aşkını.Hem de ders sırasında..
Teneffüste yine kaçtı.Ertesi sabah merdivenlerde karşıladı ateşi onu.Sarıp sarmalamak,
alevlerle boğmak istedi adeta..Yine becerdi kaçmasını ya nereye kadar ?
Aynı sınıftalar..sıraları yan yana..ateş bacayı sarıverdi işte..Birden iki sevgili gibi oluver-
diler.Birtek adı kaldı konmadık,aşklarının.
Kaçtı yine o..aşkının adının konulmasından kaçtı..aşkını itiraf etmekten kaçtı.Ne kadar
çabalasa da kız,boşuna..Diyemedi sevdiğini bir türlü..Sorulduğunda bile kabullenemedi..
Ve sonu geliverdi işte bu çabaların.Kırılıverdi kız ona.Sevdiğinin ateşi onu ısıtmaktan bıkı-
verdi.Kül yığınına dönüverdi o da birden.Tam bir enkaz oldu.
Geçiverdi yıllar.Kız yoluna gitti,o yolda kaldı.
Radyolardan adına şarkılar istedi.İnternette adına şiirler öyküler yazdı.Yüzüne haykıramadığı aşkını dağlara taşlara haykırdı.Yıllar..yıllar...Duyurmasına sesini yetmedi
zaman.Çevresinden koptu..arkadaşlarında kaçtı..Tanıyan hiç kimseye soramadı onu.
Bir tek aklında Tıp Fakültesi’ne girdiği kaldı.Hesaplar yaptı ; ne zaman doçent olacağını,
ne zaman profesör olacağını düşündü hep.
Hiç bir yerde adına izine rastlayamayınca aklına tek şey geldi ; yurt dışına yerleşmiş olacağı..
Mezun olduğu lisenin mezunlar listesine adını yazdırmıştı internet sayfasında.Defalarca
baktığında onun adına orada bile rastlayamadı.
Yaş elliyi geçtiği günlerde,e-posta ile bir davet aldı okulundan.Dönem sonu pilav günü vardı.Daha önce hiç böyle bir güne gitmemişti.Ama nedense bu defa gitmeyi çok istiyordu.
İçinden bir ses bu pilav gününde Bahar’la karşılaşacağını söylüyordu.
Gece gündüz hiç aklından çıkmadı.O günü iple çekmeye başladı.
Nihayet geldi çattı.Erkenden kalkıp temizlendi,süslendi..en güzel giysilerini giyindi.Tanın-
masını zorlaştırabileciğini düşünerek bıyıklarını bile kesti.Saçları da tıpkı okul günleri gibi
kısa kesilmişti.Fazla da beyaz yoktu doğrusu saçlarında.Tip olarak da fazla yaşlı görünmü-
yordu.
Küt küt atmaya başladı kalbi okula yaklaştığında.Gördüğü her yüzü uzaktan incelemeye başladı.Tanıdık bir yüz aradı...en çok da Bahar’ı elbette..
Onu tanıyan bir çift göze takıldı gözleri.Eski bir tanıdığı..hem de Bahar’lı günlerden tanı-
dık birini görmek,anlaşılmaz bir mutluluk verdi ona..Yaklaştılar birbirlerine..
- Neslihan !
- Fikret !
-Sana tekrar rastlamak ne güzel.
- Sana da öyle..
-Sanki hiç yaşlanmamışsın gibi.
- Teşekkürler.Sen de öyle.
- Neler yapıyorsun,nerelerdesin ?
-Beni sorma..hayat okulunda sınıfta kaldım ben..
- Ben Doçent oldum.
-Evet mezunlar listesinde rastlamıştım.Çok sevindim senin adına...Şey ben sana bir şey sormak istiyordum aslında.
-Tabii..buyur..
-Bahar’la görüşüyor musun ?
Birden duraksadı Neslihan..Yüzünün rengi değişti..Hüzünlü bir sesle sordu :
-Senin haberin yok mu ?
-Neden haberim yok ? Hayır hayır..onun hakkında hiç bir şey duymadım ben...
-Kocaeli depreminde kaybettik onu ...
Kıyamet...kıyamet bu olsa gerek..Ömründe aldığı en kötü haber bu..Yığılıp kalıverdi orada..
Uyandığında kan ter içinde kalmıştı.Evet çok şükür ki bu bir rüyadır ama o hala kendine
gelememiştir.Kalkar yataktan.Şuursuzca odanın içinde dolaşmaya başlar.Balkona çıkıp etrafı seyreder.Gecenin bir yarısıdır henüz.Her taraf karanlıktır.
Gökyüzüne kaldırıp başını,ellerini de açarak dua edip Allah’a yalvarır.
- Allah’ım !Her ne kadar insanlarımızın özellikle de değerli beyinlerin dış ülkelere gitmesine
karşı olsak da ben Bahar’ımın her yere gitmesine razıyım.Yeter ki yaşıyor olsun.
Allah’ım sana daha önce hiç bir şey için böylesine yalvardığımı anımsamıyorum.Ne olur
Allah’ım,o yaşasın.
Ne başka ülkeler ne de depremler almasın Bahar’larımızı bizden.
Ne olur Allah’ım ! Bahar’lar bizim olsun !
Fikret TEZAL