Verenin Yüzü Bir Kara, Vermeyen Obama
Türk milleti hazırcevaplılığıyla öne çıkar her zaman. Şimdi de öyle oldu. Gündemde olan her neyse ondan veciz bir söz imal etti, yahut mevcut olanı kısmen değiştirerek tebessümlerimizi genişletti. Bu geniş gülümsemeyle televizyon seyrederken yine paylaşmak istedim. Ben bunları yazarken haberler de hala devam ediyor öte taraftan...
Obama’yı daha dün uğurlamıştık memleketine. Oysa hemen gitmemiş, buralara kadar gelmişken komşularımızla de selamlaşmak istemiş. Onların da gönlünü aldıktan sonra artık buralardaki gezisini tamamlamış ve pilotları uçağın burnunu batı tarafa yönlendirmiş. Yerine ulaşmış mı, hala yolda mıymış, posta güvercini bu haberi getirmemiş memleketimize, yahut da henüz bana ulaşamamış.
İnsanların hepsi özde benzerdir. Olumsuzluklarda olduğu gibi güzelliklerde de hepimizde yetenek vardır. Önemli olan sosyal hayat içinde bu özelliklerimizin hangi tarafını öne çıkaracağımızdır. Bizi insan yapan bu yeteneklerimizi kullanabilmekteki becerilerdir. Madem ki yeryüzündeyiz, ilişkilerimizdeki başarı ebedi hayatımızın işaretidir, o halde bunu her zaman göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Bunları kendimizle konuşurken kolay, uygulamaktaki sıkıntıları aşmakta göstereceğimiz başarı da bize özgü, önemli olan geniş yelpazedeki başarılardır. İnsanların ortak kaderidir yapacaklarımız, aynı zamanda geleceğimiz. O halde yine birlikte ve her zaman ileri derim...
Bu kadar sözden sonra yine Obama’ya geldi konunun devamı. İnsanların kendisi neyse seçtiği de o olur demokrasilerde, o halde kişilerde değil ama onları başa getirenlerdedir sorumluluk dedikten sonra bu konuyu kapatmak gerekiyor. Aksi halde daha da dağılabilir, uzayabilir, bitmek istemeyen bir laf kalabalığıyla bizi kendisine esir edebilir kelimeler. Herkes kendi yerine der ve yoluma giderim ben de...