- 484 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İKİ ZIT KUTUP
Güzel bir bahar günü.Güneş bütün kızgınlığıyla her yeri ısıtıyor.Mustafa her zaman dolaştığı parkta yine tek başına.Bu park sanki Mustafanın ikinci eviymiş gibiydi çoğu zaman ordaydı.
Mustafa yoksul bir ailenin 7 çocuktan beşincisiydi.Bir çok zorluk çekmiş fakat hayatın,kaderin acımasızlığına boyun eğmemiş biridir.Ve bunun için hep o parka giderdi.En azından kendi durumunu biraz unutmak için.
Mustafa okumuyor daha doğrusu okuyamıyor.Babası asgari ücret aldığı için ailesini ancak doyura biliyordu.Mustafanın kardeşleride ne okuyabiliyor nede okumaları için babalarına baskı yapıyorlar.Baskı yapsalar ne geçecekki ellerine onlar babalarından çok daha iyi biliyorlar okuyamayacaklarını.Çalışıyorlar durmadan çalıyşıyorlar hayatı kazanmak için.Hayatın kazanılmadığını bilmeden...
Mustafa yine o gün parkta ve tek başına güneş her yeri ısıtıyor tek ısıtmadığı yer ise Mustafanın kalbi.Eğer ısıtsaydı Mustafa böyle umutsuz ve kederli oturmazdı.Ama belki bir mucize olurda hayat onada gülerdi ve gülecekti ama nasıl?
Böyle düşünceler içinde olan Mustafaya bir kız yaklaşır.Aslında bu tanım yeterli değildir kız için.Çünkü o yaklaşan kız şu ana kadar Mustafanın görmediği derecede güzel bir kız ve bir o kadar da zengin.
Evet zengin çünkü bu Mustafa ya zıt bir durum.Mustafada bunu düşündü hemen.Ben kim o siyah jipe binen melek kim diyebildi kendine.Ama ne çare ki mustafanın kalbi düşüncesinin yolundan gitmedi ve kendini bir aşk sarhoşluğunun içinde buldu.
Evet kız yaklaşıyordu.Mustafanın onun gibi zengin olmadığını bilmeden.Yaklaştı ve mustafanın şimdiye kadar duymadığı o sihirli sözcüğü söyledi.HELLO dedi .Mustafa bundan birşey anlamamıştı bunu farkeden güzel kız bu sefer SELAM dedi .Mustafada utangaç biriydi konuşamıyordu bir türlü ama sonra konuşmaya karar verdi ve BUYRUN dedi.Kız bir yeri soracaktı başka ne sorabilirdiki.Ama mustafa o an kendisine sorulan sorunun yerine şu sorunun sorurmasını istedi .BENİ SEVİYORMUSUN? diye.Mustafa tereddüdsüz EVET diyecekti çünkü seviyordu gerçekten aşık olmuştu.Zıt kutuplard olduklarında bile bile .Mustafa bunu kalbine söyleyemzdiki söylese dahi kalp bunu reddecekti reddetti zaten.
Mustafa bunu düşüne dursun,kızda o an belki mustafaya karşı bir şey hissetmemiş olabilir ama yinede yakışıklı bulmuştu .B u arada mustafada uzun boylu, kahverenkli gözlü ve esmer biriydi.Belki onun düzeyinde oln onun gibi fakir olan bir kız sevebilirdi.Ama o kız onu böyle bulmadı.Belki kızın ismini merak ediyor olabilirsiniz fakat bunu söyleyemem.Çünkü hikayeyi anlatan kişi yazılmasını istemedi biz de buna saygı göstermeliydik gösterdik.Bizi mazur görün.
Kız sonunda gidebildi zaten doğru dürüst konuşmamışlardı,sadece bir soru sorulmuş ve bir cevap alınmıştı...
Evet kız o siyah jipe binip gitti ama mustafa için o hiç bir zaman gitmedi gidemezdi de mustafanın kalbinde yer edinmişti.Aslında mustafaya umut veren şey kızın arabanın penceresinden gülmesiydi,mustafa heyecanlıydı çünkü kız ona gülmüştü.
Günler su gibi akıp gidiyordu.Mustafa o günü unutamıyordu.Her zaman belki yine gelir diye o parka giderdi.Ama nafile kız gelmiyordubir kere gelmişti bir daha gelemezdi.
Mustafa o gün kendine söz verdi .O kızı bulup onunla evlenecek diye, ama ne zaman ve nasıl?Bunu mustafada kendine sordu,o da cevabı bulamadı bizim gibi.Her gün aradı taradı ama bulamadı .Umudunu kaybetmemişti çünkü seven kişi hiç bir zaman umudunu kaybetmezdi.
O da kaybetmedi aradı ve en sonunda buldu.Evet buldu .Onu bulana kadar hiç evlenmemişti hiç kimseyi sevmedi tek onu sevdi ve tek onunla evlenecekti.Peki nerde?Evet önemli olanda belki burası ama bir o kadarda acı veren bir son.
Buldu demiştik.Nerde mi?Bir mezarlıkta, mezar taşının üzerinde resmi bulunuyordu.Daha dün ölmüştü çünkü ölüm tarihi dünü gösteriyordu.O güzel simayı unutmamıştı nasıl unutabilir ki bir ömür boyu o yüzü bekleyen bir kişi nasıl unutabilir.Hep aynı yüz ve o güzel yüz.Mustafa bu acıya dayanırmıydı, hayır dayanamazdı ve dayanmadı zaten.O an kınındaki bıçağını çıkarıp kendisini öldürmüştü.Sonunda buluşacaklardı ama ebedi dediğimiz AHİRETTE.