- 903 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
VAKİT; NAKİT
Vakit; nakit...
Yarın; alacak...
..Gelip gelmeyeceği meçhul…
Dün; tedavülden kalktı!..
Öyleyse...
Elinde olan, bugün!
Vaktin; nakt’in.
“Kullanılabilir” olanın!
Ne dünden bir fayda, ne yarından...
Dün, geçmez akça...
Yarın, henüz senin değil...
..Belki de senin olmayacak...
Senin olan, her zaman güzel olan değil belki ama...
Güzel olan, senin olan...
Güzel; çünkü senin...
Senin; onun için “güzel”...
Dün yeterince güzel değildi, daha güzel olabilirdi.
En güzelin de daha güzeli var çünkü...
Yarın güzel olacak mı?
Daha doğrusu “olacak mı”?
Bilmiyorsun...
Ama bugün...
Senin...
..Elinde...
Ve onu güzelleştirmek de “senin elinde”...
Ulvî gâyeler...
Geride hoş bir sedâ bırakabilmek...
Hayırlı bir evlat belki...
Güzel yetiştirilmiş...
Dua eden, dua ettiren...
Veya, insanlığa faydalı buluşlar...
Seni, dünya durdukça minnet duyulacaklar safına katan...
Yahut kalıcı eserler; yazılmış, çizilmiş...
Gönüllere işleyen...
Yani, “gönülden gelen”...
Ancak; “gönülden gelen” gönüllere giriyor çünkü...
Haydan gelenin, huya gittiği gibi!..
Vakit; nakit...
Yarın; alacak...
Dün; tedavülden kalktı...
Elinde olan ise, bugün...
..Ve bugün, DÜN olmak üzere!..
Hicran Seçkin