GÜN IŞIĞINDAN ESİNTİLER
Evet deniz bey mazim hayatım çok acı benim ben annemin babamın isteyerek olan bir çocuğu değilim tesadüfen öylesine olmuşum annem babam ve ağabeyim çok mutlu bir aile imişler Babamın iyi bir iş yeri varmış abim liseyi bitirmiş ardından da başka çocukları olmamış .Onlarda istememiş ama ben tesadüf eseri olmuşum annem hastalanınca anlamış hamileliğini şaşkına dönmüşler ünüversitede okuyan bir oğulları varken bebek doğurmak anacığıma çok zor gelmiş ama yapacak bir şey yokmuş ben dört aylık olmuşum zavallı anam saklamış herkesten oysa babam çok sevinmiş ve anama kızmış babası anası belli niye üzülüyorsun diye abim öğrenince eve gelmemiş çok kızmış ben evlensem benim çocuğum olacak bu ne ya diye tabi ben doğana kadar bir tesadüf geldiğinde ben doğmuşum hastaneye annemi görmeye gelmiş önce bana bakmamış bile çok kızgınmış ama yüzümü görünce dayanamamış galiba ilk baktığında ona dil çıkarmışım .İşte o sevgi onu çıldırtmış beni çok sevdi zavallı abim kendi çocuğu gibi sevdi mutluyduk hısım akrabamız çok yoktu az bir aileydik babam dışarlıklıydı her halde öyle akrabaları yoktu ben bilmiyorum küçüktüm altı yaşlarında var yoktum abi mi evlendirdik bir yıl sonra barış oldu deniz şaşkın barış ağabeynin oğlumu diye sordu nur evet ağabeymin oğlu nur niye demedin niye söylemedin bana bunca azap çektirdin .Dinleyecen mi
Evet dinliyorum yalnız çay koyayım diye kalktı nur başını oğup göz yaşlarını sildi içi acıyordu yaşadıklarını düşünmek ona acı veriyordu deniz evet seni dinliyorum nerde kaldık barış doğdu demiştin evet barış minicik bir bebekti çok tatlı idi onu çok seviyordum evimiz dört katlı idi bir ve dördüncü katlarda kiracılar vardı nurdan ablamlar oturuyordu nurdan ablam o zamanlar 16 17 yaşlarında var yoktu çok güzel anlaşıyorduk abla kardeş gibi ara katlarda ikide biz üçte abimler oturuyordu yengemde çalışıyor barışa annem bakıyor bende yardım ediyordum kadın vardı ev işlerine bakan çok mutluyduk o yıl ben okula başlamıştım
Son bahardı ilk yağmurlar başlamıştı barış bir yaşını yeni bitirmişti güzel bir yaş günü yapmıştık sanki nazar deydi bize bir akşam üzeri abim yengemi babamı almış eve gelirken feci bir kaza yapmış üçünü de o kazada kaybettik babam orada abim ve yengem hastanede hayatlarını kaybetti yedi yaşımın verdiği çocuklukla acımın büyüklüğünü anlayamazsın çok sevdiğim babam canım dediğim abim ablam kadar sevdiğim yengem onları bir daha görmemek acının en büyüğü ateşin en kocamanı oturmuştu içime anam kendinden geçmiş bayılıp gitmişti barışım hiçbir şeyden habersiz ağlayıp duruyordu kimseye gitmiyor kimseden bir şey yemiyor sade ağlayıp duruyordu kendimi topladım henüz çocuktum barış vardı küçücük ellerimle barışa bakmaya başladım bir benden mama yiyor bir benim yanımda susuyordu dünyam artık barışla başlamıştı ilk günler okula gitmemiştim barışın maması barışın bakımı nurdan ablamla benimdi dedim ya barış bensiz ben onsuz olamıyorduk
Okula gitmem zorunluydu yarım günü zor yapıyordum artık yalnız değildim hayatımda barış vardı bir yıl öyle geçti bu arada onu evlatlık verin deyenler olmuştu annem kendine gelemiyordu sürekli ilaçlarla uyutuluyor başka türlü zap tolmuyor du çıldıracak gibiydim
Barışımı kime vercek ler itiraz ettim boyuma yaşıma bakmadan itiraz ettim ben bakarım ona diye bir yıl sonra annem kendine gemliye başladı bizimle avuttu kendini üçümüz bir dünya kurduk aramızda barışın küçük annesi idim bana küçük annem derdi aynı yatağı paylaştık yıllar boyunca barışın yürümesi barışın konuşması hayatı benimdi benim kide onun böylece geçmeye başladı yıllarımız nurdan ablam evlenmişti bizden ayrılmak istemiyordu Ahmet abinin evi bize uzaktı çareyi bizde onlara yakın ev almakta bulduk sağ olsun Ahmet abi anamı ana bildi bizide evlat görüyorsun hala bizimle ilgileniyor böylece yaşama devam ettik benim anam vardı barışın ne anası nede babası ilk okula götürdüğüm günü hiç unutmam elime sıkıca yapışmış tı herkesin anası babası vardı zavallı yavrum ne kadar üzülmüştü anladım üzüntüsünü gözlerine bakıp ben varım ben varım bunu unutma diye bakmıştım gülümsemiş küçük anam biliyorum hem anam sın hem babam diye sarılmıştı o günleri yaşanan acıları unutmak mümkün değil hem ana hem baba olmak kolay değildi onu sinemaya maçlara götürmek bana düşüyordu beraber geziyor beraber eğleniyorduk yavaş yavaş büyüyordu bende öyle üniversiteyi kazandım ama gidemedim ne barışı nede anamı bırakamadım lise bitince işe girdim iş yeri yabancı değildi baba mın da hisseleri vardı ortaklar iyi insanlardı bizi ayırıp atmamışlardı kemal abim müdürdü hep korumuştu ve beni başana getirdi önceleri sekreter olarak sonra yavaş yavaş işi öğreterek ama hiç torpil yapmadan bileğimin hakkı ile geldim buraya kadar .Barışla biz orta okula kadar bir odada kaldık el ele uyurduk bir elmanın iki yarısı gibiydik barış çok yönlü bir çocuktu resim yapıyor şiirler yazıyordu bu onun içinin acılarını alıyordu yaz geldi mi çay bahçelerinde şarkı söylerdi para için değil para sıkıntımız yoktu dört ev kirada idi iş yerin dende geliyordu zengin bile sayılırdık ama biz gönül fakiri idik ana baba fakiri işte böyle geçti yıllar barış azıcık üşütse hasta olsa ben ondan beter olurdum onun mutluluğu benimdi benimkide onun lise yılları çok güzel geçti resimler yapıyor şarkılar söylüyorduk barışı hiçbir zaman yalnız bırakmadım o da bensiz gitmezdi bir birimiz olmadan bir şey yiyemezdik
DEVAMI VAR BU GÜN IŞIĞI RAMANINA AİT
Yazan hacı Ayşe karan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.