Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. andre mauroıs
Murat Kayali
Murat Kayali

Dallamalardan Sallamalar 1

Yorum

Dallamalardan Sallamalar 1

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1226

Okunma

Dallamalardan Sallamalar 1

Dallamalardan Sallamalar 1






Gerçek burada ortaya çıkıyor...



Aşağıdaki satırlar sizlere bugüne kadar açıklanmamış ve her haliyle gizli kalmış gerçekleri aktaracak.Şimdi gözlerinizi dört açarak bu satırları okuyun, sonrasında veya çok zekiyseniz, henüz daha ilk satırların ardından "deli saçması" demeden önce bir derin nefes alın ve satırları okumaya devam edin.
Dünyada, kendi dünyası olan iki topluluk olduğunu biliyormuydunuz ? Bunlardan bir tanesi araplar ve diğeri de türklerdir. "Arap dünyası" ve "Türk dünyası" olarak adlandırılırlar.
Dikkat buyurursanız, amerikalıların bile kendilerine ait bir dünyaları yoktur. Hiç kimse onlardan ve yaşadıkları yerden bahsederken "Amerikan dünyası" diye bir belirtmede bulunmaz. Zavallıların topu topu, içinde bir dünya sözcüğü geçen "Dünya Ticaret Merkezi" vardı, onu da ellerinden bir arap aldı.
Boşuna dememişler "Yedi derviş bir postta oturur, iki hükümdar dünyaya sığamazmış." Siz hiç duydunuzmu bilmiyorum ama ben bugüne kadar ne haberlerde ne de başka bir yerde, sözkonusu Rusya veya Kongo olduğunda, denilsin ki; "Rus dünyası" veya "Afrika’nın Kongo dünyası".

Anlattıklarımın içinde yer alan bilgiler, kesin deliller içerdiginden, onları bir iddaa olarak algılamamanız rica olunur.

..... Birinci gerçek.

Türkler bu dünyaya gelen ilk insanlar.

Bundan ötürü onların bir "Türk dünyası" sahibi olmaları en dogal olanı.

.....İkinci gerçek.

Arapları müslüman yapanlar türklerdir.

Bu dünyaya gelen ilk insan olan Adem, yalnızlığından yakınıp, onu yaratıp tek başına bu dünyaya gönderen yaradanından, kendisine eşlik etmesi için bir hatun diledi. Yaradanı ona nasıl birşey istediğini sordu ve onun isteği üzerine, kara saçlı ve kara gözlü, kalın dudaklı bir arap kızı gönderdi.
Adem’i daha sonralar uzaydan bu dünyaya gelen diğer toplumlarda sahiplenmek istediklerinden ona "Adam" ve bizim arap kızı Havva’ ya da "Eva"isimlerini bile verdiler ama boşuna, isim değişince asıl değişmiyor tabii. Hani şu bizim Almanya’da yaşayan ve alman olan gurbetçiler hesabı, cebinde alman nufüs kağıdıyla Galatasaray maçında bayrak sallayanlar gibisine.
Dönelim konumuza.
Tabii bizim gelin arap olunca, türk aile birliğinin kuralları gereği, kadına da bir dünya vermek gerekti ve böylelikle işte onlarında bir "Arap dünya" ları oldu. Ama gel gelelim araplar işi ilerletip, kadına karşı olan saygımızı iyice istismar edip, sonra sonra iyice zıvanadan çıkıp, bizim onlara verdiklerimizi sanki onlar bize vermişçesine, bütün insanlara anlatıp inandırdılar. "Yalanın batsın gelin tarafı" demekten başka yapılacak birşey yok bu durumda.

.....Üçüncü gerçek.

Adem Türktür…

Bütün dini kitaplarda adamın adını değiştirmekten bir hal oldular ama yinede en önemsiz görünen birşeyi gözden kaçırarak kendi kitaplarında da belirttiler ve böylelikle yakayı ele verdiler.
Adama sormazlarmı ?
Adam madem Türk değildi de o zaman ne diye, İtalyan üzümü, Fransız peyniri, Macar sucuğu değil de sevişmek için elma yedi diye. Bak adını bile delil göstermek yeterli aslında, Adem’i, Adam yapıyorsun ve bunun türkçede yine erkek demek olduğunu bilmiyorsun, hoppaalaa!
Ama benim vereceğim delil daha belirgin ve su götürmez olacak. Evet, neden elma yedi ? Çünkü Adem’in doğduğu yer Amasya baba! Olay bu kadar açık ve ortada.
Adam dünyaya Amasya’da gelince başka ne yiyecek ? Böyle bir yerde doğan bir adam, orada yetişen elmalardan yedikten sonra ve doğduğu yerin ismini bildikten sonra ve yanında tam istediği gibi bir arap kızı olduktan sonra bu dünyaya zürriyet üretmek için hemen sevişmeye başlamayacak ta ne yapacak ?
Amasya, insanlığın üreyiş noktası. Türklerin anadoluya Asya’dan falan geldikleri yok, gerçek Amasya’da varolduklarıdır. Bakın bütün insanlık bu sihirli ismin içinde barındırdığı gizeme erebilmek umuduyla bugün bile hála, bir uzakdoğu ülkesi olan Taylant’a seks turizmi yapıyor.
Genlerinde, dedeleri Adem’in zamanında yaşadığı hazzın dürtüsüyle, hem asyayı hem a.. birarada bulabilmek umuduyla. Sonradan bu dünyaya gelen uzaylılarsa işi iyice abartıp, o masumluğu bulabilmek umuduyla, sübyancılık bile yapıyorlar .Onlara da "Ters yola saptın şaşkın" demekten başka söz yok.

Bütün bu gerçekleri okuduktan sonra, hergün ve heryerde karşılaştığınız "dallamaların" size hiçbir getirisi olmayan "sallamalarına" kulak asmamanızı ve asılların bile aslını aramanızı tavsiye ediyor ve sizleri insanlığın yeni gerçeklerinin aydınlığında bekliyorum.

Az kaldı unutuyordum.

.....Yeni Dünya Düzeni diye bir yalan daha var, onu sonra anlatacağım.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dallamalardan sallamalar 1 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dallamalardan sallamalar 1 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dallamalardan Sallamalar 1 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Murat Kayali
Murat Kayali, @muratkayali
6.4.2009 13:36:35
:)

Bak!
Insan sallayinca neler ögreniyor,tesekkür etmeden önce bir arastirmam lazim, olurya bu da bir sallama olabilir.
erolbasci
erolbasci, @erolbasci
6.4.2009 08:14:05
Benim anlayamadığım, Amasyada elmanın tarihçesi ancak MS 370 lere falan dayanıyor.O zaman bir seyyah tarafından Madagaskardan getirilip yetiştirilmeye başlanmış.Hatta Madagaskarda sıcak iklime alışkın olduğu için Amasyada o yüzden fazla irileşememiştir derler uzmanlar Amasya elması için.Sulu olmasını da okyanus esintisine bağlarlar.
Bu durumda Amasya tezi çürüyor mu ne sanki?
;)
hüzünlüşarkım
hüzünlüşarkım, @huzunlusarkim
5.4.2009 23:30:30


Olağan üstü hayal gücü...

Bizde okuduk hayali sallamayı..

suzan can
suzan can, @suzancan
5.4.2009 22:22:46
güzel bir sallamaydı :))

buna inanan varmı acaba?
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL