BALKONUMDAKI YILDIZ
Bizim ahmet gene zor zamanlardaydi,bir elli marki kalmisti cebinde.
Elli artida, iki yüz elli bin eksideydi küsürler haric .
kara kara düsünüyordu nasil cikacakti bunca yükün altindan.
arada bir ameleci veya hali serme,duvar boyama,tapete ,fayans,soförlük veya pizza servisinde is buluyordu
Tanidigi bir almanla bir tek kagitlik bölüsmüsler,biraz kederlide olsa gülüsmüsler,
eski bisikletini 25 marka satin almis,koltugu bozuk oldugundan,yaya yürüyordu,
koltuksuz bisikletiyle kol kola,bütün kapitali 25 mark olaraktan,
sanki bir mersedes duygusu veriyordu,
yoksa sapa mahalleden merkeze hep yayan yürüyordu.
Cok mahcuptu halinden,altin tutsa bok ediyordu,
kafasina kiziyordu,beni niye düsürüyorsun böyle günlere diye,
tasimak zorundaydi bu kafayi,
ne getirirse getirsin ,baska kafa secme sansi yoktu,
onu tasimak onunla yasamak zorundaydi.
asansörle ondördüncü kattaki tek odasina girdi,
bisikletini odanin bir kösesine park etti ve balkona cikti,
yaz mevsiminin nemi ve zaten icinin yanginli nefeside ayri bir zorluyordu,
acamadi pencereyi,koskoca balkonlari camlamislardi,acilmiyordu,
arada bir gazeteler yaziyordu,gene bir intihar oldu bu mahallede diye.
Girgirdi durum,kendisini atmak istesede atamayacakti demek burda yükseklerden.
Kizdi birazda balkonuna,acilmaz pencere takanlara biraz sitemle küfür arasinda mirildaniyordu.
Teptekti tek odasinda,neler yapabilirdi,fazla egitimli bilgin falanda degildi,
bogazini yakan solukla daldi yildizlara.
Birden kafasinin icinde birisi ona,sec ulan sec diyordu ,
gökler yildiz doluydu,
madem dedi,en parlagini dikti gözüne
bir yandanda ,oglum sen kafayi yemissin diyordu.
durum kötü kafa nane
sec ulan sende bir tane
gökte en parlayan yildizi secti,benimsin diyordu kendi kendine,
ve icinden acinacak ve gülünc haline tebessümlendi biraz.
Hava alamamisti acilmayan pencereden
ama arkadas kendine en parlak yildizi kiralamisti.
üc bes dakikada kendini böyle avuttu ve koltuguna oturup sönmüs cigarasini tekrar icine imdaaat diye bagirircasina cekti.
gözleri yumuk,ic dünyasi karma karisikti.
Düsünüyordu, karalarin karasiydi hayati her tarafinan yikikti.
cocuklari olmassa belkide balkonun camlarini bile kirardi kimsede onu durduramazdi.
Ama katiyyen yapamazdi ,annesini babasini birde o yikamazdi,
kardesi hüseyin kendini asmisti onbes sene evveli.
Birden telefonun sesiyle dogruldu
aslinda pek cok arayani kalmamisti,cünkü maglup zamanlardaydi.
Ici titreyerek telefonu kaldirdi
michael janini : hey yasiyormusun hala diye saka yapiyordu.
Bir kac ay önce bir dönercide karsilasmisti, filistinli insaat mühendisiydi.
Michael: berlinde sana seksen bin marklik fayans isi var,
yaparmisin,gidermisin diye soruyordu.
sanki marstan tersten düsmüs gibiydi ahmet,yahu neler oluyordu hayatinda.
Bak dedi bizim ahmet,bir kac dakika önce balkondaki pencerelere kiziyordum,
dünyanin neresine olsa giderim .
ve gitti berline bir sene,fayansladi bas sehri.
hep düsünür bu olayi ahmet,
acaba o yildizdan daha parlagi varmiydi diye,güler kendi kendine.