4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1899
Okunma
Kadın, Şiir, Edebiyat
Kadınların sosyal ve siyasal alanlarda söz sahibi olması, son yüzyıl içersinde daha fazla görülmektedir. Ülkemizde kadınlar Cumhuriyet dönemiyle siyaset sahnesine çıkabilmiştir. Avrupa’da (Fransa’da) 1945 de oy hakkı alabilmişler.
Edebiyat alanında da kadınlar son yüzyılda seslerini daha gür çıkarma imkânı bulmuşlardır. Neden bazı kadınlar günümüzde hala siyaset ve edebiyat alanında pasif durumda? Bu sorunun cevabını kadın kimliğinin tezahüründe aramalı. Bir eser vücuda getiren kadın veya erkek, bağımsız kişiliğiyle edebiyatçıdır. Yazdıklarını (Eş, baba, nişanlı, ağabey, şeyh vb.) şahısların onayına sunan ya da yazdıklarının hesabını onlara vermek durumunda olan bir kadın; başarılı ürün verebilir mi? Bu nedenle, bazı kadın yazarlar yazı ve şiirlerini yoruma kapatmak zorunda kalmaktadır.
Geniş okuyucu kitlesine sunulan, şiir-yazı eğer yoruma kapatılmamışsa; farklı kültür ve anlayışa sahip kişiler tarafından yorumlanır. Bu yolla yazdıklarının başkaları tarafından nasıl algılandığını görebilir. Bazı şiir-edebiyat sitelerinde eser sahibinin yorumları “pasif” etme hakkı var.
Kadın yazarları sınırlayan bir husus da, bazı erkeklerin yardım amaçlı; onların eserlerine yapılan yorumlara cevap vermesi! Bu hiç uygun bir davranış değil. Hakaret içeren yorumlar için, zaten site yetkililerince gereken yapılıyor. Ayrıca üyeler de tepkisini gösteriyor, göstermeli.
Sonuç olarak: Bırakın kadın yazarlar, özgürce duygu ve düşüncelerini ifade etsinler. İnanıyorum ki onların himaye edilmeye ihtiyacı yok.
Saygılarımla.