- 509 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
karalamalar(8)
Bugün de güneş,etkili.Dünkü gibi.Bulutların arasından çıktıkça hemen kendisini hissettiri-
yor.İnsanlar,bir anda kışlıklarından kurtulup yazlıklarına kavuştular.İnsanın içi rahatlıyor,güneşi görünce.Ankara’nın halkı,genelde havanın durumuna göre alış verişle-
rini ayarladıklarından,ben de ona göre tetbirimi almalıyım diye düşündüm.Yaza hazırlık
olarak Samanpazarından çeşit çeşit şapkalar almalıydım.Şapkaları,tezgaha ilk koyan ben
olmalıydım.Bu iş çok önemli.İlk turfanda da kazandıklarınla kalırsın.Sonra malın arzı olduk-
ça artınca kar edemesin.Ticaretin olmazsa olmaz kurallarını az çok öğrendiğimi sanıyor-
dum.Memuriyetliğimin statükocu kuralları,mazi olmuştu artık.Şimdi ise yaşamımda farklı
bir döngünün içerisindeydim.Kesinlikle yaşam ile barışıkolmak gerek.Bunun için de karam-
sarlıktan kurtulup umut ışığını yakaladığın anda o ışığın peşini bırakmayacaksın.Böyle
düşünüyorum,acizane olarak...Şu anda yaptığım işten gocunmadığım gibi farklı işler de
düşünüyorum.Nele yapabilirim diye...Arayış içerisindeyim...Durağanlığı hiç sevmem..
Neyse konuyu dağıtmadan ana konu: "şapkaya" tekrar döneyim.Ulus’tan itibaren Saman-
pazarının yokuşunu tırmanmaya çalışırken geçen yaz kadın müşterilerle aramda geçen-
leri anımsadım.Nedense o gün kadın müşteriler üzerinde beynimde takıntılar oluşmuştu.
Diğer tezgahları izlliyordum.Tekstil ürünlerini karıştırıp duruyorlar.Bu durum,her pa-
zarda da aynı.Kadınlar olmasa ekonomi bir anda bitecek.Bir de şunu kafama kazıdım.:
Eğer tezgahında malını pazarlıyorsan kadınlara karşı oldukça kibar olacaksın.Geçen sene
yazın tezgahıma iki kadın müşteri yanaşmıştı.Ben,hemen iltifatlara başladım.Kadınlar,de-
ğişik şapkaları kafalarına takıp çıkarıyorlardı.Şapkaları almaları için ağzımdan bal akıyordu sanki.İltifatların bini bin para.
"-Hanfendi,bu şapkayla aynen Hülya Avşar1a benzediniz.Gözlerinizin güzelliği yanında AVŞAR kızı ne kiİ.."
"-Yok canım,o kadarda değil."Ben ise iltifatlarımda ısrarcıydım.Hatta araya Liz Taylor’u bile sıkıştırmıştım.Sonunda şapkaları sattım.Öğleden sonra ise alacak-verecek yüzünden
morelim bozulmuştu.Müşterimin biri,bir yıldır takıntısını vermemişti.Tam o esnada iki kadın daha tezgaha yanaştılar.Şapkalara bakıyorlardı.Hafif esmer olanı,kenarları geniş olanı kafasına takıp şöyle bir yandan aynaya bakınca:
"-Hanımefendi,şimdi tam da Banu Alkan’ a benzediniz."
"-Aşkolsun.Başka benzetecek artist bulamadınız mı?"
"Bulamadım"
Kadının kalbinin tam ortasına baltayı vurmuştum.Şapkayı tezgaha fırlatmasıyla homurdanarak uzaklaşmaya başladı.Bir taraftan da
"-Pazarcı milleti değil mi." diye söyleniyordu.Kadıncağız çok haklıydı.Ben eşşeklik yapmıştım.
Evet,Samanpazarına doğru yorgun bir halde tırmanırken işte size anlattığım bu olay beynimde canlanıvermişti.Ama bu yıl ve sonraki yıllarda asla öyle bir gaf yapmamaya kendi
kendime yemin ettim.
(03.04.009 günlüğüm)
Ayhan SARIKAYA