- 1369 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kardelene mektuplar 1
Sevgilim,
aşka intizarım, okyanus yürekli canözüm. Şimdilerde bir başka sende yüreğim. Baharım, gönlü derya enginliğim, bir başka çarpmakta, aciz yüreğim.
Dedim ya " biz bize açılan kapılarız, kopsa kıyamet, yok kimsenin kapatmaya gücü, yok! Ahh çekiyorum derinden, hasretin kor olup yakınca bağrımı. Hiç çıkmıyorsun ki içimden, hiç sönmüyor ki ateşin bende. Gül yüreklim, aytanem, sana hangi hitapla gelsem olmuyor karşılığı. Eritsem kor kalemimi sana erme çabalarımla, olmuyor ki kül özlemlerim.
Hiç bir imgem anlatamıyor bendeki büyüklügünü. Sen, benim gül açmış çehremde yanan mahşersin, kulaçladıkça alnımı zalim kader çizgileri, düsüyor izlerimiz.
Sönmeyen meşalem, sevdiceğim, güne doğanım, yüreğimde batanım ve herşeyimsin. Koşuyorum rüyalarımda kollarına, varıyor muyum...Bilmiyorum. Hep bir sıcaklık, hep bir heyacan içinde hücrelerim. Sanki; varsam sana yenilecek ölüme koşan hücrelerim. Can bulacak kurumaya yüz tutmuş dallarım, açacak bahara fidelerim, güzelleşeceğiz çiçek çiçek iste.
Offf bu nasıl sevdadır; ağırlaştıkça yükü, tadı bir başka güzelleşmekte.
Okyanus derinliğinde gömüldüm aşkına ey can, bilmez miydin... Sen okyanustun, ben ise sığ sularında dönen girdabın, en can alıcı noktlarından vurup aşkı senle paylaşan. Ve sevdamızı derinlerinde vakumlayan...!
Görebildin mi...Kendimden geçip sana gelişimden bu yana çok şey değişti hayatımda.
Sana bayılıyorum, aşkpeteğim, aşkparem, gönülyarem, yürek kozam. Ben tek sana sarılan sonrasında da tek sana açılacak olan yanık bir kozayim. Al beni avuçlarına, sev, okşa, kırmadan sana açılan kanatlarımı, hırpalamadan renklerimi sev bende ilk kez aşkı, ve öp sevdayı gözlerimden utanma. Sen ateşli bir yaydan fırlayan kor oktun, bağrıma saplanan. Dört mevsim güzelliğiyle bana gelen, bazen hazan, bazen umut, bazen de ıslaklıktın, yanaklarımda süzülen acıların dışavurumu gelişlerin ve gidişlerin varsa da...Değişmem yine de seni dünyayla, hazanım da olsan baharım da sen benim helal bildiğimdin, vazgeçmem vazgeçemem.
Boranlarla büyüyen yürek ateşimdin. Kucaklarken baharı, doğanın kucağında fışkıran yaşama sevincimdin. Sen benim Munzur sevdamdim, en uzak bir il iken memleketimden. Özgürlüğe akan soğuk sularında acizdi titreyişlerim. Donuyordum, mahşer sıcaklığında. Yollarında ölecek bir gazi edasıyla düşmüştüm kara sevdana.
Uykuya uzak gözlerim, sedakatime şahit gecelerin içinde mahrur bakan hayallerine gömülür. Süzüldükçe yaşların yanaklarımdan, ölürüm sana can bildiğim.
Uzadıkça uzayan bir labirentin, kurtuluşa açılan kapısında bana kucak açan tek mükafatısın aydınlığa varacak hayatın.
Rabbimin bana gösterdiği en güzel şeysin. Yürek ateşimin en üst noktasında soluk soluğadir, aşk kokan nefesim.
Senle kapadım kirpiklerimi uykulara, senle açtım sabahlara, günü senle yolculadim, senle kapandım korkmadan karanlıklara. Sen vardın her bir hücremde, işlerken iliklerime, dolaşıyordun bir de damarlarımda. Bendeliğini anlatamıyordum yine de.
Yakasım geliyor alfabeyi, hiç bir cümle anlatamıyor sevdamın güzelliğini. Hüzünlü melodiler içinde kayboluyor tek tek sözcükler. Boğuluyorum, boğuluyoruz. Yitiyor yitince biz, uçuyor nağmeler. Dil lal...
Biz aynı gözeden akan coşkun bir ırmağın iki kolu gibiyiz. Akarken biz bize kesmişler gövdemizden, ayırmışlar kolumuzu kanadımızı. Bebeğim misin nesin, kıyamıyorum ki hiç sana. Kuruma ne olur sen, her ne olacaksa olsun bana. Uzandıkça sana titriyor ellerim, ürperiyor gecenin bakışları batınca kırpiklerim. Ben sana bir annenin çocuğunu severken içine çektiği derin bir nefes, derin bir sevgiyle geldim. İçimde tasan taşkınlar sendin, boğuluyordu sende hücrelerim.
Ulaşılmazim, baki sevdam, nadide yarim, yoldaşım...Her an kırılacakmışsın gibi dökülüyor tüm hücrelerim, nazlı sevdam, billur limon çiçeğim.
Yalçın kayaların zirvesinde aşka açan vahşi iki karanfildik, koparsalar solacaktı hayat avuçlarımızda. Gökyüzüne uzanırdı hasretimizin yaprakları, bulutlara tutunmak için çırpındıkça çırpinan. Yağacaktık biz bize sonra, çok sonra...!
Deliydim, çılgındı, dehşetti sevdam. Seni seviyordum be gönül çiçeğim. Sana hangi imgelerle gelmeliydim bilmiyorum, aciz kalıyordu cümlelerim. Gün geçtikçe daha iyi anlıyordum ki; tarifin çok zordu senin. Ben sana tüm dillerin çaresiz kaldığı duru ve koca bir aşkla geldim.
Aç kollarını al beni gönül evinden içeri...Gül yüreklim, aytanem, cantanem, birciğim...
bu sevdanın bağrında yanan korlarız
kavursa da
bizi bize bağlayan kollarımız
küle durmaz hiç bir vakit
yangınlarımız
yuvarlandıkça biz
bu aşkın uçurumlarında
dünyayı kaplar alevlerimiz de
külle durmaz bu dehşetle kara sevdamız !!!
"gönlüm hep seni arıyor neredesin sen!!!"
Sude Nur Haylazca
en sevgiliye...
Sude Nur Haylazca
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.