- 964 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
Üşümek Bitti Muhsin Başkan
Yaşadığı gibi öldü...
Öyle ise?
Ölüm şekli ölene zül değilse, göğse takılacak bir madalyadır imanla Rabbine varmak.
Salon kurallarından, salon soytarıları ve soytarılıklarından uzak yaşadı.
Yola çıkışından, gidişine, düşüşüne, kalışına (belki düştüğünde hayattaydı) ve vefatına kadar
bembeyez kir barındırmayan karlar içinde, memleketinin doruklarında, üşüyüp uykuya daldı
Güneşin Rabbine ruhunu teslim ederek. 7,5 Yıl 12 Eylül cenderesinde kaldığı günlerde böyle zirveleri hayal etmiş miydi? Kardeş kanı döktürenlerin, kardeşi kardeşe kırdıranların oyununu
farkettiğinde cezaevindeydi. Çıktıktan sonra yıllarca, kavga edenlerle el ele Türkiyeye sığmayı, yayılmayı düşündü. Gülün şavkıyla kardeşlik yeniden kurulabilirdi. Bunun için Sivasta 37 kişi yanarken Ona bağlı gençler yanan binaya merdiven uzatıyor, canları kurtarmaya çalışıyordu.
Yanıbaşında miting yapan partinin konuşmasıyla kendi konuşması karışınca, susuyor ve dinliyordu. Partisine mensup gençler müdahale etmek isteyince, "onlar bizim kardeşlerimiz" diyordu.
Siyasi çizgisine yakınlığım yoktu.
Hayatımda hiç tanışıp konuşma imkanı olmadı.
Karlı dağlarda mahsur kaldığı günden şu ana kadar kaç kez gözlerimden yaş geldi bilmiyorum.
Bir mucize olmalıydı ve kurtulmalıydı. Bana göre.
Manşetlere baktım, kaybımız büyüktü.
Bir delikanlı, bir ağabey, bir ideal adamı yitimiştik.
Barış vadeden bir adamı.
Şırnak sokaklarında bir kahvede oturup çay içtiği ve çok mutlu olduğunu söylediği haber gitmiyor aklımdan.
Aşk ile yananı üşütmez karlar.
Kendisine Yüce Mevladan Rahmet ailesine, sevenlerine sabır ve başsağlığı dilerim.
Türk Mletinin Başı sağolsun!
.
YORUMLAR
“Bir hayalim var” Bütün vatandaşlarımızın ay yıldızlı bayrağın altında şerefle yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum
başını örtenle açanın aynı üniversitede yasaksız kavgasız kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum.
Kürt,Türkmen, Alevi Sünni ayrımı olmadan
zengin yoksul ayrıcalığı görülmeden, imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye istiyorum
diyordu.
Hayalleri ona yön verip rehberlik ediyordu. Hayallerine ulaşmak için hileye, yıpratıcı siyasete girmekten hayâ ediyordu.
90 yıllarda BBP nin yeni kurulduğu o dönemde, seçim zamanı rahmetli büyükbabamı ziyarete gelip dua istemişti ondan...beldemizde ki adayını tanıtıp oy ve destek arzu ettiğini ifade etmişti....ne kadar temiz bir insandı ve ne kadar çok özlüyoruz onu bizler....
bu gün hayatta olmalıydı ülkenin şu en zor döneminde....ama takdir ilahi işte...ecel gelince ne bir an ileri ne bir an geri alınamıyor ne yazık ki....
son süreçte böyle şahsiyetleri haddindende fazla arıyoruz.....haddinden fazla ihtiyaçtayız....
..............................................................
Nizam Şahin: Bir ömür adanmış koca bir yürek makalesinden...
“Dağına göre kar verilirmiş bilirdik de dağına göre yiğit de düşermiş bunu anladık… Gördüki yaşadık ve yüreğimizin her zerresinde ilahi bir sesle işittik… Allah sevdiği kulunu şanına yakışır bir düğünle yanına alırmış hepimiz bildik…”
…
Aslında o hiçbir zaman yalnız yürümüyordu. Madden çok yalnız bir adamdı fakat manen bunu hiç yaşamıyordu… Şöyle diyordu: “bizim kaderimiz zorlu bir kader… Hayatımın hiçbir döneminde refaha, rahata ermedim. Çok sıkıntılar yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum. Rabbim sıkıntılar yaşattı ama çok şükür hiç bunaltmadı. Hep son dakikalarda bir kapı araladı, bir fırsat açtı…”
Yazıcıoğlu ne mağrur hallerinde bile tevazu yeleğini çıkarmazdı. Yakın dostları onun bu yönünün istismara açık olduğunu söylerken, o türden eleştirilere karşı hep şu cevabı verirdi. “Ankara’da Kocatepe Camii de var, Hacı Bayram Camii de… Dikkat ederseniz Hacı Bayram Camii’nin etrafında meczuplar, fakirler dolaşır. Ben de siyasetin Hacı Bayram Camii olmaya çalıştım hep. Etrafımda fakirler, meczuplar, ihtiyaç sahipleri oldu her zaman çok şükür. Ben bunlardan gocunmadım aksine mesut oldum. Hacı Bayram Camii olabildimse ne ala gurur duyarım…”
Rahmetle anıyoruz.....her daim olduğu gibi az,öz ve berrak bir paylaşım olmuş.....kutladım.....duamla................
sivasta ona bağlı gençler yanan binaya merdiven dayarken o zamannında maraş katliyamında merdivenleri çekmişti yanlış hatırlamıyorsam ve bügünde bir ermeni köyünde düşmesinin bir desadüfmü yoksa tanrısal bir adletmi...
bende tüm insanlar gibi üzüldüm ölümüne,çünkü bütün ölümlere karşıyım..
saygılar...
gerçekten acıydı,yaraladı ruhumuzu,kim ve ne oldukları da önemli değildi, öncelikle insandı orada pisi pisine ölenler.bu yanıyla da üzülmemek mümkün değil.diğer üzücü yanı da,her an ortalıklarda olmayışıyla değerinden bu güne dek haberdar olamayışımızdı.lakin allahın yaptığı her işte bir hayır vardır,ölümde bile.merhumun da bir konuşmasında dile getirdiği gibi,bazılarına bir mesajı allahın,bir ibret belki de,bu denli hırs yapmamaları,çirkinleşmemeleri,oyunlarla kirletmemeleri kendilerini ve ülkeyi diye uyarı.ölümü hatırlasınlar diye,o oylar, sandıklar için bu denli küçülmemeleri,orada adları ile bile olamayabilecekleri,belki bir nefeslik zamanları bile kalmadığını,bu denli dünyevi hırslara kaptırmamaları ve de attıkarı her adımda gidişin allaha olduğunu hatırlatmaktı seçime birkaç gün kala oluşuyla ve siyasetin kirlenişinin haddi aştığı günlerde.allahın dersi o canlarla olamsaydı keşke ama bunu demek bile allaha isyan,affetsin dilerim.vardır bir bildiği mutlaka ve ibrahim hakkı hz.lerinin dediği gibi:görelim mevlam neyler,neylerse güzel eyler,kendilerine rahmet,yakınlarına sabır diliyorum.size de teşekkürler.saygımla efendim.
''Gülün şavkıyla kardeşlik yeniden kurulabilirdi. Bunun için Sivasta 37 kişi yanarken Ona bağlı gençler yanan binaya merdiven uzatıyor, canları kurtarmaya çalışıyordu. ''
5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl tutuklu kalıp hiç ceza almamış olması ve hakkında yazılan bilgiler onun gerçekten çok değerli bir insan olduğunu öğretiyor bizlere ve ancak ölümünden sonra gerçek değerinin daha fazla insan tarafından anlaşılabileceğini gösteriyor....Allah rahmet eylesin..
Memleketimin dağlarında ölenlerin kardelenlerde, çiğdemlerde, karamuk çalılarında veya lafın gelimi Şarkışlanın Elmalı köyünde yeniden doğmadıklarını, yaşamın boyut ve şekil değiştirmeden ibaret bir şey olmadığını kimler bilebilir ki.
" Tanrım daha çok sevmiş ki benden seni aldı" diye düşünerek,
Ülkesine yararlı olarak ölmüş herkese Allahtan rahmet dileyerek mekanlarının cennet olmasını diliyoruz.
Değerli yazın adamı Deniz Tayanç Bey'e de teşekkür ve tebriklerimle...