- 558 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YÜCE RUHUMUZ ve ŞİFÂCI GÜCÜMÜZ
YÜCE RUHUMUZ ve ŞİFÂCI GÜCÜMÜZ
Merhaba
Bu yazı vatan kurtarma sohbeti sonrası olumsuz düşünceler içinde yazdığım bir yazıydı.
Olaylar bizim istediğimiz gibi gitmediğinde üzülürüz. Kendimizi olaylardan , yaşantıdan biraz geri çekme isteği duyarız, kendi kabuğumuza çekiliriz diyebiliriz buna. İç dünyamızın kapılarını dışarıya karşı sıkıca kapatırız. Tüm kötülüklere lanetler okuyup kaçıp gitmek isteriz. Bu çözüm değildir bunu da biliriz. Elimizden hiç bir şey gelmeyeceği duygusudur biz asıl üzen.
İnsanlar iyi olmuş ya da kötü olmuş, acı çekmiş yada çekmemiş ne fark eder ki. Dünyanın güzel olup olmaması, Gökyüzünün ve suyun o şeffaf, güzel, saf maviliğini kaybetmesi, insanların aç ve susuz kalması kimi ilgilendiriyor? Ya da esas ilgilendirmesi gerekenleri ilgilendiriyor mu?
Bütün bu durumlar yeni bir şey değil, her zaman olan şeyler. Düşünüyorum da kendimi bildim bileli var olduğu gibi doğrusu tarih boyunca hep böyleydi. Bu ne senin suçun ne benim. Bundan sonra da her zaman böyle olacak, değil mi? Mavi küremiz hep böyle sancılı dönecek, insanların derdi hiç bitmeyecek. Yoksullar, yetimler, üzülenler hep olacak. Allah onları diğer insanları imtihan etmek için öyle uygun görmüştür değil mi? Kadercilik mi ? öyle de olsa doğru işte.
...
Uzağımızdan veya yakınımızdan tanış olan yada olmayan kişilerin intihar haberleri gelir bazen. Böyle bir haber sonrası bu duygularımı olumlu düşünce yazısına çevirmeyi istedim .
Belki bu durumdaki birilerinin elinden dostça tutmaya vesile olabilsin diye. Onu hayata bağlamaya , uçurumun başından geri dönmesini sağlamaya Onun kışı andıran duygularına ilkbahar güzelliği getirebilsin diye.
***
Olaylar bizim istediğimiz gibi giderse çok seviniriz. Yaşama sevincimiz artar kendimizi daha fazla hayata bağlanmış ve olayların içinde olma isteği hayata katkıda bulunma isteği duyarız. Üzüntülerimizi bir kenara atar, kendimiz ve yakınlarımız için daha güzel bir yaşantının yollarının arayışına dururuz.. Tüm kötülükleri yok etme isteği duyarız. Bu hiçbir zaman tam mümkün olmayacağını bilsek de elimizden gelen kadarını yapabilmek bizi mutluluk verir.
Diğer insanların iyi ve mutlu olmaları bizim de iyiliğimizi ve mutlu olmamızı sağlayacaktır. Bu sevi ve mutluluk öyle duygulardır ki çok çabuk yayılıverir. Biz iyimser düşünceler içinde olduğumuz vakit, dikkat edersek çevremizdeki insanlar da daha bir sevinçli, neşelidir.
Gökyüzünün o şeffaf güzel saf maviliğini kaybetmesi , dünyanın bir yerlerinde insanların aç ve susuz kalması hepimizi ilgilendiren bir sorunken , beraberce düşünerek çözüm yolları aramak da hepimizin görevi.
Bir şeylerin önceden beri öyle olagelmesi, öyle devam etmesi gerektiği manasına gelmez. Bir yerlerde bir konuda insanlar acı çekip, eleştirilerde bulunuyorsa sızlanma varsa yada şikayet varsa demek ki çözülmesi gereken değiştirilmesi gereken bir şeyler var demektir.
Her fena durumun suçlusu biz olmasak da değişim için çaba göstermek , kötülüklerden masum insanların zarar görmesini önlemeye çalışmak da bir görevdir. İnsanların derdine derman olmaya çalışmak, yoksulları yetimleri bir kenarda unutulmuş üzülenleri bulmaya çalışmak yorgun dünyamızda hissedilen sancılarını bir nebze azaltacaktır. Kadercilikte her ne kadar herkes kaderine boyun eğmeliyse de yardım isteyene yardım etmekle ve güzel işler yapmakla hem kendimiz hem etrafımızdaki insanların mutluluğuna vesile olmuş oluruz.
Bazen unutulmaya çalışılan şeyler inadına daha fazla hatırlanır. Güzel hatıraları yaşayışın normal gidişatı kabul ettiğimizden, ileri yaşantımızda pek hatırlamayız. Bize üzüntü veren duygulardır acıttığı için unutmaya çalıştığımız. Tıpkı her zaman duru su olarak akan bir ırmağın kıymetini o zaman parçasında bilmezken, hırçınken bulanmasını daha fazla hatırladığımız gibi. Zaman gelip tekrar durulacağını bilmek de güzel bir duygu.
Her insan kendi dünyasında özeldir. Çevresinde her gün konuşup sohbet edebileceği arkadaşları dostları hep olsa bile Hiç kimseyle paylaşamadığı sevinçleri ve üzüntüleri olacaktır, hayalleri olacaktır. Düşüncelerinde çözüm bulamadığı, ne sebeple olursa olsun çevresine anlatamadığı sorunları olacaktır. Kendisinin çıkmazda olduğunu hissederek hüzünler yaşayacak, ruhsal acılar çekebilecektir. Kendi düşsel sorunlarıyla daha çok iç dünyasına çekilecek, intihara kadar varan üzünçlü duygular yaşayabilecektir. Böyle zamanlarda düşüncelerini dağıtacak, kendini eğleyecek, neşelendirecek bir şeyler yapmalıdır. Her kıştan sonra baharın da geleceğini, hep böyle fena halin sürmeyeceğini bilmesi onu hayata bağlayacak, yaşama sevincinin arttıracak. Sabretme gücü verecektir.
Ruhsal tedavi gören bildiğiniz kişileri lütfen yalnız bırakmayınız. Onların ille de şöyle yap böyle yap diye bir yönlendirmeniz gerekmez, bazen yalnızca sizin kendisinin yanında olduğunuzu bilmesi ve sorgusuz, yargısız konuştuğunu dinlemeniz ona yeterli olacaktır. Onunla eğlenmemek, konuştuklarını ve davranışlarını alaya almamak onun iyilik halini artıracaktır.
Ruhumuz öyle yücedir ve şifâ vericidir ki
eğer istersek uzaktan bile iyileştirme gücümüzü kullanabiliriz.
Gönlünüzde Hep İlkbahar Güzelliği Yaşamanız Temennisiyle