- 634 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Arabesk Hayatlar
Bir bağlamanın yanık telleri yahut bir kemanın acı nameleri değil aslında tüm olan biten. Sonların ilklerin önünde olduğu, sonbaharın ilkbahardan daha çok sevildiği bir dünyanın fertlerinden bahsediyorum.
Şaşırmasınlar ve çabuk yılmasınlar diye, tüm koşuşturmanın ,hırsın,tutkunun,azmin daha fazla huzur ve mutluluk için olduğunu fısıldamışlar her doğan çocuğun kulağına.Sen inanmışsın,ben inanmışım ama onlar inanmamışlar.Ne yani bizim gibi düşünmüyorlar diye kızalım ve aşağılayalım onları öylemi?Onların yolları farklı belki ama bu toplum dayatmasına inananlarla aynı yere çıkıyor neticede.Kimisi güneşin doğuşunu severken,onunla mutlu olurken kimisi batışıyla mutlu olabiliyor.Ayrılığın hüznünü kavuşmanın heyecanına tercih edebiliyor insan kimi zaman.Melankoli beyazlar içinde bir prenses yahut beyaz atlı bir prens olabiliyor.Ve hatta sevgiliye aşkın yerini yalnızlığa aşk alabiliyor.
Hem bütün efsanevi aşkların hangisinde vuslat var ki? Kavuşamamak daha fazla büyütmüyor mu aşkı? Herkesin aşkı kendine benim derdim aşkla meşkle değil. Her seven en fazla sevendir aslına bakarsanız. Ölçülemiyor ya,âşıkların dudaklarında hep şu cümleler ”Ben seni, senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum”.Araç amacın önüne geçiyor işte tam o anda. Kemiği olmayan yüreğin yerini, kemiği olmayan dil alıyor. Ve eski defterler açılıyor. Aşk kelimelere yenik düşüyor. Unutuluyor yürek işinin parmak hesabıyla olmayacağı.Ve aşkın yakın arkadaşı ayrılık alıyor sahneyi. Tüm hünerlerini sergiliyor çalan arabesk namelerin eşliğinde. Öyle bir hale geliyor ki biçare âşıklar, melankoliyle, hüzünle mutlu oluyorlar artık. Kiminin sarhoş gönlünde kırılan kadehlerin sayısı merak ediliyor, kiminin haklı! isyanına ortak olunuyor. Babalar söylüyor, âşıklar dinliyor, ablalar(Analar değil) söylüyor âşıklar inliyor.
Tüm mevsimlerin sonbahar olduğu, güneşin kara bulutlara yenik düştüğü, kuruntulu gölgelerin cirit attığı bir dünyanın fertlerinden bahsediyorum. Küsmüş, terkedilmiş, haksızlığa uğramış, hep en çok sevenlerin dünyası burası. Kötülediğimi sanmayın, iyi ki böyle bir dünya var. Hangimiz bu dünyada misafir olmadık ki ömrümüzün bir kısmında? Arada ziyaret etmek güzel ama oraya ait olmak, işte bu olmaz. Çünkü ömür kısa. Ve sevecek, kıymet bilecek biri çıkar nasılsa…