- 1635 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
EL ETEK ÖPMEDEN GELDİK BU GÜNE...
Yıllardır, değişen hükümetler ve icraatlarını eleştiririz.
Hatta bu partilere oy vermiş olsak bile, yeri geldiğinde ver yansın ederiz. Sanırım bu hal dünyanın tüm ülkelerinde böyledir ve hiç değişmeyecetir.
Ben de bu kuralın bir parçası olarak, her zaman gördüğüm kadarıyle bu yanlış, eksik, zararlı,faydasız durumları hep eleştirenlerden biriyim. Fakat yıllar içinde, o günkü şartlarla o perspektiflerden baktığımda, haksızlık ettiğimi düşündüğüm siyasiler, partiler, başkanlar vs. olmuştur ve içimden sessizce onlardan özür dileyip, vicdanımı rahatlatmaya çalışmışımdır
Ta ki, bu iktidara kadar.
AKP iktidarı kadar eleştirdiğim, kınadığım, delirdiğim, tansiyonumu yükselten başka bir dönemi
hatırlamıyorum. Bu güne kadar bu iktidar hakkında yaptığım ve yapacağım hiç bir eleştiri için de pişmanlık duymayacağım.Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin böylesi akıl almaz aymazlıklarla ,
bile bile lades olduğu aşikar tezgahlara getirildiği hiç bir dönem olmadı.
Kaoslar, provakeler, eylemler,bölücü fraksiyonlar her devirde küçüklü büyüklü vardı, İhtilaller gördük,Anayasalar değiştik, bin türlü badireden geçtik. Fakat bu gün olduğu gibi, gözümüzün içine bakılarak," biz yapalım siz de görün, babalar gibi satarız, ananı da al git " cümlelerinin atındaki tehlikeli boyuta girmemiştik hiç.
Bu gün , Türkiyenin her yerinde sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, yazarlarımız, sanayi ve ticaret odaları, meslek odaları, normal sade vatandaşlar, bir elden bu gidişin hayırlı olmadığını haykırıyorlar.
Türkiye Cumhuriyetinin karanlıklar içine çekildiğini, Atatürk ilke ve inkılaplarımızın kazınmak istendiğini, en hayati, halkın emeği ile kotarılmış tesislerimizin yabancı sermaye emrine pazarlandığını,stratejik bölgelerimizdeki arazilerin yabancılara satıldığını, aklı başında vicdanlı insanların benimsediği laik düzenimizin yok edilmek istendiğini , Kıbrısımızın üstüne tezgahlanan oyunlar oynandığını ,Ordumuzu halkın gözünden düşürtülmek istendiğini ve böylelikle sembolik bir ordu yaratılmak istendiğini , federe bir devlet kurulmak istendiğini, kılığımızı, kıyafetimizi taassub çağına döndürmek istediklerini biliyoruz.
Nerdeyse 1950 den bu yana Türkiye siyasi hayatının çalkantılarına sebep olanlar, "bir kere delinmekle anayasa bozulmaz"diyenler, "benim memurum işini bilir ve ben zenginleri severim"diyenler ve onların talebeleri, güvercin ve mavi aşıkları,bu değişim kanlı mı olacak,kansız mı diyenleri dinledik...
Kabus olup üstümüze çöktüler yıllarca.
Ve bu gün yine her şeyi unutup, kara tahtayı silgiyle siler gibi, karalamaları sildiklerini sanarak tekrar kürsülerde boy göstermeye başladılar.
Biz artık aynı söylemleri, aynı uslupları dinlemek istemiyoruz.
Türkiye bu insanlardan başka siyasetçi yetiştirmedi mi, bu insanları ısıtıp ısıtıp tekrar ortaya sürmek nasıl bir aydınlık, ilericiliktir ?
Bu güzelim ülkemiz, bu cennet vatanın toprakları altında yatan yüzbinlerce şehidimiz, bu topraklarda nesillerdir yaşayan ve adına bir bütün olarak Türk Milleti denilen insanlarımız, aydınlık bakışlı , güleç yüzlü, vicdanlı , açgözlü olmayan, edepli, saygıyı sevgiyi bilen muhteşem halkımız, bu gün sürüklendiğimiz durumları hak etmiyor.
Yüce Türk Milleti, asırlar boyunca el etek öpmeden geldi bu yıllara.
Dizinin üstüne diz, sözünün üstüne söz koydurmadı.
Eğilmedi, bükülmedi, dümdüz , alnı açık, yüzü pak yaşadı.
Bu tarihten sonra da bunu değiştirecek değildir.
Buna inanıyorum...
CEYDA GÖRK
YORUMLAR
Bu günlere nasıl geldiğimiz mutlaka önemli..Ama ülkenin ve toplumun geleceği içn bundan sonrası önemli
Bende gidişin daha aydınlık olduğu konusunda iyimser değilim.Yazınız bazılarına göre fazla milli duygularla kaleme alınmış gibi gözüksede gerçekler yazınızın haklı olduğunu göstriyor...
Kutlarım saygılar
Önceleri maskeliydiler,gülen dost,yardımcı,sabreden maskeler yavaş yavaş düşmeye başladı,düştüğünü gördüklerinde hemen kaldırmaya çalıştılar,o arada gören gördü göremeyen hala ardı sıra gidiyor.En hassas noktasından vurdular halkı din,ama halk dindardı,onlar dinci oldular.ucuna yapışan köşe denerken,dini mini bırakıp ucundan tutmaya çalışanlarla doldu ortalık.ağzınıza sağlık kutlarım.
milli duyguları sizden öğrenecek değilim.özüre de ihtiyacım yok.böyle yazılarla elinize ne geçecek..artık bir edebi yazı okuyamaz olduk...
demokrasi varsa eğer bir partiyi destekleyenlere çanak yalayıcısı diyen zihniyete yazıklar olsun...o zaman herkes çanak yalayıcısı bu ülkede...
diyecek bir şey yok hadi bakalım herkesin yolu açık olsun.hayırlısı ne ise o olsun..
Mesela ana muhalefet lideri darbeci paşaya "Sizde bir sasrsılma var paşam" diyor günlüklere göre.
Darbe işi yavaştan gidiyor der gibi sanki..
KOca koca paşalar, gazetecilerle kanka olmuş seçilmiş sivil iktidarı nasıl deviririz hesabını yapıyorlar.Milletin vergileriyle maaşlarını alırlarken, dağlarda Mehmetçikler terör kurşunlarıyla birer birer can verirken üstelik.
Böyle medyaya yansıyan gerçeklerden bahsediyoruz da, biz taka tuka derken bazıları da pata küte anlıyor.Nasıl bir başını kuma gömektir?Nasıl bir hezeyandır anlamak zor.
Öyle bir gündür kü bu gün ; çanakçılardan başka herkesin gözleri görebiliyor ! Gözleri yaladıkları çanağa bulanıp kirlenmiş zavallılar elbette ki göremeyeceklerdir halkın ne durumda olduğunu .. Gün gelecek aynı ateşten onların da k...ları tutuşacak.. Ve biz onları da o zaman göreceğiz..
Ergenekon yandaşı medyanın etkisinde kalmış bir yazı gibi algıladım.Söylemler çok benzer.Ancak bahsedilenlerin sistemli bir mühendislik çalışması şeklinde medya dezenformasyonuyla nasıl ülke gündemine sokulduğunu dikkatli gözler okuyor, duyuyor medyaya da yansıyan tezgah, ihanet, darbe kasetlerinden günlüklerinden.Gazetecilerle nasıl içiçe hazırlklar yapıldığı, kimlerin nasıl bu gazetecilerin arkalarından gittikleri, mehmetçik dağlarda patır patır şehit olurken, bazı sorumlularun nasıl mesleklerinden, aldıkları maaşların karşılığını vermekten uzak olup, nasıl suistimal, aymazlık içinde olduklarını da görüyoruz.Zamanında Kalkancılardan şeyh yapıp, irtica geliyor endişesini saf ve dolmuşa gelmeye müsait kesimin yüreğine yerleştirip, üzerine de irticayı kazımak için darbe kotarmaya çalışanlar bugün de etkileyebilecek kimseleri bulabiliyorlar ne yazık ki.Tabii artık bu safsatalara inana kesim çok azaldı, medya çeşitlendi, farklı kaynaklardan farklı haberler okuyabiliyoruz, herşeyin bize dayatıldığı gibi, bize anlatıldığı gibi olmadığını farkedebiliyoruz artık.Ayışığı Sarıkız darbe planları için Nokta dergisinde günlükler yayınlandığında burnunu kıvıranlar, şimdi Balbay notları ile sağlaması yapılan tezgahtan da ürkmeyebilirler.Ancak onların çıkarları ülke çıkarları ile kesişmez hiç bir zaman.
İktidar güçlerini bırakın halka bırakmayı, halkın temsilcileriyle dahi paylaşmayı istemezler.
Sanırım artık deniz bitti.
O yüzden bu yazıda da örneği görülen hususlar, sadece hala bu yönde düşüncesi olanlar için üzülmeyi, belki de daha müşfik olmayı gerektiriyor.Zira bir travma yaşandığı görülüyor.
erolbasci tarafından 3/23/2009 12:01:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili Aynur hanım...
sizin bu günkü iktidar sahiplerine beslediğiniz sevgi-sempati -inanç doğrultusunda görüş bildiremediğim/iz için
ben ve benim gibi düşünen vatanseverler sizden özür mü dilesek ne yapsak...))))))))))))))))
okuduğunuzu anlayın veya milli duygularınızı gözden geçirin derim...cg
al işte biri daha.bugün acaba dünya ak partiye ya da başbakana hakaret günü falan mı...
çok merak ediyorum.ne amaçlıyorsunuz bu insana hiç bir fayda sağlmayan,karşıdaki bişey katmayan,edebiyat bile asla sayılamayacak kadar basit dilde yazılan kin nefret hakaret ayrımcılık ve provakasyon dolusu yazıları yazmaktan.
tekrar ediyorum,burası kin ve zehir kusma alanına dönmüş....
Büyük bir sınavdır bu gün verilmekte olan ! Önce yokluğun en derinine itildi insanlarımız sonra denendi bir çuval kömür iki paket makarna , eşya, para vb. lere el etek öpüp öpmeyeceği , ne yazık ki az buz değil bu imtihanı geçemeyenler ! Demek ki değerlerimizin zayıfladığı yurttaşlarımızın sayısı hiç de az değilmiş ! Onların yüzündendir düştüğümüz iğrenç durum. Tabii ki bitecek ! Hem de uzun yıllar geri gelmeyesiye bitecek.. Fakat bunun için atlatmamız gereken zor günler ve mücadeleler bizi bekliyor.