Din-Modernizm ikileminde insan Kavrami
Yüzyıllar boyu insanın ne idüğü hakkında binlerce söz söylenmiş, tanım yapılmıştır. Birçok düşünür bu konuya mesai harcamıştır. Buna rağmen insan özündeki gizemleri iki binli yıllara kadar taşımayı bilmiştir. Insan kadar eski, insanla birlikte varolan bir diger kavramdir „din“. Ilk insanin peygamberligi ve sonrasinda sürüp giden dinsel tekamül.
Ilk insandan sonraki gelismeler pek tabiidir ki her zaman cok basit kalmadi. Beseriyet gelistikce sorunlari da gelisti. Her konuda oldugu gibi din-sosyal hayat arasinda da bir takim sorunlar olustu. Bir yanda hayatin tüm can alici noktalarinda din merkezli hareket eden bir topluluk –ki bu topluluk cemaat-insan iliskisi esaslidir–, diger yanda hangi dinden olursa olsun –hatta ateizm bile– dinin beseriyet ve onun modernliginin karsisinda bir tabu oldugunu düsünen ve gelisememenin nedeni olarak dinin getirdigini düsündükleri dar cerceveyi kabul eden laik, liberal, sosyal –ya da adina ne derseniz deyin– aristokrat münevverler toplulugu. Sorun dinin modernligin neresinde durdugu mu yoksa modernligin dine ne kadar uygulanabilirliginde mi?
„Din bireyleri uyusturan bir afyondur“ diyen bir zihniyet toplumlarin ya da toplumun cekirdegi olan insanin dini yorumlayisini ve yasayisini elestirirken, kendi özünde varoldugunu ve titizlikle savundugu özgürlük anlayisiyla büyük bir celiski icine girmis oldu. Oysa dinin maskesi altinda kendi rantini ve cikarini gözeten bir takim gruplar karsi kutbun özgürlük dedigi seyleri, yine bireyin sosyal ve ahlaki yasantisini ve bunlarin yorumlayisini elestirerek kisitladi. Yani izlenen yollar taban tabana zit olmakla birlikte ulasilan sonuc ayniydi. Vaat sekilleri birbirinden farkli olmakla birlikte üzerinde oynanan sey bizzat bireyin kendisiydi.
Hangi dine bakarsak bakalim dinin istedigi bir takim görevler ya da genel olarak istekler, insan nefsiyle catisti. Basina ne geldiyse nefsinin arzularindan gelen insan icin bundan daha kötü birsey olamazdi. Oysa günümüzde modernite salt insan isteklerinin bir kölesi, bir ifşa alani olarak karsimiza cikti. Bu noktada dini güncellestirmekte beceriksiz veya yavas kalan din adamlari dinin hanesine bir eksi daha yazilmasina neden oldu. Dinin nihai hedef olarak gösterdigi „cennet“i sanalda olsa teknoloji ve gecici oldugu bilinse de insanin cilgin isteklerine hizmet etmekte hicte zorluk cekmeyen modernite bu dünyada verdi.
Türkiyede Osmanlidan sonra günümüze kadar devam eden bir olgusal karisiklik vardir. Genel itibarlariyla bu karisikliklarin temelinde sag ve sol denilen kavramlar ve bunlara mensup kisi, kurum ya da kuruluslarin fikriyatlari gelir. Bir grup dine bir istikrar ve sosyal bag kaynagi olarak bakip, onun topluma ortak kültür ve degerler kattigini düsünürken, diger grup dini kurumsallasmis bir baski kaynagi olarak görüp, dinin boyun egdirmesinin getirdigi otoriteyi insanlar tarafindan sömürülmeye ve hatta carpitilmaya müsait olarak düsünür.
Bu kategorisel tespitlerden sonra bir senteze varmak ne derece zordur bilinmez ancak insan kendi yarattigi sorunlari en iyi cözebilen yegane varliktir. Bu meselelerinde kolaylikla üstesinden gelip, yeni firtinalarla dolu denizlerde daha nice yol kadetmek icin yelken acmasi muhtemeldir.
evidence
YORUMLAR
Yazıyı iki kere okudum. İki kere okumamın sebebi anlayıp anlamamak değildi sadece kaçırmış olabildiğim bir nokta olabilir mi diye azami dikkat ettim.
Okuduktan sonra bu yazı ne diyor dedim. Sadece şimdiye kadar olagelmiş fikirlerin,hal ve hareketlerin, tutarlı ya da tutarsızlıkların resm edilmiş halidir. Yazarın da bir şeyler demiş olmasını görmek isterdim. Ama sadece şöyle bakılmış diyip bakılana bir ad konulmuş ki yazıdan alınması gereken hiçbir şey verilmemiş. Üzgün olduğumu belirtmeliyim.
Din, değil üç beş kişinin hem fikirliliği olsun iki kişinin bile hadi böyle düşünelim denildiği bir alan değildir. Kişi tektir. Çift ya da çiftelerle yaşanılmaya karar verilen alan da değildir din. Bunun içindir ki görüşümü kendime saklayacağım. Aklı olan kimseye gerekmeyen yerlerde had ve sınırsızlık tanıtmaz kendi hayatı içerisinde.
Yazı ya da anlatım dili güzeldi ama konuya hakimiyetde kalemin öznelliğinin de olması gerektiği kanaatindeyim. Bu da zamanla olabilecek bir şeydir sanırım.
Sevgiyle kalın...
Geri kalmışlığı dini söylemlerle örtebilir miyiz?
Milli şuur olmayınca, din sadece narkoz vazifesi görüyor.
İleri toplum olma şuuru olmadığından elde avuçta ne varsa satmak eğilimi var.
Yani toplum sadakaya endeksli.
Şu bilinç oluşmalı.
Bol bol üretelim hepimiz yiyelim.
Teknolojik imkanları elde edelim.
Maalesef sadece dini esaslarla gidilebilir sanıyor insanlar.
Bu da tek ayakla gitmeye benziyor.
Allah'ın fenni kanunları da var. Biri malum yazılı kanunları, kuran;
Diğeri fenni kanunları, fıtri olan.
Fenni kanunları ihmal edilince de insanlar mesul oluyor.
Fenni şartlara uyanlar yazılı şeriata uyduğunu sananları esir etmesi veya işgal etmesi bu hakikattendir.
Aciz bir toplum esarete mahkumdur, acizlik bahane olmuyor. İlahi sistem kusursuz işliyor; o kadar da adil... Yani dinsiz de olsa insan fenni şartlara uysa başarılı olur. Dindarlar ise kuru söylemleri bırakmadıkça başarısız olur.
"insan kendi yarattigi sorunlari en iyi cözebilen yegane varliktir."
YAZDIKLARINIZ BANA OBJEKTİF BİR DEĞERLENDİRME OLARAK GELDİ..TARAFSIZ..YAZINIZDA DA BELİRTTİĞİNİZ ÜZERE BU SORUNU ÇÖZECEK OLAN YİNE BİZ İNSANLARIZ.ALLAHIN İZNİ İLE ÇOĞUNLUK BUNU ÇÖZMÜŞ DURUMDA ZATEN...PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM..SAĞLICAKLA KALIN
amacim dini bir tartisma acip kavga etmek degil, hele ki türkiyede ,inanclar konusunda cok bariz ve sert ayrimlarin oldugu ülkemde bunu yapmak ancak delilik olur. Basliga herkesin dikkatini cekmek istiyorum. Benim amacim bir ikilemde kalan insanin konumuna dikkat cekmek. Yaziyi derinlestirmek bittabbi mümkün. Sayin Razi katiliminiz icin tesekkür ediyorum...
evidence tarafından 3/20/2009 10:23:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
Niçin din ve modernlik birbirinin alternatifi olsun ki?
Hangisi bireyin ihtiyaçlarına cevap veriyorsa birey o yöne yönelecektir.
Bireyin özgürlüğünü ve mutluluğunu düşünüyorsak, bireyi bu mutluluğu sadece modernitede bulmaya zorlamak anlamsızlaşıyor.Kendi cennetlerini modernitede bulanlar olabileceği gibi, vaadedilen cennet için hayatını düzenlemek isteyen bireyler de olacaktır elbette.
"Hayır, birey mutluluğu ancak modernitede bulmalı, başka tercih hakkı tanımıyorum, başka yerde mutluluk arayan bireyleri hatta engellemek hakkım var" şeklindeki bir düşüncenin gerçekte bireyi gözettiğinden bahsedilebilir mi?
Aslında çağdaş dünya bu sorunu çözmüş bir ölçüde.Demokrasi ve bireysel özgürlükleri gelişmiş ülkelerde, mutluluğu modernitede arayanlar da, uzakdoğu kültürlerinde de, çeşitli dinlerde de, hatta çeşitli tarikatlerde arayanlar dahi birlikte, birbirlerini dışlamadan yaşamayı başarabiliyorlar.
Farklı tercihleri olanların, diğerlerinden şüphe duymaları bizim gibi demokratik çağdaş değerleri yeni yeni benimsemeye çabalayan ülkelerde ortaya çıkan bir yanılsama sadece bana göre.
din bir sığınma bir korunma ihtiyacından beslenir...allaha karşı görevlermizi yerine getirsek hem toplumsal hem de kişisel huzuru yakalamış oluruz.son din islam asla çağla çelişmez..çağ islamla çelişir.çünkü dünyanın çoğu medeniyetinde dinsizlik ahlaki çöküntü aile kavramının yok oluşu sebebiyle kendini göstermiştir.bu toplumların medeniyet konusunda neye göre gelişmiş olduğu tartışılır.ancak bilimde ve sanayide gelişmiş olmalrı inkar edilemez.batıya ilim islam aleminden yayılmıştır.bizim teknolojimizi alıp geliştirdiler.oysa biz yaklaşık 200 yıldır neye karar vereceğine bile karar verememiş uyuşuk bir millet olduğumuz için çok gerideyiz.hazırcıyız.biri bulsun biz ithal edelim mantığı var bizde..oysa islam hep çok çalışmayı emreder.çalışmayı ibadet sayar.bugünkü tıbbın astronominin kuran şifrelerinde gizli olduğu inkar edilemz.allah neyi yasak etmişse onda hem toplumsal hem de kişisel açıdan mutlaka bir fayda vardır.örneğin alkol ve zina...bu yasakların insandan aldığı sadece geçici bir hazdır.oysa kazandırdıkları saymakla tükenmez
sonuç olarak islam geri bir din değil,uygulayıcıları dini tamamen yaşamadığı için ya da yaşatılmadığı için,tam anlamıyla kuran anlamını kavrayamadığımız için geri görünüyor