- 611 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SENİ - SENİİİ...
Evet,
Gayesini bilmediğimiz hedefini tayin edemediğimiz,
Veriliş sebebinden bi-haber yaşadığımız,
Arzu istek ve arayışlarımızın muhatabı ve hedefi, sadece içimize sonsuzluk arzusunu koyan SONSUZU bulmak olduğundan dolayıdır ki
Hiç bir şeye razı olmaz,
Hiç bir şeye doymaz,
Ne aradığımızı bilmemenin gafleti içinde sahte sevgililer basit hedefler, geçici bi-karar lezzetler tayin eder ve arkalarından koşar dururuz.
Aradığımızı sandıklarımızı bulduktan aldanmışlığın kızgınlığı ile bırakıp kaçmak isteriz.
Çünkü aradığımızın bulduğumuz olmadığını, aklen anlayamasak ta, kalben his ederiz.
Maddeden yaratılmış olmamıza rağmen,
İçimizdeki ve her şeyin özündeki can nitelikli manaya aşık olmuşuz.
Madde bizi,
Maddi âlemde rahat ettirme gayesi ile yaratılmış ve emrimize verilip istifademize sunulmuş olsa bile,
Manadan mahrum ise asla mutluluk vermesi mümkün değildir.
Onun için kalbinde aşk bulunan herkes adına,
Ünü çağları aşan Büyük İslam mütefekkiri, Yunus EMRE
Cennet cennet dedikleri,
Bir kaç köşkle üç beş huri,
İsteyene ve sen onu,
Bana seni gerek seni,
Demiş, inlemiş.
Kalbinin sesini dinlemeye vakit ayırabilen herkes,
içinden SENİ SENİ feryadını duyacaktır sanıyorum.