- 938 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Kelebek
Aynada yansıyan aksine baktı gelin boş gözlerle…
Uzun uzun gelinliğini seyretti…
Göğüs kısmı beline kadar pırlanta taşlarla süslenmiş, ince belini saran kumaş, belinden bileklerine kadar uçuşan tüllerle süsleniyordu…
Esmer tenine yakışmış, uzun boyunu daha da uzun göstermişti..
Saçlarına baktı.. gece siyahı saçlarının arasına ara ara çiçekler serpiştirmişti..
Pek özenmemişti hazırlanırken.. Oysa annesi ‘peri kızlarına’ benzedin demişti
‘Anne işte’ dedi içinden, gülümsedi..
- ‘keşke farklı olsaydı her şey Ahh!!! Keşke’
- ‘Keşke sevdiğimin elini tutsaydım bugün, aşk şarkıları söyleseydim, keşke’ ….
daha çok söyleyeceği sözleri vardı, yarım bıraktı, artık anlamı yoktu, derin bir nefes aldı..
Güçlü olmalıydı..
Tekrar gelinliğine baktı…
Kendisi seçmemişti gelinliğini
Evini de o seçmemiş ti, eşyaları da….
Hatta nişanlısını da..
O gelip bulmuştu kendisini….
- ‘Sevdiğim var, ölürüm uğruna ama ne yazık ki ayrı olmamız gerek’…
- ‘Yüreğim onunla’…
- ‘Mutsuz ederim seni’…
Yalnızlığını, kadersizliğini kabullenmişti genç kız, mutsuzluğunu bulaştırmak istememişti..
‘Olsun’ demişti genç adam, ‘beni fark etmeni bekledim yıllarca arkadaşlarımızın arasından, fark etmedin’… ‘yılmadım sabırla bekledim’.. ‘Beklerim sevmeni de’..
Düğün günü gelip çatmıştı işte, birkaç dakika sonra başkasının kolunda yeni hayatına adım atacaktı…
Belki çocukları olacaktı…
Oysa sevdiceğine benzeyen kara bi oğlu olsun istemişti hep, gözleri onunkiler gibi kapkara olsun, dudaklarının kaşlarını çatarken bile gülümseyen kıvrımları olsun…
Artık imkansızdı…
Gözleri kapıya takıldı tekrardan, acaba gelir miydi..
Tekrar ağlamaya başladı….
Ne zaman onu düşünse hep ağlardı…
Ne kadar ağladı böyle farkında değildi, kah susuyor kah hıçkıra hıçkıra ağlıyordu…
Yüreğinden kopup gelen, gözlerinde sele dönüşen, ruhunun talan eden hıçkırık sesleri..
‘Güçlü olmalıyım’ dedi tekrardan…
Belki çok söyleyince inanırım güçlü olduğuma..
Yanlış adamı sevmişti/beklemişti hep…
Gözlerine sürmesini sürdü..
‘Kahretsin’! bu kaçıncı sürüşüydü, hep akıyordu makyajı ..
Yüreğinin yası gözlerinin karasını daha da koyulaştırmıştı...
…………………
Evleniyordu..
Bugün en mutlu olduğu gün olmalıydı..
Kalbinde kelebekler uçuşması gerekiyordu, ama onun yüreği yastaydı…
Yine nişanlısının ona aldığı küçük işlemeli beyaz çantasını kontrol etti, emanetine baktı, yerindeydi..
Allığını sürdü…
Yüzüne gülümsemesini takındı…
Artık hazırdı…
Belki de severdi kim bilir?..
İyi adamdı nişanlısı, üstüne titriyordu…
Onun sevdiceğine baktığı gibi gözlerinin taa içine bakardı hayran hayran..
Acaba ne yapıyordu?..
Mutlumuydu?…
Evleneceğini biliyormuydu?…
“Evlendiğim gün imzamı atasıya kadar beklerim seni, gelirsen tüm köprüleri yıkarım sana gelebilmek için ” demişti genç kız umutsuzca…
Gelmemişti…
Yine tek başına bırakmıştı Aşk ta, yalnız, yine tüm sorumluluğu kıza yüklemişti…
Demek ki hiç sevmedi beni diye düşündü, hiç…
Herşey yalan üzerine kuruluydu.
‘Rabbim yardım et bana’ diyerek iç geçirdi tekrardan ve kapıyı açıp dışarıya çıktı..
Konuklar bahçede kendisini bekliyorlardı…
Kır düğünü yapacaklardı..
Öyle olsun istemişti nişanlısı,
‘papatyama kır düğünü yakışır’ demişti…
Ağır adımlarla konuklara yaklaşırken misafirlerde kendisini fark ettiler…
Herkesten mutluluk temennileri duyuyordu…
İşte orda nişanlısı gülümsemesiyle bekliyordu onu…
………
Nikah memurunun söylediği hiçbir şeyi duymadı…
Bir uğultu vardı kulaklarında sağırlaşmıştı sanki..
En son bakışların kendisine çevrilmesinden anladı, malum soruya cevap vermesi gerektiğini…
Son kez baktı kalabalığın arasına gurursuzca, belki gelir umuduyla…
Bu aşk başkalaştırmıştı onu, yabancı geliyordu yaptıkları / düşündükleri kendisine…..
“EVET”
Her şey çarçabuk olup bitmişti..
Tebrikler, kutlamalar….
……..
Denedi, mutluğa adımlarını attı..
Yüreğinde kelebekler uçuşsun istedi..
………..
Makyajını tazelemek için izin istedi gelin, giderken geriye bir kez daha baktı…
Annesine kardeşlerine baktı….
El salladı, gülümsedi onlara…
- Görüşürüz sonra dedi sessizce….
Beyaz gelinliğiyle, beyazın saflığıyla…
..............
Bir el silah sesi duyuldu…
Kuşlar havalandı çığlık çığlığa..
....................
Vazgeçti bu dünyadan, Kelebek olup, yarinin omzuna konmak için yüzsüzce...
YORUMLAR
Güçlü olmalıyım’ dedi tekrardan…
Belki çok söyleyince inanırım güçlü olduğuma..
Yanlış adamı sevmişti/beklemişti hep…
Gözlerine sürmesini sürdü.
_______________________________________
ama aslında ne kadar aciz ve güçsüzmüş..
çok etkileyici bir hikaye..anlatım çok akıcı ve çok güzel bir konu..çok beğenerek okudum,
yüreğinize sağlık...
saygım ve sevgimle..
Nikah memurunun söylediği hiçbir şeyi duymadı…
Bir uğultu vardı kulaklarında sağırlaşmıştı sanki..
En son bakışların kendisine çevrilmesinden anladı, malum soruya cevap vermesi gerektiğini…
Son kez baktı kalabalığın arasına gurursuzca, belki gelir umuduyla…
Bu aşk başkalaştırmıştı onu, yabancı geliyordu yaptıkları / düşündükleri kendisine…..
“EVET”
Her şey çarçabuk olup bitmişti..
Tebrikler, kutlamalar….
……..
Denedi, mutluğa adımlarını attı..
Yüreğinde kelebekler uçuşsun istedi..
………..
Makyajını tazelemek için izin istedi gelin, giderken geriye bir kez daha baktı…
Annesine kardeşlerine baktı….
El salladı, gülümsedi onlara…
- Görüşürüz sonra dedi sessizce….
Beyaz gelinliğiyle, beyazın saflığıyla…
Bir el silah sesi duyuldu…
.....................
Kuşlar havalandı çığlık çığlığa..
Vazgeçti bu dünyadan, Kelebek olup, yarinin omzuna konmak için...
baştan sona
akıcı
sürükleyici bir öykü olmuş
...
çok sevgim
saygımla
...