- 1627 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
’SUYUN BAŞINI TUTMAK’
“Su kaynakları üzerinde egemenlik kurmak isteyen küresel tekellerin zirve toplantısı olarak bilinen “Dünya Su Forumu” İstanbul’da başladı.”
22 Mart tarihine kadar sürecek forum nedeniyle çeşitli ülkelerden devlet başkanları, bakan ve milletvekilleri ile yerel yönetici ve akademisyenler Türkiye’ye geldi.
Bugüne kadar dört kez düzenlenen Dünya Su Forumu fikrini ortaya atanlar ise; “kendilerini dünya su Ailesi tanımlayan” suyu ticari bir meta olarak gören büyük şirketler…
Dolayısıyla su forumlarında temel amaç, bir ülkenin su kaynaklarının özel sektöre devredilmesi için tavsiye ve öneri kararları almak...
Zaten bugüne kadar düzenlenen dört forumun “sonuç” bildirgelerinde de dünyadaki tüm su kaynaklarının paylaşılması, fiyatlandırılması ve suyun küresel aktörler tarafından yönetilmesi hususları yer alıyor.
Dünya Su Forumları’nda alınan tavsiye kararları arasında, öncelikle su havzalarını (kaynaklarını) kamunun denetiminden çıkararak özel sektöre devredebilmek amacıyla hazırlanmış yasa tasarıları var…Bu yasa tasarılarında su kaynakları olarak nehir, göl, yer altı suları ve hatta denizler bile bulunuyor..
Bu forumda “suyumca!”küresel şirketler;
“Su akarken testiyi doldurmalı”
“Su bulanmayınca durulmaz”
“Su, başında kesilir”
“Suya götürüp susuz getirmek”
“Suyu baştan kesmek” lazım diyor…
Bize ne yapmak düşüyor;
”Suyu görmeden paçaları sıvamak”
”Dümen suyundan gitmek”
”Havadan sudan konuşmak”
“Suya sabuna dokunmamak”
özelikle bazılarına!“Su uyur düşman uyumaz.’ sözünü de hatırlattıktan sonra, onlarda hala bana “Su yolunu bulur.” diyebiliyorlarsa, bende derim ki; “Su testisi su yolunda kırılır.”, “Dibi görünmeyen sudan geçme.”
Ülkemizde son günler de yaşanılanlara uygun, size böyle yüzlerce “su gibi…” özlü sözler söyleyebilirim.
Su “Türkler” için her zaman; kültür ve medeniyet kaynağı olmuştur.
Günümüzden 2500 yıl kadar önce bile, Uygur Türkleri Doğu Türkistan’ın Turfan bölgesinde ’kariz’ denen yeraltı su kanalları yapmıştır. Anadolu’da da rastlanan, Uzunluğu 5000 km. olan bu karizlerin bir kısmı günümüzde de hala kullanılabilmektedir
Yatay yeraltı kanalı olan karizler ile binlerce yıldır çöl ortasında oluşturulan tarım alanları sızıntı ve buharlaşma olmadan yer çekimi gücü ile çalışan bir sistemle sulanmıştır. Türkiye’de su hizmetleri, Selçuklulardan Cumhuriyet dönemine kadar vakıflar eliyle yürütülmüş. 1926 yılında ise ’Sular Kanunu’ yasası ile bütün su vakıfları mal varlıkları ile birlikte belediyelere devredilmiştir.
Tarihimiz, Edebiyatımız, Kültürümüz, yıllarca suyla yunmuş yıkanmış da bizler dibimizdeki suyu yönetememiş olmalıyız ki 2009’da suyun yönetimini küreselleşme adı altında başkalarına devrediyoruz.
Yukarda ki örneklere göre …. Devrettiğimiz sadece “su!”/ mu?
Belli ki, birileri bizi suyla terbiye edecek…
Kim bunlar? “Küresel sermaye” dedikleri, aslında hiç de küresel olmayan dev şirketler!
Yani “su” bizden çıkacak bize teğet olarak! geri dönecek…
İşin özü Türkiye’nin su kaynakları özelleştirilmek isteniyor, “gerçi birçok belediye su kaynaklarını çoktan özel şirketlere devretti bile”
“Satma politikasını iyi yürüten” Türkiye’nin siyasi iktidarının, suyla ilgili ortaya koydukları ve söylemleri… yine yanlış bir su politikası uyguladığının ifadesidir.
Suyla bu kadar oynandıktan sonra bir gün “suyun buhar olup uçacağını” kimse dikkate almıyor mu?
Kadere bak, yanlış politikaların faturası, yine benim insanıma kesilecek…
Küresel derin dev şirketler! tarafından, yapılmaya çalışılan/ın Türkçesi:“Su, başında kesilir.” özlü sözümüze uygun olarak, ülkemizde ki bir kısım rant çevrelerinin de desteği ile “Suyumuzun başına geçmek”…
Bize den de istenen onların “Suyuna gitmek”(yani o kişilerin onayladığı biçimde davranmak)
YORUMLAR
Kullanıyorsan ödeyeceksin. Mantık kısaca bu... Açlıkla terbiye edilmeye başlayalı yaklaşık sekiz, susuzlukla terbiye edilmeye başlayalı ise üç yıl oldu.
Yurdum insanı farkında mı bilmiyorum? Hiç öyle olan ve bitenin farkında gibi durmuyor ya, haydi hayırlısı !..
Yazınızı beğenerek okudum. Teşekkürler.
“Su kaynakları üzerinde egemenlik kurmak isteyen küresel tekellerin zirve toplantısı olarak bilinen “Dünya Su Forumu” İstanbul’da başladı.”
====================================
Su, petrolden daha değerlidir.Emperyalist düşünce ve devletler şimdi de su peşine düştüler.Kontrolu ellerine almak için yine akla gelmedik planlar yapacaklar ve ilerde zayıf gördükleri su potansiyeli güçlü devlere savaş açacaklar.Bu plan karşısında Ülkemizin çok akıllı davranması plan yapması ve kontrolu elinde bulundurması zorunludur.30 sene sonra petrol yerine su kaynakları için büyük savaşlar çıkacak..
Duyarlı yüreğinizi kutlarım ..
Saygılar ...
HakanKurtaran tarafından 3/19/2009 2:29:39 PM zamanında düzenlenmiştir.