- 4653 Okunma
- 99 Yorum
- 0 Beğeni
ASUDE
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir evin bir oğluydum, beş kıza kardeş. Çok erken evlendirildim her nedense… Askerden döndüğüm yıl sonuydu oğlum aramıza katıldı, sıcak bir yuvam vardı, didiniyorduk hanım
evde ben dışarıda, geçinip gidiyorduk ömür törpüsü denen büyük şehirde.
Cumartesileri üçümüzün, pazarlarım oğlumundu, ne de olsa girdi üç yaşına kerata. Parka
götürürdüm ilk önce, sonra da nereyi isterse.. Mahallemizin küçük şirin bir çocuk parkı vardı çok severdik baba oğul orayı, ilk uğrak yerimizdi her seferinde. Böyle bir pazardı O’nu gördüğüm gün, çocuğunu sallıyordu salıncakta, o an yüreğim bir başka titredi durduğu yerde..
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
O yaz hafta aralarında da akşam üstleri sık sık gider oldum, oğlum bahane, biliyordum onu görmek arzusuydu beni dürten. Koca yaz geçmek üzereydi nerdeyse, sonbaharın ilk haftalarıydı, dikkatimi çekti, burnundaki morartı ve yazmasının ucundaki kan lekesi, ilk konuşmamız olmuştu, merhaba demelerimizin dışında, sordum ne olduğunu çekinerek; “Düştüm” dedi yüzüme bakmadan sessizce, geçmiş olsun dileğimdi son cümlem, oysa her halinden belliydi dayağa maruz kaldığı yazmasının ucuyla silmişti burnundan akan kanı eli de morluk içerisinde..
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
Kış çok uzun sürdü ve canlandı tabiat geldi ilkbahar, göremedim kendisini ne koca bir kış nede ilkbahar aylarında, bir haziran pazarında karşılaştık, hal hatır sordu, okşadım kızının
gamzelerini, yüzü solgundu, kendisi halsizce, belliydi kara günlerin ak gelini olduğu, suskunduk ikimizde, bir ara; “Çocuklar birbirlerini çok sevdiler değil mi?” dedi fısıldarcasına.
“Evet, baksana neşelerine” diyebildim ancak, o konuştu ben dinledim, kızının yalnızlığından baba ilgisine hasret kalışından bahsetti, aslında kendi yalnızlığıydı anlattığı kızı bahane,
Tam ayrılacaktık, “Sıkça gelin emi!” dedi oğluma. “İnşallah” diyebildim ancak.
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
O yaz bir kaç kez daha karşılaştık o şirin parkta bazen de markette. Hep mesafeli olduk, hep mesafeli konuştuk, havadan sudan, çocuklardı konu genelde. Bir gün yüzü tanınmayacak haldeydi, bakamadım yüzüne , gözyaşlarım gözükmesin diye. Ne oluyordu, bana neydi? benim bu hallerim. Hep o konuştu, hep o dertleşti benimle, hayırsıza yar olmuş dövüyormuş içtikçe, “sarhoşa bahanemi yok” diyor, kendi söyleyip kendi cevaplıyordu. Bir ara telefon numaramı istedi laf arasında, hiç çekinmeden verdim. Ağladı, ağladı… Hep başı önde, ağladıkça ağladı. Beni de ağlattı kendi derdiyle. Ertesi gün hep onu düşündüm, gitmedi o mazlum hali gözlerimin önünden. Sevmek bu olsa dedim kendi kendime
ve arkadaş gözüyle gördüğünü düşündükçe, karar verdim bir daha gitmemeye karar verdim. Ama Pazar gününün erken gelmesini isteyendi yüreğim. Oğlum da isteyecek biliyorum ve gene biliyorum ki bende istiyorum gitmeyi, belki açarım duygularımı, belki söyleyebilirim sevdiğimi irkildim böylesi düşüncelerimde..
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
Kopamadık uzun yıllar hep aynı semtte kaldık, çocuklarımız çok bağlandılar birbirlerine. Ben amcaydım o ise teyze, hanımda tanımıştı onu çocuklar vesilesiyle, ne sevdamı söyleyebildim, ne de dokunabildim. Yıllar geçti aradan, onun kızı evlendi, yuva kurdu, benim oğlum üniversitede. Her ihtiyaç duyduğunda aradı iş yerimden, bazen görmek istediğini ima ederdi sözlerinde. Buluşurduk, görüşürdük üç beş dakika… Sıkça olmasa da
aynı eziyet aynı bedbahtlık… O anlatırdı ben dinlerdim, hala güzelliği yerinde, naifliği üzerinde, bir defa bile seni seviyorum diyemedim, en yakın dostuydum ya..
Bir gün eve erken geldim. Anahtarımla kapıyı açtım içerden sesler geliyordu, misafiri vardı hanımımın, yüreğim bir başka olmuştu göz göze geldiğimde… O bizdeydi, benim evimde
gözü yaşlıydı, belli ki ağlamıştı, bir kaç cümlesini duymuştum içeriye ilk girdiğimde, “Ben hiç sinemaya gitmedim, bana hiç çiçek veren olmadı ki” gibisinden, gülümsedi gitti..
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
Ne bir bardak çay ikram edebildim bir çay bahçesinde, ne de bir gül verebildim kendisine. Sinemaya götürmekse hayaldi benim düşüncelerimde. Bir kez dahi elinden tutamadım, hep
bekledim sevdiğimi bilmesini, “Ben de seni” demesini, olmadı, olmadı, olmadı..Zaten işlerim de kötüydü boğuşup duruyordum kendi dertlerimle, aklımda hep onun varlığı. Şehir dışına sık
sık çıkıyor, alacaklarımı toplamaya çalışıyordum, nerede, kriz bitirmişti küçük esnafı, her yolculuğumda o vardı hayallerimde, düşlerimde… Bir kaç ay olmuştu onu görmeyeli ve aramamıştı her nedense.
Karlı bir kış günüydü aradığında, sesi çok cılız geliyordu, öksürüyordu ince ince. Susmuştu,” Nasılsın” demesinin ardından, yutkunuyordu, konuşmak istiyordu ama konuşamıyordu. “Orada mısın?” dedim, “Evet, seni dinliyorum” dedi, “Hasta mısın?” dedim, “Yok, hayır” dedi biraz yüksek sesle, “Kendine iyi bak sen benim için çok önemlisin” demişim gayri ihtiyari, “Neden?” diye sordu şaşkınlıkla. “Çünkü, seni çok seviyorum” dedim aniden. Hayret etmiştim akıl erdirememiştim cesaretimin densizliğine. Susmuştu, sessizce bekledik epeyce. İçimden haydi, ben de seni, ben de, haydi diye geçirip duruyordum kendimce. Ancak suskunluğu devam ediyordu. “Konuşmayacak mısın?” dedim. “Elbette konuşacağım, ömrüm yettiğince” dedi ve konuyu değiştirdi. Oğlumu sordu bana ve “hoşça kal” oldu son cümlesi. Kafam karmakarışıktı, bunu
nasıl yaptım deyip duruyordum kendime..
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
Çok seneler geçti aradan, o aradı ben gittim, o anlattı ben dinledim, bir daha sevdamdan bahsedemedim..O beni en iyi, en güvenilir arkadaşı görüyordu herhalde. Tek farklılık vardı
uzun yılların bize verdiği, biraz daha yakın oturuyordu bana, biraz daha yakın duruyordu bedenime. Sanki yüreğinin sesini duyuyordu yüreğim, hep bekledim hep, çünkü o biliyordu onu sevdiğimi, ben de, ben de seni demesini bekledim durdum yıllarca olmadı, olmadı, olmadı.
Son zamanlarda çok halsiz olduğunu söylüyordu, uzun yıllar oldu koca dayağı da yoktu artık.
Yaşlanmış, uslanmıştı kocası.. Kızına gittiğinde mutlu olduğunu, huzur bulduğunu söylüyordu ve “Biz çocuklar sayesinde tanıştık “ diyordu. Ben hala “ben de, ben de seni seviyorum” demesini bekliyordum..
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden.
Bir sonbahar günüydü hanım aradı işyerimden, “Asude hastaymış, hastanede yatıyormuş komşulardan duydum” diyordu, “Ben gidiyorum, sen de gel, buluşuruz orada görmek istiyorum” dedi.. “Tamam hemen çık” diyebildim ancak. Dünyam karardı, dizlerim titredi, ayaktaydım oturmak zorunda kaldım, nefesim daraldı koltuğa yığıldım, yüreğim çıkmak istiyordu sanki göğüs kafesimden, bir şeyler kopuyordu sanki parça parça yüreğimden.
Önce hanım girdi odasına, sonra beni çağırdı, doğrulmaya çalıştı doğrulamadı, sadece gülümsedi, sararmıştı gül benzi, bembeyazdı elleri, sesi titrekti su istedi, hanım arkasını döndü suyu almak için, avucunu açtı, göz ucuyla “al” dedi, aldım cebime koydum alelacele, katlanmış bir kağıttı verdiği, yüzüne renk geldi, pembeleşti, belli ki mutlu olmuştu gözlerinin içi gülüyordu, fazla tutmadılar doktorlar bizi içerde kısa sürede ayrıldık, iki kez dönüp bakabildim ayrılırken, ilk defa tüm yüzünü ve de tüm güzelliğini net görmüştüm yıllar sonra, son bakışımda göz göze geldik gülümsedi ve elini kaldırmaya çalıştı kaldıramadı.
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden..
Bir kaç saat sonra ölüm haberi geldi mahalleye, o gece hiç uyumadım, her şey üstüme geliyordu, tansiyonum çıkmış, yüreğim beni kaldıramıyordu. Ellerim, dizlerim her tarafım titriyordu, gitmeliyim cenazesine gitmeliyim diye inliyor bu cümleyi beynimin içinde döndürüp duruyordum. VE gittim. Sevmenin ilk ve son tadını aldığım biriciğimi gömdüler kara toprağa, gözyaşlarımı zor tutuyor ayakta zor durabiliyordum..
Üç beş adım kenara çekildim çöktüm bir servinin dibine, bir anda beynim duruldu, ateşim
yükseldi, verdiği kağıt parçası geldi aklıma, korkarak çıkardım cebimden, ellerim sürekli titriyordu, defalarca katlanmış o küçücük kağıt açıldıkça açılıyordu ve nihayetinde sana
diye başlıyordu yazdığı not, iki cümleydi yazdıkları..
“Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi”.
Kurumuş göz yaşları vardı yer yer kağıtta, belli ki onun gözyaşlarıydı. Diz çöktüm ellerim karnımda kıvrandım, kıvrandıkça hıçkıra hıçkıra ağladım, ağladım, ağladım. Yanıma gelen kızı sarıldı bana. O da
hıçkırıklara boğulmuştu, “biliyordum amca biliyordum” diyor ağlıyordu..
Nedenini bilmiyorum ama, utanıyorum kendimden..
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım “Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim. Bak ellerin
ellerimde” diyebildim.. Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bu muydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise.. Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan…
Rabbim, O masumdu…
Yanağımı toprağına dayadım, ben de, ben de seni seviyorum bir tanem ben de seni diyen sesini bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
Yunus Karaçöp
yudumyunus
09.09.2001
YORUMLAR
Platonik bir aşkla,toplumun kanayan yarasına basılan bir parmak..utançalrımız sevmekten değil..yaşamın erkek baskınlığından olmalı yüzdelerle hesaplarsak..kaç kadın şiddetle karşı karşıya.. hayvansal dürtülerin ve kendini ispatlamak isteyen acizlerin ,kompleksleri ,kaba kuvvet ve acziyet içinde..İnanç ve huzur fakirleri ..Peygamber efendimiz"sizin en hayırlınız hanımlarına en iyi davranandır " buyurmuş ve ümmmetine rehber olmuştur...Bizler ki farzları bile yerine getirmeyen bir toplum olmuşuz , sünnetleri kim neylesin...Alllah hepimizi doğru insanlardan ayırmasın...kutluyorum bu özel kalemi saygılarımla...
“Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi”.
YUNUS kardeşim ,yüreğim yanıtmamış beni, çünki sizi güvenilir bir kardeş gibi gösterdi bana,İNŞALLAH hep tertemiz kalırsınız,çünki siz hangi yolun doğru olduğunu bilensiniz.Ne büyük aşk bir okadarda masumca yüreğinize sağlık üstat kalbi güzel insan,insanın başı bağlı olunca kalp sevsede seviyorum diyemez sevgisini gömer içine,
ALLAHtan Asude yede Rahmet diliyorum,okadar dayağa ramen bir iffetsizlik yapmamış iki günlük ömürü tertemiz tüketmiş.Selamlar saygılar ALLAHa emanet olun..(Kardeşin)
Sitenize üye olduğum gün okuduğum ilk öykü, hissedilen hüzün ve gözlerin yanması..AŞK kavuşulmadığı zaman AŞK olarak kalır aslında..Dokunamadığınız ve paylaşamadığınız müddetce vardır yüreğiniz de..O ilk günün heyacanı ve özlemi bitmez büyür de büyür.. Bitmez yüreğinizdeki özlem, bir köşede uyuyan kedi yavrusu gibi yumak olur..sizi kutluyorum.. Bir kaç dakika da okurken bile insanı acıtan bunca yaşanmışlığı yıllarca yüreğiniz de taşıdığınız için...
antolojiye ilk girdiğim zamanlarda tanıdığım usta kalemlerden sevgili yunus üstad, bakın bende öyle iz bırakmışsınız ki uzun bir aradan sonra yine geldim sayfanıza ve yine yanılmadım...
gerçek sevginin o çok nadide ve hazin öyküsünü mütevazi kaleminizden okumak hüzünlendirdi ama sizi tanımış olmak hala onur verici...
asude.... ruhun şad olsun, bil ki artık sadece şairinde değil bizdesin...
yürekten kutluyorum, saygılarımla üstadım... lütfen gecikmişliğimi bağışlayın..
aynı eziyet aynı bedbahtlık… O anlatırdı ben dinlerdim, hala güzelliği yerinde, naifliği üzerinde, bir defa bile seni seviyorum diyemedim, en yakın dostuydum ya..
O beni en iyi, en güvenilir arkadaşı görüyordu herhalde. Tek farklılık vardı
uzun yılların bize verdiği, biraz daha yakın oturuyordu bana, biraz daha yakın duruyordu bedenime. Sanki yüreğinin sesini duyuyordu yüreğim, hep bekledim hep, çünkü o biliyordu onu sevdiğimi, ben de, ben de seni demesini bekledim durdum yıllarca olmadı, olmadı, olmadi///
İLK BAŞTA ÇOK UZUN DEDİM AMA BİR OKUMAYA BAŞLAYINCA AKIP GİTTİ...
TEBRİKLER ÜSTADIM ÇOK AMA ÇOK GÜZEL...
leylasız tarafından 2/24/2011 8:23:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi”.
=============================
EVet ...Asude bu dünyadan uçup gitmiş ama yıllar sonra açılan kağıta yüreğinin gerçeğini yazmış...
Seni seviyorum....Aşk böyle gizimli birşey işte ..Bakışlarla başlar ama söylenemeyince yürek sızısıyla devam eder.Etmişte yıllarca..Ve yaşamının son deminde gözlerini bu bilinmez yürek yangınına teslim olarak göçüp gitmiş...
Yüreğine sağlık Üstadım ....
Saygılar ...
Yayınladığınız günü bu öykünün yarısını okumuş, bırakmak zorunda kalmıştım. Sık girmediğim için özür diliyorum, unutmuştum.
Boğazımın düğümlenmesiyle geçiştirmiştim. Tamamını okuyunca ağlayıverdim.
Belki gerçek öykünüz belki kurgudur. Çok çok etkileyici. Zaman zaman içinde kendimi buldum. Size dedim ki; Söylemese de siz sevdiğini biliyorsunuz...
O da sevildiğini biliyor...
Bir de kavuşmayı engelleyici o duygu olmasa...!
Seçkiyi fazlasıyla hak etmiş, filmin konusu olabilece nitelikte.
Kutluyorum yazdıran yüreğinizi.
Acının sessiz gözleri vardır derler
bu yazıyı okuyunca daha bir anlıyor insan...
kaprissiz,beklentisiz,ısrarsız ve naif bir aşk...
kendiliğinden oluveren,cana,dostluğa yakın
ve bir o kadar masum bağlılıklar...
kurgu mu bilmem lakin etkileyici,hüzünlü mü hüzünlü bir yazı..
başa gelmeyince boşa konuşmak kolay olur...zor bir durum olsa gerek.
yaşanmışlıkların farkında olmak ve gariptir ki utanmak..insana ait insan için.
herşey insan için...
Üstadım sizi kutluyorum...selam ve saygılarımla.
Yunus ağabey bu ne güzel bir sevda öyküsü,yürek burkan,pişmanlıkları ve keşkeleri barındıran...
Üç beş adım kenara çekildim çöktüm bir servinin dibine, bir anda beynim duruldu, ateşim
yükseldi, verdiği kağıt parçası geldi aklıma, korkarak çıkardım cebimden, ellerim sürekli titriyordu, defalarca katlanmış o küçücük kağıt açıldıkça açılıyordu ve nihayetinde sana
diye başlıyordu yazdığı not, iki cümleydi yazdıkları..
“Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi”.
İnsanın içini cızzz ettiren ne hoş satırlar bunlar..Rabbim her daim gönlünüzü ve kaleminizi böyle bereketli kılsın...
hep utanarak büyüdük yunus abi acaba her şey utanmaktanmı geçiyordu ömrümüzde sevgiden utandık konuşmaktan utandık arkadaşlıktan utandık susarak yaşadık ve hala utanıyoruz hiç eksik olmadı bunlar yaşamımızdan
ama emegine gelince mükemmel bir edebiyat özeniyle yazılmış gibi gelsede birilerine yaşamın salt yaönü senin yüregini yaşama bakışını öne çıkarmış usta kaleminden derin kişiligin usta kalemin güçlü bunu bilirim ve geç kaldıgım için özür dilerim bir kaç gündür siteyi açmadım
allaha emenet ol can abim
geç kaldım okumakda ve kutlamak da üstadım...af ola...
hüzünlü bir hikaye idi gözpınarlarımızı engellemek mümkün değil...
ertelemek sevgiyi....vuslatı saklamak başka bir zamana ...
benim inancım severse bu kadar yürek mutlak vuslat vardır... mutlaka...bu dünyada olmasada...
duru bir anlatım...sizin kaleminize yakışmış üstadım yeni hikayelerde buluşmak dileğim ile...
papatyalar yüreğine...
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım “Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim. Bak ellerin
ellerimde” diyebildim.. Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bu muydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise.. Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan…
Rabbim, O masumdu…
Yanağımı toprağına dayadım, ben de, ben de seni seviyorum bir tanem ben de seni diyen sesini bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
Finali hüzünle biten ve insanları en derin üzüntüye gark eden öykünü gözlerim yaş içinde okudum dostum, yaşamda bunlar oluyor sevinçte oluyor, hüzünde kalemine ve yüreğine sağlık dostum saygılar...
aşk okudum gönül tezgahında sevda dokudum...
açma gönlümdeki derin yarayı
istemem tacı, tahtı ,sarayı
sadece yaşamak isterim gönlümdeki sevdayı
mükemmeldi hüzün aktı sayfada tebessümler ağladı
yüreğin dert görmesin şiir dostu
kalemin hiç susmasın
saygılar
yazıyı su gibi içtim adete..ama kanmak mümkün olmadı ustam...inan öyle mükemmel bir öykü ki...taştan olsa gönül yine akıtırdı yaşlarını...böyle sevebilmek dilegiyle..ama kavuşmalar olsun sonunda...yarınla randevulu degiliz o yüzden ertelememeli hiç bir şeyii..kutlarım sizi gerçekten...başarılarınızın devamını dilerimmm....
yemyesil_kurbaa tarafından 3/20/2009 7:02:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
temiz ve duru bir dille anlatılan bu hüzünlü eseri hüzünlenerek okudum, duygulanmamak elde değil, zaten bizler toplum olarak paylaşmayı en çok seven halkız, insan bir yana, kanadı kırık bir kuş dahi görsek, onunla beraber acı çekiyoruz,
acı keder ve gözyaşı, anlatıldıkça ve ya paylaşıldıkça azalıyor, en azından insan teselli buluyor
hüzünlü öykünüzü yürekten paylaştık,
usta kalemler böyle dolu dolu yazıyor işte
güne düşen anlamlı bir eserdi
Saygılarımla
Müsade
Müsadenizle tarafından 3/20/2009 5:33:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
Harika paylaşımınızı hüzünle okudum, o kadar etkili ve güzel anlatım olmuş ki, sanırım birkaç kez daha okurum..
Bu güzel çalışmanıza yorumum yok, ben zaten yorum özürlüyüm, değerli paylaşımınızın hakkını verememekten korkarım...
Okudum, içim sızladı, hüznünüzü yürekten paylaştım hepsi
bu..
Mekanı Cennet olsun inşallah, sizinde yüreğinize sağlık..
Saygımla.
Neden, neden demekten alamıyorum kendimi, neden yasaktır sevmek ve neden hep hor görülür seven ve sevilne yürekler.
Neden kavuşmalar yasaktır seven iki yüreğin nedir engel olan sevdalara.
Biz miyiz yasakları getiren, yoksa çevresel baskılar mı?
Her " yasak aşk" hikayeleri okuduğumda beynime hücüm eden soruların cevabını bir türlü bulamıyorum. Ve yine aynı soruların içinde kaybolup gidiyorum.
Aşk acı çekmekse neden bu acılara kşra adım gider, gelmediğinde ellerimizi açıp dua ederiz "gel" diye.
Yazdığınız bu hikayeyi günümüzde o kadar çok insan yaşıyor ki tahmin bile demezsiniz.
O kadar hüzünlü ve o kadar acı bir hikaye ki, gölzerimden akan iki damla yaşı dindirmem mümkün olmadı. Zaten son bir kaç gündür çok sulu gözliyüm, küçücük bir olayda bile göz yaşlarımı tutamıyorum artık. Ve şimdi so nokta oldu sanırım.
Sevenlerin " seni seviyorum" diye haykırabileceği ve el ele büyük sevdalara koşabilmesini diliyor kaleminzi kutluyorum. Paylaşımınız için teşekkür ediyorum.
Saygılar yüreğinize
Tertemiz ,ak,pak bir sevda .Mükemmel bir anlatım.bir yaşanmışlık öyküsü.Kimbilir nice insanların kendisi ile özdeşleştirdiği bir öykü.Aslında öykü içinde o kadar çok öykü varki.Neylersin ki hayat eksik hayatta.....Kutlarım sevgili ustadım.Defalarca okunası,yürek burkan bir hayat hikayesi.selam ve saygılar...
"...belliydi kara günlerin ak gelini olduğu, suskunduk ikimizde, ..."
YAZACAK O KADAR ÇOK ŞEY VARKİ NEREDEN NASIL BAŞLIYACAĞIMI BİLEMİYORUM..OYYSA OKURKEN O KADAR ÇOK ŞEYLER GEÇTİKİ AKLIMDAN...VURGUN YEMİŞCESİNE UNUTTUM...ŞU AN BİRŞEYLER YAZACAK DURUMDA DEĞİLİM..
AMA OKURKEN AKLIMDAN VE İÇİMDEN " çağdaş bir leyla mecnunun hikayesi .." DİYE DÜŞÜNMÜŞTÜM..EVET DEDİĞİM GİBİ ŞU AN MÜTHİŞ BİR DUYGU ANOFORU YAŞIYORUM..AMA ZATEN BU YAZIDAKI BAŞARININ TEYİDİ MANASINA GELMİYOR MU?..BU SEVDAYA SAYGIYLA EĞİLİYOR KUTLUYORUM YÜCE KALEMİVE SEÇTİKLERİME EKLİYORUM.
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.
Ve yaşamaktan korkuyor, kendisi için değil, başkalarına göre yaşadığı için.
Günün yazısını hak etmiş,önce yazarını tebrik ediyorum,
çünkü yaşadığı bir olayı bu kadar yalın ve içten yazıp,okuyucuya o anları birebir hissetirmesi mükemmel...Bu yazıyı bu gece şairin radyoma göndermesi ile dinleyicilerle paylaştım..ve ...
"Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi”."
şu cümlede ara verdim o sırada ağlıyordum...tabii ki dinleyenlerle birlikte...
tekrar tebrik ediyorum...saygılarımla.
insan yaşarken ağlaaar
yaşarken bakar
yaşarken yaşatır
yaşarken kısalır uzun yolların hevesli bir sevdaya bıraktığı mutluluklar
yaşarken yağmurun toprakta biriktiğini
üstadım sizin halen kanatlarınızda taşıdığınızın
aşkın bir gün insanların gözünden düşecek yaşlarla birlikte anacağınızı biliyormuydunuz?
Değerli dostlarım..
Sevinçler paylaştıkça çoğalır, acılar paylaştıkça azalır demiş
bir bilge, her iki halide paylaştım sizlerde..
Gerek yorumlarıyla, gerekse puanlarıyla bu eserimi günün
tabelasına asan hepinize teşekkürlerimi iletir saygılarımı
sunarım..
Sağolun varolun, Allaha emanet olun..Kardeşiniz yudumyunus
Yanağımı toprağına dayadım, ben de, ben de seni seviyorum bir tanem ben de seni diyen sesini bekledim umutsuzca....
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
ÖLÜM ÂSÛDE BAHAR ÜLKESİDİR BİR RİNDE" diyen öz şiirimizin büyük üstadının seslenişini hatırlatan içli bir hikaye...
Kurgu bu kadar güzel yazılmaz "Aşk soyletir dert inletir"demişler ve öyle olmuş.
Günahsız, ahirete kalması güzel, burada kavuşma vuku bulsa beşeriyet icabı azalırdı veya biterdi.
Her şair veya şairenin başından geçmiştir buna benzer olaylar yorumlarda bunu gösteriyor,
Bizi elli üç yaşından sonra şair yapan da budur her halde AŞK yani.
Bizleri derin düşüncelere sevkeden hocamıza sonsuz teşekkürler.
Cümle aşıkların ebedi hayatta buluşmaları dileklerimle
ELBETTE HER TÜRLÜ AŞIKLAR İÇİN BU DİLEKLERİM
SAYGILAR SELAMLAR
maskosu tarafından 3/19/2009 11:31:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ayakları yere sağlam basan bir hikaye. Teknik olarak müthiş. İlk önce hikayeye şöyle bir üstün körü baktığımda, tekrarlar acaba hikayeyi bozdu mu? Düşüncesine kapıldım. Baştan sona incelediğimde yanıldığımı anladım. Hikayeye duygu kazandırmış. Dil, itinayla kullanılmış. Hayatın kareleri çok güzel bir şekilde işlenilmiş. Yüreğiniz dert görmesin. Selamlarımla. Ömer Öner
ne işe yarar ki, böyle sevmenin kime ne faydası. acı çekmekse sevmek kalsın. ben aşk falan istemiyorum. yerin dibine batsın böyle aşk. safi acıdan oluşan bu duygunun güzel olan yanı sevmekse, ben almayayım.bende aynı acıları çektim. belki daha kötüsünü. erkeklere hiç inancım kalmadı. aldatma sembolu olarak görüyorum erkekleri artık. aşk yalan diyorum . yada aşkın bir geçirme süreci var diyorum. kavuşulduktan belli bir zaman sonra bitiyor aşk. kimileri bunu korumayı biliyor saygı çerçevesine koyup. kimileri de hoyratça harcıyor kadınlarda ki sevgiyi. sözün erkeklere mi dersen evet. erkeklere. çünkü gönülllerine birkaç sevda barındırabiliyorlar. ilki yada ikincisi üçüncü gelene kurban ediliyor. acı dolu bir yazıydı. gerçek bunlar. çoğumuzun yaşadığı. ama hüzünle bitmesi beni çıldırtıyor. aşkın güzel yanları da var elbette ama kısa sürmesi, hüsranl bitmesi beni yıkıyor. bizler neden şiir yazıyoruz. hepimiz gönül mağduru kişileriz ondan. herkes böyle yazı ve şiirler yazsaydı, herkes şair yada yazar olurdu. bunun okulumu var. hayır elbette yok. ruhta bitiyor herşey. duygularda bitiyor. romantizm de bitiyor. altın kalpte doğuyor şiir yazma hevesi. siz hiç katı bir şair yada yazar gördünüz mü. hepimizin kalemi gibi kalplerimizde altın.
sizin gibi yüreği bütün kalemi altın şair ve yazarlar adına bu yazınızı ayakta alkışlıyorum içim acıyarak.tebrikler teşekkürler paylaşım için.
YUNUS HOCAM TÜM OKURLAR GİBİ BENDE ÇOK ETKİLENDİM,HÜZÜNLE OKUDUM BU HAZİN ÖYKÜYÜ.SAF TEMİZ HİÇ BİR ŞEYİN KİRLETEMEDİĞİ ARILIKTA ,ASUDE OLMAYAN ASUDE'İN DRAMATİK YAŞAMINDA SİZİN EDBİNİZDE İÇİN İÇİN YANIP TUTŞAN,DUMANI KİMSEYE ZARAR VERMEYEN BU AÇK BEŞERİ AŞKLARIN EN YÜCE RUH HALİNDE TEZAHÜR ETMİŞ.
İYİKİ YAŞANMIŞ,İYİKİ FİNALİ BÖYLE BİTMİŞ.ASUDE YENİ DÜNYASINDA CENNETİ FİRDEVS DE İNŞALLAH ASUDEDİR,MEKANI CENNET RAHMETİ BOL OLSUN.
SİZİN GÖNLÜNÜZÜNDE CENNET BAHÇELERİNDEN BİR BAHÇE OLMASINI DİLİYOR SEVGİLER SAYGILAR SELAMLAR YOLLUYORUM.
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım <Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim> bak ellerin
ellerimde diyebildim..Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
Yanağımı toprağına dayadım, bende, bende seni seviyorum bir tanem bende seni sesini
bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
Çok etkileyici...Gerçekten çok güzeldi.Haz alarak okudum.Yaşanmış mı bilmiyorum fakat bu aşkı kutlamak istiyorum.Böylesine derin duygular herkese nasip olmuyor.Siz de oldukça muntazam anlatmışsınız,tebrikler.
Bu yazıyı okuyunca benim de aklıma Erzurumlu Aşık Sümmani'nin aşk hikayesi geldi.Okuduğum kadarıyla Allah tarafından Aşık Sümmani'ye bir bade verilir.Sümmani badeyi içtikten sonra uykuya dalar ve bir süre sonra uyanır.İçerisinde bir volkan yanmaktadır fakat rüyasında sevdiği kişiye kavuşamıyacağı söylenmiştir.Bu onu oldukça üzer ve şöyle bir dörtlük söyler:
Dediler Sümmani gel etme meram
Adamı çürütür dert ile verem
Sen için Dünya'da kavuşmak haram
Böyle emreylemiş hüdası tek tek....
Anlattıgınız hikaye de gerçekse eğer demekki kavuşmayı Rabbim nasip etmemiş.Tekrar tekrar kutlarım,saygı ve selamlarımla...
Olayların ardındaki sırrı anlamaya muhakememiz yetmez diyorum öncelikle. Belkide büyük bir imtihandıda bu.
Sevginin,sevdaların önünde her zaman eğilirim,
Yazının akıcılığı, anlatım güzelliği ayrıca bir tat var yazıda. Hiç bir bölümünde sıkıcı bir fazlalık yok. Sanki hasbihal ediyor,gayet sade bir dil.
Bu yazı maillerde çok kopyalanıp dolaşır üstadım, en sonunda sizede döner gelir, müthiş bir anlatım.Tebrik ediyorum.Saygılarımla...
çok güzel bir aşk hikayesiydi tabiyatın kuralı bu doğması gerekeni engelleyemezsiniz erğeç doğar erken evlenmiş olmak aşkı yaşamadan aşık olmaya engel değil.her zaman söylediğim bir şeyi doğrular gibiydi hikayeniz.evlenmek kalbe zincir vurmaz.çok beğendim hocam keyifle okudum.
çok duygusal dilerim sadece hikaye olsun çünkü çok acı
yaşanmış veye yaşamışsanız kutlarım sizi
sevgiyi yüreyinize gömüp yuvanız yıkılmamış
çocuklar mutsuz olmamış anasız babasız büyümemiş
öyle insanlar varki kendilerinin için evletlarını kimsesiz bırakıyor
sizi tekrar tekrar kutluyorum yazım çokgüzel ifade harika
daha ne diyeyim tebrik ediyorum saygılarımla
Yazınızı okuyunca, Ey Kurban olduğum Kudreti Mutlak Rabbim dedim... Madem birbirini seven iki yüreği, birbirine böylesi yakın kılacaktın, evvliyata başlarken birbirlerini bulmayı nasip etseydin bu kullarına diye Can-ı Yürekten gönlümden geçirdim...
Sonra kendi kendime; - haddini bil, kendine gel... Sen kim oluyorsunda yaşananı sorguluyorsun... Nasip edilenden başkasını istiyor, talepkar oluyorsun... diye bildim kendime...
Bir yaşayan varsa, bir de yaşatan var... Sebebi ilahiyesi var... Sırlı bir hikmeti asil bir kutsiyeti var diye düşündüm.
Bu kutsiyeti zaten siz açıklamışsınız hocam yazınızda... Gönlünüze sağlık...
İlk baskın ifadenizde göz önünde:
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
Eylemden değil, sade hissedilenden bile kişinin utanması bu kutsal ifadeyi dolu dolu sunmaktadır bizlere...
İkinci güzel ifadeniz bu kutsiyeti gözler önüne seren...
"Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan…"
Bu kadar asil ve çok sevilmişliğe rağmen böylesi bir son Melek kılmıştır, hem halk,hem HAK katında sevdiğinizi bence...
Buruk ancak bir o kadarda güzel mesajlar veren yazınızı severek okudum... Ben bana düşen hayat dersinide almış oldum sayenizde...
ALLAH'a Emanet Olun
En Kalbi Sevgi ve Saygılarımla...
Meryem Zemerot
Bir sonbahar günüydü hanım aradı işyerimden, “Asude hastaymış, hastanede yatıyormuş komşulardan duydum” diyordu, “Ben gidiyorum, sen de gel, buluşuruz orada görmek istiyorum” dedi.. “Tamam hemen çık” diyebildim ancak. Dünyam karardı, dizlerim titredi, ayaktaydım oturmak zorunda kaldım, nefesim daraldı koltuğa yığıldım, yüreğim çıkmak istiyordu sanki göğüs kafesimden, bir şeyler kopuyordu sanki parça parça yüreğimden.
Sayın Yunus Karaçöp
İçinizden geçenleri ve yaşanan bu hüzün dolu dramı çok iyi anlıyorum.
Güçlü kaleminizden tek kelime ile muhteşem, duygu dolu ve mağrur bir öykü.
Tebrikler üstadım.
Elinizden kalem düşmesin.
Sagılarımla.
www.sairlerbirligi.com
Gaziantep İl Temsilcisi
Nihat İlikçioğlu
NİHAT İLİKCİOĞLU tarafından 3/19/2009 8:42:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok güzel.......
Pek çok insanın ölene dek tatmadığı bir aşk belki de, yasak olması sevginin önünü kesmiyor daha da önemlisi hiç bir beklentisi olmayan "arlı" yüreklerin aynı yerde durması...
Hüzünlü ama çok mağrur bir hikaye, yüreğinize sağlık.
Ayrıca...
Yazarın aralarda eklediği "Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden...." cümlesini kbul etmiyorum.
Sevmek, dünyanın hiç bir yerinde ayıp değil utanılması gereken şey sevmeyi bilmemektir.
Sevgili kardeşim
Baştan sona bütün dikkatimi vererek okudum. İçim burkuldu. Hayatın içinden değil, kendisiydi. Kimbilir kaç kişi yaşamaıştı bu veya eş anlamlı bir hikayeyi. Bu konu bir filmde olsa, "film işte" deriz.Anlatım SÜPERDİ. Kutlarım ALKIŞLARLA gönülden. Tam puan gönül bahçemden.
Yanağımı toprağına dayadım, ben de, ben de seni seviyorum bir tanem ben de seni diyen sesini bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
Tebessüm kokulu bitimsiz sevgilerimle...
_____________Âlimoğlu___________
Üçbeş adım kenara çekildim çöktüm bir servinin dibine, bir anda beynim duruldu, ateşim
yükseldi, verdiği kağıt parçası geldi aklıma, korkarak çıkardım cebimden, ellerim aşırı
titriyordu, defalarca katlanmış o küçücük kağıt açıldıkça açılıyordu ve nihayetinde sana
diye başlıyordu yazdığı not, iki cümleydi yazdıkları..
<Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi.
KUTLARIM. Kurgu değil, gerçek gibiydi...
Eğer değerlendirme olarak yıldızları kıstas alsalardı gökteki bütün yıldızları bu hikaye için yere indirirdim.
Son zamanlarda roman okuyacak zamanım olmuyor.Hiç soluk almadan en beğendiğim romanı okur gibi haz aldım.Hazdan da öteydi...
Bir yazıdan bukadar etkilendiğimi hatırlamıyorum.Hiçkıra hıçkıra ağladım.İyiki eve daha kimse gelmemişt.
Yeşilçam filmlerine taş çıkartacak bir senaryo.Hem gerçek yaşanmış bir hikaye.
İşte benim hayalimde yaşattığım aşk örneği.Leyla ile Mecnunun aşkına da ben zaman zaman imrenmişimdir.
Üstadım ağlamaktan inanın zor yazıyorum.Asude nin saf masum tertemiz aşkı beni çok etkiledi.günlerce bunun etkisinde kalırım.
Yalnız şunu da itiraf edeyim ki..Bu asil aşk sadece Asudeye ait değil.Esas baş kahraman sizsiniz.Sürükleyici bir üslupla,sıkmadan mükemmel yazmışsınız.
Hem kaleminiz,hem de yüreğinizdeki asil aşkla, gurur duydum. .
Bu günün yazısından da öte ; Bence--- asrın aşkı--- olmaya namzet.
Selam sevgilerim o duyarlı yüreğinize gitsin.
gül peri tarafından 3/19/2009 7:37:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
üstadım....
eser ve anlatım mükemmel...
yaşayarak ve bitmesini istemeyerek okudum inanın...
harika paragraflar bir birini tamamlamış...
üstad kaleminden kağıda aktığını her cümlesi ile haykıran bir eserdi...
hele konu harika ötesi idi...aşkın en yücesi...iki yürekte sessiz ve sedasız sevdi...kendi çığlıklarına kulak tıkayarak...
harikaydı....
kutlu / yorum....
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım <Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim> bak ellerin
ellerimde diyebildim..Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
Yanağımı toprağına dayadım, bende, bende seni seviyorum bir tanem bende seni sesini
bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
DEFALARCA OKUDUM VE AGLADIM KURGUDA OLSA GERCEKTE OLSA SEVGININ YUCELIGI TORTU BIRAKMIS KUTLUYORUM::)
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım <Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim> bak ellerin
ellerimde diyebildim..Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
Yanağımı toprağına dayadım, bende, bende seni seviyorum bir tanem bende seni sesini
bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
DEFALARCA OKUDUM VE AGLADIM KURGUDA OLSA GERCEKTE OLSA SEVGININ YUCELIGI TORTU BIRAKMIS KUTLUYORUM::)
<Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi>
Beni ağlatmaya ne hakkınız vardı üstadım...
Böylesi bir sevgi ve tertemiz...
İşte bu yürek sevgisidir ki gerçek sevgi de budur.
Şimdi varmı böylesi sevgiler, dürtülerden uzak yalnızca yüreğiyle sevecek yürekler var mı... diyecektim ki okuduğum öykünün sevgisi, sevdası, destanı geldi aklıma... sustum...
Anlatımınız çok güzel. Okurken o hisleri adeta yaşatıyor insana...
Asude'ye rahmet diledim... Mahşerde sevdiğine kavuşması dileğiyle birlikte...
Yürekten kutladım.
Saygımla
Olağan üstü etkilendim sevgili Yunus hocam..Kurgu ve dil mükemmeldi.Hikayenin özü ise alacakaranlığın gizemiyle sürdü sürdü ve bize ,inanalara mahsus ,edep haya duygularına zarar gelmeden devam etti.Bitiminde oh dedim sankı..gerçek sevgiye şeytan müdahale edemedi,çirkinleştiremedi dedim..
benzer bir duyguyu yaşadığımdan mı bileme aşırı etkilendim..Bir dörtlükle acısını paylaşmıştım muhatabımın..
sen mabedinde et ibadet,
ben mabedimde ,
şart mı ceset, demiştim.
Aşkına karşılık ben de aşığım,
ama ben zinaya karşıyım....
Çok güzeldi hocam çok..
öyküdeki o "kendinen utanan adam'a" sevmenin her hali kutsaldır derim.dünyayı kendi çöplükleri görüp kadın, erkek, çoluk, çocuk, hayvan ve bitkilere şiddet uygulayan barbarları nefretle kınıyorum.bu konuyu sevginin içine ustaca sıkıştırıp sunan değerli Karaçöp'ü de kutluyorum.
İnanılmaz güzel bir anlatım.Sürükledi götürdü ve dilerim ki kurgudur.Eğer değilse de ...Utanmak neden ....? Aşk ve sevgi...Nerede nasıl gelip dünyamızı altüst edecek bilemeyiz ki...Böylesi sevmekte her kula nasip değildir.Bu gerçek bir hikaye ise ,aslında ben en çokta o---MELEK--- için üzüldüm.Hiç mutlu olamamış bir kadın...Bir çok kadınımız gibi.Tertemiz sevgisini yıllarca içinde yaşamış bir kadın.
Çok çok güzeldi
Kaleminiz daim olsun
Selam ve dua ile...
Hikaye,çok ama,çok sevdiğim ve yazmaktan hep ürktüğüm bir tür.Hikayenin yüzü aslında şiir kadar sevimlidir.Şiirin buğulu bakışını hikaye dağıtarak boy verir.Her şey aleni ve çırılçıplak.Hep sisler içinde geçen bir aşk hikayeleşerek ancak ayan olabilmiş.Buna yasak aşk diyorlar;biraz da kara sevdanın karalığından olsa da hikayemiz sonuçta karalığını atıyor üzerinden ve derin,masum bir aşka dönüşüyor.Bir hikayenizi galiba ilk kez okudum.Çok güzeldi..Hazzaldım Değerli dost.Yürekten kutladım.Selam,saygı...
<Bende seni seviyordum bir tanem bende seni, ne olurdu bir kerecik tutsaydın ellerimi>
Islaktı kağıdın bir bölümü, belliki onun gözyaşıydı. Diz çöktüm ellerim karnımda kıvrandım
kıvrandıkça hıçkıra hıçkıra ağladım ağladım ağladım, yanıma gelen kızı sarıldı bana oda
hıçkırıklara boğulmuştu, biliyordum amca biliyordum diyor ağlıyordu..
Nedenini bilmiyorum ama, utanıyorum kendimden..
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım <Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim> bak ellerin
ellerimde diyebildim..Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
Yanağımı toprağına dayadım, bende, bende seni seviyorum bir tanem bende seni sesini
bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
ağlattın beni üstadım ya inan gözyaşlarımı tutamadım nasıl kader bu macerayı aşk sananlar okuyupta utansın.saygılar...
değerli dostum. aşkın bu kadar güzeline ve temizene hiç
rastlamadım. içim titredi okurken, yüreğim kanadı.
ben asudeyi kutluyorum. aşkını son nefesine kadar hem yaşıyor
hem de taşıyor. böylesi asil bir aşk. duyulmuşu görülmüşü yok.
doğrusu kahramanları tanımak isterdim. bu güzel yazıyı
meydana getiren bu ulvi aşkı ve değerli kalemi yüz üzerinden
tam puğanla taçlandırıyorum. saygımla.
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım <Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim> bak ellerin
ellerimde diyebildim..Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
Yanağımı toprağına dayadım, bende, bende seni seviyorum bir tanem bende seni sesini
bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
Çok güzel bir öyküydü. Sizi yürekten kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.
El ayak çekildi mezarlıktan, mezarına usulca yaklaştım, toprağını avuçlarıma aldım <Ben seni hep sevdim her zamanda seveceğim biriciğim her zaman seveceğim> bak ellerin
ellerimde diyebildim..Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
Yanağımı toprağına dayadım, bende, bende seni seviyorum bir tanem bende seni sesini
bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
Sonu hüzünle biten ebedi bir aşkı okudu gözlerim '' Leyla ile Mecnun'' aşkı gibi bir aşktı okuduklarım keşke sonu onlara benzemeseydi, keşke zamansız gelmelere gebe kalmasaydı yaşananlar, keşke kader ağınızı çok önceleri örseydi...
Ve bu keşkeler uzar gider dost ama bence utanmayın! aşk, aşık olmak, masumane onu yaşamak bence utanılacak bişi değil olmamalı da çünkü birlikte yaşanılmış hiç bişi yok sadece duygularda yaşanmış ve bitmiş tıpkı efsane aşklar gibi, aşkı da aşk yapan bu değil midir zaten hiç karalanmadan sonsuza dek ölümüne sevmek...
Bu harika ve gerçek olan ölümüne aşkı ben yürekten kutluyorum sevgili dost. Bedenler ölür ama aşk direnir ve asla ölmez...
Yüreğinize ve kaleminize sağlık, içten paylaşımınız için tşkler selam ve saygılarımla...
Nedenini bilmiyorum ama utanıyorum kendimden..
Bir kaç saat sonra ölüm haberi geldi muhalleye, o gece hiç uyumadım, her şey üstüme geliyordu, tansiyonum çıkmış, yüreğim beni kaldıramıyordu, ellerim, dizlerim her tarafım titriyordu, gitmeliyim cenazesine gitmeliyim diye inliyor bu cümleyi beynimin içinde döndürüp duruyordum. VE gittim. Sevmenin ilk ve son tadını aldığım biriciğimi gömdüler kara toprağa, gözyaşlarımı zor tutuyor ayakta zor durabiliyordum..
Üçbeş adım kenara çekildim çöktüm bir servinin dibine, bir anda beynim duruldu, ateşim
yükseldi, verdiği kağıt parçası geldi aklıma, korkarak çıkardım cebimden, ellerim aşırı
titriyordu, defalarca katlanmış o küçücük kağıt açıldıkça açılıyordu ve nihayetinde sana
diye başlıyordu yazdığı not, iki cümleydi yazdıkları..
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
Yanağımı toprağına dayadım, bende, bende seni seviyorum bir tanem bende seni sesini
bekledim umutsuzca....
Nedenini bilmiyorum ama hâla utanıyorum kendimden....
keşke bizlerde bilseydik nedenini çok guygulu bir eser insanın içi ürperiyor hocam okurken inan acayip oldum Bir kaç saat sonra ölüm haberi geldi diyince inan ağladım çok acılar çektim bunu okurken kendi kendime dedim olurya kötü bir haber alırsam dayanırmıyım buna inan bende nedenini bilmiyorum şimdi
güzel bir çalışma baya bir emek harcanmış bu esere yüreğinize sağlık saygılar gönderiyorum alışkın değilim böyle yoğun bir esere ama okumak zevkti hiç yormadı beni inan bu kadar daha olsaydı yine okurdum eserinizi kaleminiz hiç susmasın efendim saygılar gönderiyorum kabul buyurun hüseyin yanmaz
Çok güzeldi..arkadaşım.Kutlarım...yürekten.
Bir çok teferruatıyla yazınızdaki bayanın hemen hemen aynısı idim ben.Tek ümitsiz,karşılıklı aşk harici.
İnanın hiç bir şeye şaşmamayı da çoktan benimsemiş biriyimdir.Şaşmadım,ve lâkin çok çok etkilendim.
Geçmiş günlerin rüzgârlarını estirdi adeta başımda,bir müddet,yazınız.Yüreğinize sağlık.
Saygılarımla selamlarım...
.Biliyorum duyuyordu beni, çünkü o bir melekti, benim meleğimdi.
Aşk bumuydu acaba, nasibimize yasak olanı düşmüştü, adı kader ise..Her şeye rağmen yaşamadık yasak aşkın efsunlu hayasızlığını korundu, korudum, meleğimi günahlardan
rabbim o masumdu..
NEFES ALMADAN OKUDUM ...
SİZDEN BU TÜR YAZIMLARDA OKUMAK ÇOK GÜZELDİ...
,
YARIN BEN DE GELECEĞİM YENİDEN KUTLAMAK İÇİN...
SEVGİYLE....
geriye kalan bir avuç toprak değilmi hocam koca sevdadan..
ağlattınız beni sabah sabah..
ne duygusal bir yazıydı her kelimeye yüklenmiş sevda vardı
dileğim o ki bu sadece kurgu bir hikaye olsun gerçekten sızlamasın yüreğiniz..
avuşlarını hiç toprak görmesin..
tebrik ederim hocam..
yarında kutlamak isterim bu yazıyı..