sevgiliye mektup 3
Hasrete yeminli ruhum, ellerine bir kelepçeyle bağlı ellerim sana yazma görevini yok sayacak her eylemden uzak. Korsan bir yürüyüş değil sana karşı olan duygularım, kalbimde patlayan hasret molotofları, yediğim serseri kurşundur yaşadıklarımız. Sen ne kadar menzil dışında tutsan da gözlerini; ben her gece sana bakmaya yeminli.
Şimdi yoksun yanımda. Bunu demek bile içimde kanaması durmayan yaraların zafer türküleri gibi, senden her ayrı kaldığım saniyeye yenilmişliğimin sahte nefesi.
Ne olur sevgilim uzat ellerini..
Yaram derin sevgili!
İçime ektiğim sevgi tomurcukları baharı beklemeye tövbeli. Kışın insanı sobaya yaslandıran hayalleri, bilmem kaç mektubun sahibisin sen şimdi.
Ne olur sevgili!
Ne olur!
Uzat ellerini.
Çaresizliğim; atılmış zindanlara, bakışlarını bir güvercinin kanatlarına tak öyle gir içeri.
İsyan yoktur biliyorum ama ruhum ölüm orucu tutan bir asker gibi.
Seni anlatmak zor biliyorum. bir sussak gözlerimiz konuşsaydı sevgili. Emin ol onlar “bize ““bizden” daha fazla bilgi ve sevgi verirdi.
Gözlerin diyorum sevgili gözlerin..
Tıpkı küresel ısınmaya maruz kalmış buzulların çözülmesi gibi, yüzünü bir okyanus gibi ortaya çıkartan
Yüzmesi bir o kadar tehlikeli
Derinliğin; içene battıkça boğar beni sevgili.
İklimler değişsin umurumda değil. Suyum çekilsin gözlerimden ne çıkar. Çölde hayal ediyorum seni sevgili, bir damla suyun dahi olmadığı bir çölde... Serabım sensin, kaktüsüm sen.
Çiçeğim sensin, toprağım sen.
BEN SENİN için ÖLMEYE HAZIRIM SEVGİLİ
SEN YETER Kİ SEV BU GECEYİ