İstifa
Yine soğuk bir kış günü. Hava açık, içime yağıyor karlar… Lapa lapa sürgün düşüyor sokaklara… Bir uçurumun kenarındayım sanki. Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum ama sesim çıkmıyor. Yine bağlanmış elim kolum ümitsiz prangalarla… Ya aşağı bırakacağım kendimi, ya da yem olacağım yabani kuşlara. Ne tarafa baksam hasret, hangi yöne dönsem çaresizlik kokuyor…
Son bir aynam kalmıştı hanemde. Onu da kırdım son bir defa doya doya bakmadan. Görülecek hesaplar, bulunacak cevaplar cezbetmiyor artık beni…
İsyan değil bu, istifa! Yapılamayanın bıraktığı derin yara çarpıyor yüzüme. Kök salmış sanki kalbimin derinliklerine. Yardım etmek istese birisi, her hamlesiyle bir parça daha kopuyor kalbimden. Ben uğraşsam budamaya, elimden olur gidişim… Kan kaybetsem bile yürümeye devam etmeliyim ama. Gözlerim kararsa da ayakta kalmaya gayret etmeliyim…
Elimde, avucumda ne varsa tükettim umuttan yana. Artık ümitsizliğe borçlanıyorum ne zaman ve nasıl ödeyeceğimi bilmesem de… Tebessüm etme arzumu kefil gösteriyorum… Hep ipotek altında mutluluklarım. Eskisi kadar gülemiyorum… Ne masum çocuktaki saf parıltı, ne de usta hırsızdaki arsızlık buluyor bendeki karşılığını…
İlle de şahit göstermek gerekiyorsa, geride bıraktığım ömrüm şahidim olsun ki, istifa ediyorum aramaktan… Gücümün yetmediği şeylere, yetiyormuş gibi talip olmaktan tükendim durdum ben. Yapamadığını kabullenmek ne yüz kızartıcı bir erdemse, benim olsun tüm yalancılığıyla… Kaybeden tarafta olmak, müdavimi için çok da zor olmuyor. Sadece bir daha pembe hayallerden söz etmeyin bana. Tüm optimist tesellileriniz sizin olsun. Ben, beceriksizliğiyle kendini kahreden yolcuların kaptanıyım!..
Ama istifa ediyorum… Seni aramaktan, bulamamaktan ve bulamayacak olmaktan da… Bir işe yarayacaksa, seninle kalsın tüm iyi hislerim. Bir gece karanlık rahatsız ederse, onlar parıldasın gözlerinde…
Bu da son dileği olsun darağacındaki mahkumunun…