KAMURAN BEYİN HATIRA DEFTERİ
Yeni Mesaj Bütün Mesajlar
BAHAR GÖZLÜM ADLI ROMANIN HATIRA DEFTERİ
Gönderen:ayşe 06.10.2007/16:34 Okunma: 91 Yorum: 6
On beş yaşına girdiğimde İstanbul da iyi bir semte taşındık babam memurdu annem ev hanımı bir tek evlattım çok seviliyor çok seviyordum anamı babamı tek amacı okumak ve öğretmen olmak tı .okul um derslerim de çok başarılı idim mahallemiz de zenginlerin çoğunluğu olduğu bir semtti .Sokağa girdiğim köşede büyük bir ev vardı saray yavrusu tabirinden .bahçe içinde bir gün bir kız gördüm sarışın yeşil gözlü ama o gözleri anlatmak imkansızdı baharı andırıyordu yem yeşil diler .öyle bir yeşili ancak baharda görürdü insan her gün o yoldan geçiyordum tek umudum kızı görmekti bazen görüyor bazen görmüyordum yıllar böyle geçti sanırım kızda bana biraz tutkundu benim geçtiğim saatler oda bahçeye çıkıyor bazen kapıda bekliyordu ne adını biliyor nede konuşuyorduk sadece bakışlarımız vardı kaçamak .
Yıllar böyle geçti tek istediğim okulu bitirip mesleğimi almak ve kızı istemek ti amacım mezun oluşumu dört gözle bekledim bu ara bende büyümüş yakışıklı bir deli kanlı olmuştum komşulardan ahbaplardan hep övgü alıyordum pek çok kişi kızlarını vermek için geliyordu annem benim bildiğim oğlan anası gider kız görmeye oysa onlar geliyor oğlum seni bana bırakmayacaklar diye söyleniyordu ben sadece gülüp geçiyordum bir kere açılamamıştım anne ben bir kız seviyorum diye içimde idi acısı mutluluğu gördüm mü çok seviniyor görmeyince içimi acı sarıyordu şiirler yazıyor içimin acısını onlara döküyor dum yılları böyle geçirdim mezun olmuş tayinim çıkmıştı iyi bir yerdi baba mın da faydası olmuştu
Tanıdıklar vasıtası ile büyük şehirdi İstanbul a yakındı annem babam çok seviniyorlardı tayindi yerini gidip görmekti derken yazı geçirmiştik son bahar gelmişti hava yağmurlu idi o güm eve sevinçle geldim anneme açılacak ve kızı isteyin diyecektim ama sokak kalabalıktı bahçe kapıları açıktı neler oluyor diye eve koştum annem o evin kızı nişan oldu çok zengin birine verdiler deyince rengim solmuş annem oğlum ne oldun neyin var diye baktı hiç konuşamadım başım döndü bayılmışım beni hastaneye kaldırmışlar kaç gün kaç hafta kaç ay geçmiş bilmiyorum bildiğim tek şey artık yıkılmıştım o mahalleden taşımış babam evi hastanede yatarken aradan aylar geçti uyur gezer gibi idim ne işim var ne insan içine çıkacak bir halim vardı kendi halinde sessiz yaşıyor şiir yazıyor bahçelerde dolaşıyordum anam babam da perişan olmuşlardı işte böyle bir gün küçük bir kız çocuğu neyin var hastamı sın diye sordu yok hasta değilim ama hasta gibisin rengin soluk ne konuşuyor nede gülüyorsun dedi çok sevimli bir kızdı onunla arkadaş olduk siyah gözleri siyah saçları vardı hemen her gün geliyordu deniz kenarı na uzun sürdü dostluğumuz bu küçük kızın sayesinde topladım kendimi aradan iki yıl geçmişti babam hasta raporu ile öğretmenliğimi dondurmuştu günlerce uğraştım mesleğime dönmek için çok çaba sar fet tim lise öğretmeni idim ilk öğretime verdiler olsundu amacım çalışmaktı anam babam sevindiler oğlumuz iyi oldu diye o yıl okula başladım küçük sınıflardı onlara alfabeyi öğretmek bana ilaç gibi gelmişti mevsimleri anlatırken son baharı anlattım daha çok hüzünle kopup uçan yaprakları yaş sokakları ayrılıkları sonra bu tabloları yaptım birinde yapraklar uçuyor son bahar dı diğerinde ise yağmur yağmış ıslak sokaklar ağlayan bir çift göz koymuştum bir köşesine bunu her kes anlamıyordu o gözler bendim ilk baharı yaparken hayalimde kalan bir çift yeşil gözü yaptım bahar gözlüm diye ne adını öğrenmiş ne de kiminle nerede evlendi diye bilmiştim anam babam bu konuda hiç konuşmuyorlardı İstanbul dan uzaktaydık artık mazi idi benim için son bahar geldi mi içime bir ateş düşerdi onu başkasının kolunda görür gibi olurdum içim acırdı babam bak oğul artık iyileştin işin de var gel evlendirelim diye yalvarırdı ama istemedim aşkıma ihanet edemedim ben birini severken başkasına acı çektiremem diye hep red ettim zavallı anam babam çaresiz susuyorlardı kendime bir hayat kurmuştum müzikle uğraşıyor besteler yapıyor enstüre man lar çalıyordum suskun sessiz bir deniz gibi yaşamaya çalışıyordum hiç şikayetim yoktu rüzgara tutulmuş bir yaprak gibi savrulup duruyordum bir yerde iki sene kalamıyor tayin istiyordum bazen köy bazen kasaba düşüyordu şansıma alıştım mı rahatladım mı o yerde durmak zor geliyordu böyle geçti onca yıl saymıyorum seneleri saçlarım ağarmıştı genç yaşta ben beyazdı bu halime anam babam çok üzülüyorlardı bazen madem seviyordun bize niye söylemedin diye sitem ederdi anacığıma sarılıp öperdim anamı üzülme benim kaderim böyle imiş diye kendi derdimi bırakıp onları teselli etmeye çalışırdım yaralı bir gönülle anam dayanamadı bir tek oğlunun bu haline hastalandı iki erkeği gözü yaşlı bıraktı terk etti bu dünyayı baban ve ben sarsılmıştık dünyamız karamıştı zaten ben yazı baharı hiç yaşamıyordum yaralı bir gönül ile nasıl bahar yaz yaşanır dı içimin acısına birde anam girince iyice bittim ama babama destek olmalıydım ne kadar olabildim bilmiyorum babam anamın acısına altı ay dayana bildi oda bir yaz günü terk etti beni ege taraflarında idik dar geldi o memleket bana tayin istedim sevgili anamı babamı bırakıp doğuya bu kış memleketlerine geldim uzun yıllar yine o köy senin bu kasaba benim dolaştım iki yıl bir yerde duramadan geçti ömrüm bu soğuk diyarlarda karların içinde biraz içimin acısı dondu küllenir gibi oldu bu benim için yaşamak değildi ölmeyi çok istediğim olmuştur yalnız ve karanlık dünyada ne için yaşamalıydım ama ölünmüyor ölü gibi bile olsa yaşıyorsun bu dağ köyüne geldim şehre yakındı şehirde arkadaş edindim ilk defa şehirde yaşadığımı anladım benim gibi yaşını almış gençlerde vardı ya çoğunluk emekli kişilerle kültür merkezinde müzik çalışmaları na başladık bana hayat verdi yaşama kaynağı oldu yıllarca yazdığım şiirleri okuyor besteleri çalıyorduk işte altı yıldır buradayım kışın köyde çocuk okutmaya çalışıyorum okuyacak çocukta yok ya çok uğraştım çaba harcadım dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım çocuklar okusun diye ama öyle küçük mezra ki okuyup ne olacak diye göndermediler hele kızları hiç işte zavallı kamuran beyin çile dolu yaralı bir gönülle yaşamaya çalıştığı hayatı bundan sonra artık yazmayacağım okulu da bırakıp emekli olacağım ya sonra ne yaparım nasıl vakit geçer onu bilmiyorum NOT DÜN bir kızcağız geldi öğretmen gözlerini görünce içimin acısı tazelendi kendimi zor tutum bahar gözlümdü Allah ım insan bu kadar mı benzer önce şoka uğradım ama alıştım artık onu her görüşümde her konuşmamızda gençliğim geliyor aklıma onu kızım gibi sevdim kızımolsa bu kadar sevebilirdim karanlık dünyama ışık gibi girdi sanki yeniden yaşıyorum şimdi burada ama fazla kalamaz giderse ne olur bilmiyorum onuda kaybedersem artık yaşayamam Allaha sığınıyorum BAHAR defteriokuyup bitirdiğinde sabah olmak üzere idi gözleri yaşlı allahım dedi ne çok acı çekmiş şimdi bir umudu benim ama onu bırakmayacağım oda benim bir babam artık
DEVAMI VAR KAMURAN BEYİN HATIRA DEFTERİNDEN ANILAR