- 570 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Diğerleri Gibi
En dehliz ve de sınırsız duygu ve düşüncelerimin en rahat kişilik kazandığı sahne. Her şey olduğu gibi sahnelenebilir bu sayfalarda; rol yok, yalan yok, efekt yok.
Alırım kalemimi elime; başlarım geçmişle gelecek arasında mekik dokumaya. Kimseyi de karıştıramam bu sayfaların sırrına. Bilinmez ufuklarda yaşattığımız gizem perdesinin anahtarını açabilirim. Bilmem ne gizli perdelerin ucundan tutar, aydınlatırım. Heyecanla başlayan tasarı aşamasında; gelip giden düşünceler karmaşanın ortasına düşer. Seçici olmak gerektiği kadar; ideali yakalama kaygısı da bir tatlı sorun sebebidir.
Tasarı olmaktan sıkılan düşünceler bir bir boş kâğıda sıralanmayı bekler. Bu; yazının ilk oluşum aşamasına geçme sürecidir. Fakat süreç nasıl da karmaşıktır. Her şey; her yere ait gibi görünür. Eldeki malzeme sanki birbirine çok az benzeyen onlarca yazıya da uygundur. Ne yönden ilerleyeceğinizi bilemezsiniz. Yazının gerisi var gibidir ya da sisler ardında kayboluverir. Her şeyin arapsaçına dönmesi an meselesidir. Yazının bir bölümü için ayrılan öğe, gelip diğer bir paragraftan çıkar. Bir diğeri, kâğıda döküldüğünde eski bir yaratının kardeşiymiş gibi gelir. Oysa o kısım, çok farklı bir yazıya ait düşünülmüş bir öğedir.
Kendimi sınamaya çalışır, yerli yersiz sorularla, acımasızca yargılarım. Başkalarının beğenisine sunabileceğim günün hayaliyle uğraşıp dururum. Bırakın sunmayı, bitirebileceğime bile inanmam bazen. Ama sabretmek gerekir. O taraftan olmuyorsa, öteki yandan
Yaklaşmalı düşüncelere. Çünkü zamanla ısınabilirsiniz satırlarınıza. Vazgeçmek, düşüncelerinize ve satırlarınıza ihanettir; uğraşmak zorundasınızdır; sahip çıkmalı onlara.
Var mı sana yazmanın başka yöntemi? Sorularla, tasarlamayla, keşiflerle, uydurmakla geçen o kadar zamanın sonunda, bir de harfleri yan yana dizip sözcükler, cümleler, nameler oluşturmak gerekiyor. Satırları okudukça yazabileceğine kanaat getiriyor; bir sonraki satırda kendinden nefret edebiliyorsun. Defalarca değişiklik yapman gerekiyor.
Ve sonra... Hayalini kurduğum gün geliyor, katlıyorum; cebimde. Cesaret edebilmişsem veriyorum mektubunu. Aksi durumda kendime saklıyorum; sana yazıp da veremediğim diğer mektuplar gibi.
Semih Canbolat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.