- 1969 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREĞİMDE SENSİZ YAZILAN SENLİ SENSİZLİĞİM II
Bugün sizi anımsatıcı, hatırlatıcı ve çağrıştırıcı her şeyi sanal âlemimden silmiş olduğumu, bir kez daha anımsattı size duyduğum derin özlem…Duygu evrenimden silinmesini arzu duyduğum her şeyin unutulmaya, silinmeye, yok olmaya yüz tutması gerektiğine inanmıştı yüreğim…O güdünün, o inancın ve o duygunun etkisi altında kalan bedenim serinkanlılıkla, duygudan, duygulanımdan uzak tuttuğu sertlikle, acımasızlık ve kararlılıkla tek tek yok oluşa sürüklemişti size ait sözleri, zaman ve mekân birlikteliği neticesinde oluşan yazışmaların yazılı kayıtlarını, mesajlarınızı ve iletilerinizi, sizin müzik zevkiniz ve anlayışınız ile birleşen, sese, müziğe dönüşen ve bana dinletme nezaketinde bulunduğunuz şarkıların her birini…
Doğduğu, büyüdüğü, yaşamakta olduğu, yakınlarının, sevdiği, değer verdiği dostlarının, arkadaşlarının etrafında bulunduğu, havasını soluduğu, suyunu yudumladığı, her karış toprağında adımlarının yer aldığı, çocukluk ve gençlik anılarının her kısmına sindiği lakin ‘’’ bazı nedenlerden dolayı dayanılmazlaşan, özgürlüğünü kısıtlayan, insanlık onurunu ve gururunu zedeleyen, inancını ve sevgisini baltalayan bazı nedenlerden dolayı ‘’’ vatanından, toprağından koparılırcasına ayrılan bir fidan, kökünden sökülürcesine sökülen ulu bir çınar ağacı gibi hicret eden bir insanın, ardına bakmadan gidişini andıran bir gidişti benimkisi…Kasvetli, ilikleri dondurucu bir ayazın acımasız havasına, rüzgârın nefes kesici, yüzü tırmalayıcı esintisine maruz kalan incecik giysili narin, hassas bir bedenin his kaybına uğramışçasına usulca, yavaşça yığıldığı tıpkı bir kar tanesinin semadan döne döne arzda biriktirdiği karların üstüne düşerken sergilediği dansının o kar birikintisinde kaybolmasıyla, onunla bir olmasıyla son bulması gibi karların üstünde derin bir ölüm uykusuna dalışına benzemişti gidişim…
Silinenler listesinde yer alan mesajlarınızdan biri olan sondan ikinci mesajınızın canımı böylesine yakmasının ve beni bu gidişe zorlamasının sebebini, bugün dahi anlamakta, anlamlandırmakta ve açıklamakta zorlandığımı hissediyorum…Aslında ardına bakılmaz ayrılıkların, gidişlerin bir kuralıdır bu…Son anda yaşanan, insanın tüm umut ve beklentilerini son damlasına kadar tüketen, kurutan olay ya da olgu üzerinde düşünülmez uzun, çok uzun bir süre… Çünkü insan sadece, sade ve sadece kendine karşı bu kadar acımasız olmayı başardığı vakit ardına bakmamaya muvaffak olabiliyor…Belki de bu anlamda erişeceğim muvaffakiyetin salahiyeti adına ciddiye, kaale almadım, almak istemedim sonunda bana iletme gayreti içinde olduğunuz iletileri…Garip…Üzerinde düşünmek istediğim, ne demek istediğinizi anlamayı arzuladığım anlarda da anlamam karşısında türlü türlü maniler serdi karşıma RAHMAN… Anlayamadım, bir anlama bürüyemedim sözlerinizi, anlamlı hale getiremedim zihnimde , özel anlamlar yüklemede muvaffak olamadım… Olmayı da dileyemedim SEVGİLİ’mden…İçimde oluşan burukluk, çekimserlik, kapanıklılık geçen uzun zaman ardından katmerleşmiş olmalı ki kalbimde gizli tuttuğum ve tutmayı başardıklarımı da, gizli tutmadığım ve tutmayı başaramadıklarımı da bilgisiyle kuşatan SEVGİLİ’me dahi arz edemedim sıkıntımı, arz edemedim size duyduğum sevginin ve özlemin büyüklüğünü…Ve henüz arz edebilmiş değilim biliyor musunuz ? Beni SEVGİLİ’min huzurunda sevgimi, özlemimi, iştiyakımı dile getirmekten men eden sevginizin ağırlığı ile yorulduğumu hissettiğim o anlarda ağırlığını içimde daha fazla taşıyamayacağımı duyumsadığım bu sevginin ağırlığını gözlerimden yanaklarıma süzülen bir kaç damla gözyaşıyla hafifletmeye çalıştığım zaman dilimlerini canlandırıyorum şimdi zihin ekranımda…Erol Evgin’in ‘’ İşte Öyle Bir Şey ‘’ şarkısının duygularıma tercüman sözlerini ve dakikalarca gözlerimden akıttığı yaşlarla yüzümün aldığı garip görüntüyü hatırlatıyor bana sıraladığım bu sözler…
Seni düşündüm dün akşam yine
Sonsuz bir umut doldu içime
Birde kendimi düşündüm sonra
Bir garip duygu çöktü omzuma
Hani ıssız bir yoldan geçerken
Hani bir korku duyarda insan
Hani bir şarkı söyler içinden
İşte öyle bir şey
Hani eski bir resme bakarken
Hani yılları sayarda insan
Hani gözleri dolarya birden
İşte öyle bir şey,işte öyle bir şey
Seni düşündüm dün akşam yine
Bir garip huzur doldu içime
Birde kendimi düşündüm sonra
Bir garip duygu çöktü omzuma
Hani yıldızlar yanıp sönerken
Hani bir yıldız düşer de insan
Hani bir telaş duyarda birden
İşte öyle bir şey
Hani yağmurlar yağarya bazen
Hani gök gürler ya arkasından
Hani şimşekler çakar peşinden
İşte öyle bir şey,işte öyle bir şey
YORUMLAR
değişik imgelemlerle bezeli ve yoğun his demetleriyle örülü yazınızı zevkle okudum. bana ''ben gurbette değilim gurbet benim içimde'' duygusunu yaşattı.ve mekandan, zamandan azade hicretin ne kadar yakınımızda olduğunu hatırlattı. ve dahi öncelikler ve ötekiler noktasında da yeniden yoğrulmamız gerektiğini...
tebrikler
tebrikler
tebrikler