haydi gülümse 2
[ italiNe güzel günlerdi diye geçirdi içinden nefesinin en derinden çekerek yapacak bir şeyler düşündü fakat hiçbir şeyde yapmak istemedi. yanındaki ile sohbete başlamak için gelişi güzel bir cümle kurmak istedi konuşmayı başlatmak için ,ama sohbete başlayıp devam ettirecek gücü kendisinde bulmadı .sadece kendisi ile vakit geçirmek istiyor sessizliği içinde kafasında hareketsiz şekilde cümleleri iki kişilik kurup konuşmak istiyordu .sözü söyleyende kendisi dinleyende kendisi olacaktı .ama nerden başlayacağını bilemedi .birden elinde kitaba tekrar baktı .kitabın kapak resmine baktı.siyahlar içinde gümüş şekiller vardı .gümüşü çok severdi .gümüşten sayısını bilmedi takıları vardı .her gün bir başkasının takmaktan büyük bir mutluluk duyardı.hele bir keresinde yolculuğa çıkacakları zaman son paralarının gümüşçüde beğendiği bir kolyeye vermişlerdi ve yola çıkarken borç alıp çıkmışlardı .bu olay aklına gelince gülümsedi.
Her zaman çok düşünceli davranır gereksiz harcamalardan kaçınırdı ama o gün gördüğü takılar karşısında mest olmuş almadan yapamamıştı ellerindeki son parayı koyma pahasınada olsa,o günü hatırladıkça gülümserdi nasılda çocukça bir mutluluk yaşamıştı o güzelim gümüş takıları alınca.Şu anda taktığı yonca yapraklı gümüş kolyede sevdiği adamın hediyesi idi usulcacık okşadı kolyeyi sanki sevdiği adamın sıcaklığından bir parça bulacakmışcasına,ne olmuştuda bu hale gelebilmişlerdi oysa her şey ilk başta ne kadar güzel başlamıştı masumca bir merhaba ile başlayan bir arkadaşlık kısa sürede anlatılması imkansız bir aşka dönüşüvermiş ve ardından bir daha asla bir araya gelemiyecekleri bir noktaya gelmişti.Hayır dercesine kafasını salladı asla geriye dönip irdelemiyecek niye böyle olduğunu sorgulamıyacaktı artık olan olmuş yaşanmış ve bitmişti bu kararı desteklemek istercesine gözlerini elindeki kitaba çevirdi önsüzünü atlıyarak kitabın ilk sayfasını açtı ve okumaya başladı.
’ Her şey bir merhaba ile başladı diyordu yazar tıpkı onun sevdasının başladığı gibi,birden ürperdiğini hissetti sanki her şey ona kaçmak istediği anıları hatırlatmak istiyordu işte kitabın ilk cümleside onu kaçmaya çalıştığı anılara geri döndürmeye çalışıyor gibiydi.Birden içinde bir bezginlik hissetti ne zamana dek bu böyle sürecekti o kaçtıkca anılar bir bir takip ediyordu sanki onu,oysa onun tek isteği yaşadığı acılara son vermekti yaşadığı hiçbir şeyden pişman değildi hatta böylesine güzel ulaşılması imkansız bir sevdayı yaşadığı için yanında getirdiği acılara rağmen kendini çok şanslı hissediyordu.İlişkileri günler boyu gece geç saatlere dek süren sohpetlerle başlamıştı.Bir edebiyat kültür sitesinden tanışmışlar epey bir süre arkadaşlıkları sadece yazıyla ilerlemişti. Kendilerini iyice tanıdıklarına karar verince aldıkları ortak bir kararla bu arkadaşlığı gerçek dünyaya taşımaya karar vermişlerdi.İkiside birbirlerini iç dünyalarının en derin noktasına dek tanımış olmalarına rağmen görüntü olarak birbirlerine tamamen yabancı idiler konuştukları süre zarfında ikiside bunu sorun etmemiş görüntünün birbirlerini tanımalarına yardımcı olması acısından bir faydası olmadığına inanmışlardı onlar gerçeklerini, iç dünyalarının en mahrem kapılarını yargılanma korkusu olmadan birbirlerine açmışlardı. Görüntü onların gerçekte var olduklarının bir ispatı olacaktı onun dışında bir getirisi veya götürüsü olmayacaktı onlar insanlara uzun süre önce gönül gözüyle bakmayı öğrenmişlerdi, ikisininde çok iyi bildiği, bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış bu şehrin, asırlardır ayakta dimdik durduğunun ispatı olan tarihi postanesinin önünde buluşmaya karar vermişlerdi. O gün ne kadar çok heyecanlanmıştı, gerçek bir dost olarak gördüğü bir kişiyle yüzyüze gelmek gözlerine bakarak konuşmak ve yazılarından değilde mimiklerinden yola çıkarak onunla ilgili bilinmedik gizleri keşfetmek yeni bir deneyim olacaktı. Buluşmaya gideceğinde acele ile hazırlanmış yaşadığı heyecanı azda olsa atmak için yürümeyi tercih etmişti , buluşma yerine yaklaştıkça kalbinin ritmi hızlanıyordu arkadaşının görüntüsü ile ilgili hiçbir fikri yoktu. Acaba tanıyabilecek miyim sanalda birbirimizin sohpetlerinden aldığımız hazzı gerçektede alabilecekmiyiz gibi sorular kafasını meşgul etti yol boyunca, arkadaşını hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyordu kendisi gerçekte pek konuşmayan biriydi, arkadaşı,ya sıkılırsa ya geldiğine pişman olursa gibi korkular taşıyordu.Postanenin önünde görüş alanına girdiği anda merdivenlerin en üst basamağında duran bir kişi ona gülümsüyerek baktı oda ona gülümsemişti ikisi daha önce birbirlerini görmemiş olmalarına rağmen birbirlerini tanımakta zorluk çekmemişlerdi.Yıllarca tanışan dostlar gibi sıcacık bir şekilde selamlaşmışlar oraya yakın bir cafede oturmaya karar vermişlerdi,her zaman çok dolu olan bu cafe yine çok kalabalıktı önce alt katına inmişler orada bulunan çocuklar sigara dumanından rahatsız olur diye üst kata sigara içilen bölüme çıkmışlardı oturur oturmaz gelen garsona kahve siparişi verip konuşamaya başladılar konuştukları ikisininde bildiği şeylerdi ama bu sefer mimiklerle desteklenerek anlatılıyordu,arkadaşı sanki günlerce çölde sussuz kalmışta aniden su bulmuşcasına yaşadığı her anın bir saniyesini kaçırmak istemiyormuşcasına hiç durmadan konuşuyordu oda ona bakarak anlattıklarını sanki ilk kez duyuyormuşcasına, ilk duyduğu andaki hazzı duyarak dinlemişti ama içindende Allahım bu adam ne kadar çok konuşuyor öyle diye düşünmedende edemiyordu,cafenin onca kalabalığına rağmen sanki ikisinden başka kimse yokmuş gibi yeri gelince kahkahalarla gülmekten çekinmemişlerdi evet o anda gerçekten sanki dünya sadece ikisinden ibaretti onlar dışında hiçbir şeyin gerçekliği yoktu,o anda ikisininde aklından arkadaşlığın dışında bir ilişki geçmiyordu. Onlar birbirlerini çok iyi anlıyan yargılamıyan iki arkadaştı sadece, birileri ikisine ayrı ayrı çıkıp siz ilerde büyük bir aşk yaşıyacaksınız dese ikisinin tepkisi gülmek olurdu daha sonra yaptıkları konuşmalarda ikiside bundan söz etmiş ve nasıl bu noktaya geldiklerine şaştıklarını dile getirmişlerdi.O gün yaklaşık dört saat orda oturmuş çok güzel dakikalar geçirmişlerdi.onlar için unutulmaz anılar içinde o günün bambaşka bir anlamı vardı.
k ]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.