- 722 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZAMAN KAYMALARI (7)
SAHNE 7
DEKOR: (Aynı. Duvar saati 8.25’i göstermektedir.)
ECZACI: (Sırtında palto, kolunun altında şemsiye ve gazeteyle gelir. Kapıyı açar. Uydurma bir makamla şarkı söyler gibi ) Günaydın, günaydın dostlar... Günaydın haplar, pomatlar, günaydın tüm ilâçlar. Günaydın sevgili askılığım. (Palto ve şemsiyeyi asar.) Günaydın ekmek teknem , biricik tezgâhım. (Gazeteyi tezgâha koyar.) Nöbetçiler, nöbetçi eczaneler, sizlere de günaydın. (Camdan nöbetçi eczane listesini indirir.) Bakalım ne haberler varmış gazetede. Demirel taburcu olmuş mu bir
görelim... (Gazeteyi tezgâhtan alıp açar.) Tam isabet. (Okur.) Demirel taburcu oldu. Her gün aynı gazeteyi ala ala usandım be kardeşim! Bu gidişin sonu iflâs... (Gazeteyi tekrar okur.) l7 yaşında bir genç intihar etti... Olamaz... Şaka mı yapıyorsunuz kardeşim! Ne intiharı? (Gazeteyi tekrar okur.) Dün akşam Kenan Çelik adlı on yedi yaşında bir genç Setbaşı köprüsünden atlayarak intihar etti. (Kendi kendine) Yuh be!...Teselli edeceğiz diye yerlere yattık, çamura battık, resmen köpek gibi havlayıp maymun gibi zıpladık yine de fayda etmedi. Hayret edilecek bir şey!.. Allah Allah, hani dermatragon, hani mektup? (Okumaya devam eder.) Görgü tanıklarının ifadesine göre olay 21.30 sularında gerçekleşti. Yetkililer intihar sebebinin gencin cebinde bulunan bir mektubun incelenmesinden sonra ortaya çıkacağını belirttiler. (Şaşkın) Yahu o mektubu yırtmıştık ya! Nereden çıktı bu mektup? İntihar etmesi mümkün değil. Hap falan almadı ki. Gazetede uyku hapından bahsetmiyor. Mutlaka cinayete kurban gitmiştir. (Aceleyle televizyonu açar. Haberler verilmektedir.)
SPİKER: Bursa’nın tek haber kanalı Bursa Gündem hayırlı sabahlar diler. Günün ilk haber bültenine üzücü, bir o kadar da düşündürücü bir haberle başlıyoruz sayın izleyiciler. Kenan Çelik adlı on yedi yaşında bir genç dün akşam 21.30 sularında Setbaşı köprüsünden atlayarak intihar etti. Görgü tanıklarının ifadesine göre olay bir cinayet değil intihar vakası.
(Televizyonda yaşlı bir kadınla gece yapılan bir röportaj yayınlanır.)
GÖRGÜ TANIĞI KADIN: (Uzatılan mikrofona eğilerek) Bak yavrum, ben her şeyi gördüm. Onu hiç kimse aşağı itmedi, kimse ona vurmadı. Köprüden kendisi atladı. Etrafında kimse yoktu zaten. Demir korkulukların üzerine çıktı. Bağıra bağıra bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini anlayamadım. Korkulukların üzerinde birkaç saniye sallanarak durdu.
GAZETECİ: Sizce o sırada alkollü müydü?
GÖRGÜ TANIĞI KADIN: Galiba sarhoştu. Bağırdıktan sonra baş aşağı köprüden atladı. Hemen polise haber verdik.
ECZACI: (Öfkeyle televizyonu kapatır.) Eyvah, ben ne yaptım? Sarhoşmuş çocuk... Yahu altı üstü üç şişe bira içti be!...Üç birayla sarhoş mu olunurmuş? Allah’ım ben ne yaptım? (Tekrar televizyonu açar.) Televizyonda genç bir garsonla röportaj yapılmaktadır.)
GÖRGÜ TANIĞI GARSON: Valla abi, o çocuk bizim birahaneye saat sekize doğru geldi. Köşedeki bir masaya oturup bir bira istedi.
GAZETECİ: Peki yaşın kaç diye sormadınız mı? On sekiz yaşından küçüklerin birahaneye girmesi yasaktır.
GÖRGÜ TANIĞI GARSON : Valla abi, ben o işlere karışmam, onu patron bilir.
GAZETECİ: Peki daha sonra neler oldu?
GÖRGÜ TANIĞI GARSON: Daha sonra toplam, dur bakalım, dört müydü, beş miydi, neyse dört beş tane bira içti. Çok kederli görünüyordu. Hatta bir ara kimseye çaktırmadan sessizce ağladı. Saat dokuza doğru benden kâğıt kalem istedi, kâğıda bir şeyler yazdı.
GAZETECİ: Peki ne zaman çıktı birahaneden?
GÖRGÜ TANIĞI GARSON: Dokuz buçuğa doğru... Çıkarken yirmi milyon lira verip üstü kalsın dedi. Bak, verdiği para da bu...(Görüntü kaybolur, ekranda spiker görünür.)
ECZACI: Ne uğursuz paraymış yarabbi!..
SPİKER: Olayın ardından birahane sahibi gözaltına alındı sayın izleyiciler.
ECZACI: (Televizyonu kapar. Elleriyle başına vurarak) Ah akılsız kafa ah!... Hadi yirmi milyonu almayı akıl edemedin, niçin bira içiriyorsun ki?... Rahat konuşsun, dertlerini anlatsın diye ha!... Hay akılsız Orhan! Hayatında hiç içki içmemiş bir çocuğa üç şişe bira içirilir mi? Al sana mükâfat... Çocuğu içkiye alıştır, sonra da sokağa sal! Yazıklar olsun sana! Allah’ım, beni affet yarabbim. Verdiğin fırsatları hoyratça geri teptim, affet yarabbim! (Aynanın karşısına geçip) Orhan Orhan, adi Orhan, geri zekâlı Orhan! Senin affedilecek yanın mı var? (Kafasını hızla duvara vurur, bayılarak olduğu yere yığılır.)
(Perde iner.)(Devamı var)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.