- 21343 Okunma
- 28 Yorum
- 7 Beğeni
KADIN GİBİ KADIN
Onur BİLGE
Bir kadın, ne kadar güzel, kültürlü, zarif, dürüst ve hoş olursa olsun,hırçın, huzursuz, ve asabiyse, son derece iticidir.
Hangi erkek, böyle bir kadınla birlikte olmak ister? Yanınızda, lüzumsuz el kol hareketleriyle, asabi mimiklerle, dişlerini sıkarak konuşan, her an patlamaya hazır bir bomba ile ne kadar huzurlu ve mutlu olabilirsiniz?
Şık giyinmek de önemlidir ama zarafet, daha önemlidir. İnsan yaratılış itibarıyla hantal olabilir. Öyle ölçülü, öyle güzel yürüyen toplu hanımlar vardır ki; onların yürüyüşlerini bile seyretmek, ruha huzur verir. Hele onlarla yürüyüşe çıkmak, ne kadar mutlu eder insanı! Yere basışlarındaki yumuşaklık, adımlarındaki acelesiz huzurlu tempo ruhu rahatlatır.
Zarafet, kadını şiirleştirir. Öne yıkılacakmış gibi, asker gibi, omuzları düşük, kambur, boynu, başını taşıyamıyormuşçasına bükülmüş, sallanarak veya sürüklenerek, ya da paldır küldür yürüyen bir kadın düşünün! ..
Ne kadınlar vardır; tesettürlü de olsalar, süzülür gibi, dans eder gibi yürürler. Bir bardak su verirken, bardağı değil, dünyaları uzatırlar, insana! ‘Hizmet’ önemli değildir. ‘Sunuş’ önemlidir. Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise, mutluluğa dönüşür. Daha içmeden huzur, mutluluk ve yaşama sevinci yayılır ruha. Sunulan suysa; su da hayatsa; bu su ab-ı hayattır! ..
“Günaydın! Aşkım! Canım!” demeseler bile, öyle bir tebessümle gelirler ki yanınıza; hangi kötü ruh halinde olursanız olun, o anda gülümser, huzur duyar, onunla bütünleşiverirsiniz. Bir demet çiçek gibidirler. Cıvıl cıvıl bir kuş, berrak akan bir su, gün ışığı gibidirler. Uzaktan duyarsınız, sıcaklığını. Ona doğru yaklaştığınızın farkına bile varmazsınız. Mıknatıs gibi kendilerine çekmişlerdir sizi. Demir tozları gibi yapışır kalırsınız. Zaman durmuştur. Mekân orasıdır. Dünya o kadarcıktır. Kalabalığın sayısal değeri bire inmiştir. İkiye çıkmasına da lüzum yoktur.
Şiir gibi yürürler. Şiir gibi dolanırlar, etrafınızda. Şiir gibi konuşur, en güzel melodiler gibi gülerler. Ağlayışları da hiçbir kadının ağlayamayacağı kadar güzeldir.
“Hiçbir kadın senin kadar güzel ağlayamaz.
.Bir yıldız yağmurudur, senin gözyaşların! ” der, Ümit Yaşar Oğuzcan.
Film de onlardır, şarkı da, hayat da! Etiyle kemiğiyle gerçektirler; yaşattıklarıyla, hayal âleminin bireyleri… Dokunmaya kıyamazsınız. Bakmaya doyamazsınız. Okşasanız, saatlere düşman olursunuz! Birkaç ömür daha istersiniz, Yaratan’dan. Dünyanızı, cennete değişmezsiniz.
Dans edercesine yaşamaktır, onunla günlük hayatı yaşamak. Gülümseyerek uyanırlar. Müzikle, oynarcasına çay yapmaya giderler. Telaşsız, cıvıl cıvıl güne başlayan sevimli kuşlar gibidirler. Onların tüm amaçları, erkeklerini mutlu etmektir. Onları mutlu ederek mutlu olurlar.
Bir de hizmetçi ruhlu kadınlar vardır. Sabah sabah, oflaya puflaya yataktan kalkarlar. Söylene söylene, takur tukur temizliğe başlarlar. Kafanıza çarpar gibi kurarlar sofrayı. Mükellef bir kahvaltı sofrasında bile çekilmezler.
Sadece bayanların mı romantizmden hoşlandıklarını sanıyorsunuz? Ya da sevilmekten? Erkeklerin de romantizme, sevgiye, ilgiye ihtiyaçları olduğunu düşünmüyor musunuz? Onlar, sevildiklerine inandıkları, doya doya sevgi aldıkları zaman, kahvaltılarını yapmış olurlar. O konuda akşama kadar acıkacaklarını, başkalarına ihtiyaç duyarak, avuç açacaklarını, sevgi dileneceklerini sanmıyorum.
Akşam da aynı sıcaklıkla karşılanıp, aynı huzur ortamına çekildiklerinde, onlardan mutlu kimse olmaz. Kovsanız da yanınızdan ayrılmaz, ne kadın, ne erkek, kimseye ihtiyaç duymazlar. O sizindir. İmzayla, kanunen değil, bir köle gibi, seve seve! ..Artık herkes onu, sizden kıskansın!
Sahabeden birisinin hanımı ekmeğini, suyunu güneşe koyar, sıcak su, kuru ekmek yermiş; kocası işinde öyle yiyor diye. Eşini, erkeğini kendisinden önce düşünür, İslam kadını! Onu ana gibi şefkatle sarar. Abla gibi kanat gerer üstüne. Kardeş gibi yanında, canında taşır. Arkadaş gibi omuz verir, paylaşır. Eşi olarak da tüm yüreğiyle, her şeyden çok sever, herkesten üstün tutar, sahip çıkar kardeşim! SAHİP ÇIKAR!
Evde ne huzur veriyorsunuz da, dışarıdakilerden kıskanıyorsunuz? Her şey iyi gidiyorsa; onlar neden kendilerini dışarıya atıyorlar? Arılar, bal dolu kovanlarını neden terk ediyor? Acı yok, tatlı yok; evde duranın aklı yok!
Kalıp gibi, KOLALI KADIN olmayın! Sinirden tir tir titreyen, söylenen, bağırıp çağıran, kavgazan, fettan, fetfaz bir kadın olmayın! Önce sakin olun! Huzur bulun; huzur verin! Sonra zarif olun! Daha sonra da duygusal olun. Akıllı olun, AKILLI!
Unutmayın ki; onların herkesten önce, SİZE İHTİYAÇLARI VAR!
***
Onur BİLGE
YORUMLAR
Ilk önce din ile yoğurun ki öğütlere itiraz edilmesin. Çok yaratıcı olabilirdi ama eskiden.Kadin,şirret veya naif tasviri iki şekilde de hizmet eden durumunda.E,tabi bizim varlık sebebimiz bu değil mi yahu. Erkek egonuz size hem hizmet edilsin hem de bu zarif ve narin bir hava ile sunulsun istemiş. Valla kusura bakmayın bayım da biz yüzyıllardır bu kalıplar ve tanımlarla evlerin hizmetkarı olmaktan sıkıldık. Biraz da siz akıllı olun madem bu akıllı olmaksa. Ben de sabah kalkınca kahvaltım hazir olsun, akşam eve gelince güleryuzle karşılanıp sofram hazır edilsin isterim. Hem erkeğim bunları öyle bir yapsın ki kendimi rüyada hissedeyim. Olmadı bir de yatmadan once bir ayak masajı hiç fena olmazdı ama oflayıp poflamadan. O surat asılmasın. Aklını kullansın erkeğim. Biraz da biz ölelim beyler.
Sevgilerimle...
Onur BİLGE
https://www.youtube.com/watch?v=CvfB2v-h9rQ
ideal kadın tasvirini mükemmel yapmışsınız. doğru, haklısınız. ama eksik. elmanın bir de diğer yarısı var ki o çürükse kesmek gerekir.
zamane evliliklerin öyle fitneleri var ki. adam, işten geliyor, tabi yorgun. güzel bir yemeği çayı, kahveyi, tv karşısında ayaklarını uzatıp keyif yapmayı hak eder. kadın da işten gelir. o da yorgun. önce üç çeşit yemek hazırlar, çocuklar da okuldan gelir, bir taraftan onlarla ilgilenir, sofra kurulur. sonra çay kahve servisi yapılır, çocukların dersi, uykusu bunlarla ilgilenir. mutfağı toplar saat 23.00 olur. kadın oturduğu kanepede uykuya dalar. bu monotonluk içinde bir de ondan zarafet beklenir. dediğim gibi, sayın yazar, bir doğruyu bilmek var bir de yaşanılan hayatlar... gerçekçi olursak keşke dediğiniz gibi olabilse diyorum. olanları kutluyor maşallah da demeden geçmiyorum. saygılarımla.
Hangi kadına söylesen, sıraladığınız güzel vasıfların kendinde olduğunu fakat karşı tarafın işe yaramaz olduğunu iddia eder. Kısmen doğru olan bu tespit gösteriyor ki,; evli insanlar birbirilerini hayra ve şerre itebiliyor veya bir şeye teşvik edebiliyorlar. Yok kadın evli değil ve şirret :) ise o zaman yetiştiği aileye bakılmalı. Bendeniz kadınlardan korkarım, dünyalarına ilişmem.
Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm,
Bir perî sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana.
der ve geçer giderim. Yalnız bir bardakta su değil dünya sunan kadın nerdedir bilmek isterim. :))
Çok saygımla.
Hüseyin Akçam’da Kadın
Neden kadınlarımızı incitiyoruz!
Sormadan anlamadan,
Anlatmadan, öylesine,
Şuursuzca,
Bazen boş vermişliğe başkasına olan hıncımızı onlardan çıkartıyoruz.
Elinin altında ya başka şeye sinirlenir, ses çıkartamayışlarımızın faturasını onlara kesiyoruz.
Erkeğin canı istediğinde kadınını seviyor, sonra da kırıyoruz.
Gülü kokladıktan sonra neden çöpe atıyoruz, filiz verse erkek daha güzel olmaz mı
Üstünlük kurma çabaları neden? Yaratan emanetinize güzel bakın dememiş midir?
Ana kucağında yetişmemiş midir bir erkek?
Misk-i amber kokusunu ondan almamış mıdır? Kadın değil midir doğuran?
Hep onlar mı bizi anlayacak?
Peki, biz "onları" ne zaman anlamaya başlayacağız?
Hep şiddet, dövmek, fiziksel üstünlük, can olanı ezmek bu mudur erkeklik?
Sonrasında da af dilemek çoğu erkekte,
Ahh Hüseyin, Ahh
Kim ne kadar erkek?
Ne kadınlar gördüm erkekten daha erkek,
Anlamak anlaşılır olmak değil midir? bir hayatı hep mutlu kılmak, fedakarlık değil midir? asıl olan, iki canı bir yapmak değil midir? sevgiye aşka ekmek
Kadın ekmek su gibi ihtiyaç,
Çiçek görmek gerek onları ki, erkeği gül bahçesine çevirsin, kadın unutmaz yapılanı, duygudur o, yürekleri yeşerten,
Huzuru acıya ekmeyelim, erkek erkekliğini, kadın kadınlığını bilmeli, okşamalı bilinmeyen notalarını, melodiler bulunmalı karşılıklı, monotonluğa ekmemeli güzel geçen yaşamı, yedek bir hayatımız yok, iki kez gelmiyoruz dünyaya birbirimizin değerlerini bilelim, hoşgörü ile yaklaşıp, negatifliği pozitifliğe çevirelim, fedakârlığa serpiştirelim, çiçekleri soldurmayalım,
Erkek tohum kadın filiz vermeli, kadın filizini erkeğinin de yeşertmeli.
Kadın ister üst düzey bir yönetici olsun,ister tarlada bir maraba her zaman erkeğinin gücünü yanında görmek ister.
Anlamak ve anlaşılır olmak önemli
Hüseyin AKÇAM
Slm ve dua ile....
Gerçekçi olmak gerekirse; mükemmel tema,mükemmel tanımlamalar, gönülden kutluyorum. (Geyşa terimine takıldım sadece, onaylamadığım tek noktaydı)
"İdeal kadın" tanımı en kusursuz şekilde işlenmiş. Ruh ve Gönül zerafeti herşeyin önünde gerçekten. Aynı karakterin erkek versiyornu ile yan yana geldiğinde ;İŞTE; BUYURUN DÜNYA CENNETİ DENEBİLİR.
"Şiir gibi yürürler. Şiir gibi dolanırlar, etrafınızda. Şiir gibi konuşur, en güzel melodiler gibi gülerler. "
Sevdigimin bana surekli "siir bakislim" hitabi ile harmanladim sozlerinizi.Karsinizda kim olursa olsun; hitabi bilmek lazim.En guzel sozleri bekler kadinlar,en guzel iltifatlar kendilerine yapilsin ister..Is ki; onu haketmek..! Sevgiliye siir gibi bakabilmek,attiginiz adimi bilip,siir gibi yuruyebilmek,arkadas/dostlariniza siir gibi kol kanat gerebilmek gerek..Hele ki yavrunuza (!) siir gibi konusmalisiniz ki, onun dilinden; "annecigim, iyi ki benim annem sensin" sozunu duyabilesiniz..
Cok guzel tasvirler kullanmissiniz..Butun hanimefendiler adina tesekkur ederim sevgili Onur.
Her ne kadar bu yazı doğrudan kadınları ilgilendiriyorsa da,
bir erkek olarak tamen temas ettiğiniz konulara katılıyorum,hatta eksik bile yazmışsınız mesela ben yolda giderken kendine yakışanı giymiş bir bayan görsem ona bakar neredeyse durdurup teşekkür edeceğim gelir.
ya da "hoş koku,çekici koku"sürmüş bir kadın geçse yanımdan bu parfümün markasını sorasım gelir ama birde bunların tersini yapanlar var ki özellikle itici parfüm kulllananlar var ki onlar yanımdan geçse tiksinesim gelir.
kıyafet yönünden de öyle,kısacası kadın giydiği elbisenin kendisine yakıştığını kendi gözüyle değil,karşısındaki erkeğin gözüyle beğenmeli sürdüğü parfüde aynı gözle ve anlayışla seçmeli,olmasından olmaması daha iyidir aksi halde.
Bir kadın hakkında yazı yazılacaksa işte bu derim, yıllarca bu yazıda belirtilenleri yaşayıp gören biri olarak, siz sayın yazar sanki yaşamış gibi gerçeğe uygun yazılarınız değil, kadının gerçeğine sadece şapka çıkarılır.
**************
"hırçın, huzursuz, ve asabiyse, son derece iticidir. "
"‘Hizmet’ önemli değildir. ‘Sunuş’ önemlidir. Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise, mutluluğa dönüşür. Daha içmeden huzur, mutluluk ve yaşama sevinci yayılır ruha. Sunulan suysa; su da hayatsa; bu su ab-ı hayattır! .. "
Ş u vurguya bakın;
"hizmetçi ruhlu kadınlar vardır. Sabah sabah, oflaya puflaya yataktan kalkarlar. Söylene söylene, takur tukur temizliğe başlarlar. Kafanıza çarpar gibi kurarlar sofrayı"
BENZETME NASIL AMA;
"Kalıp gibi, KOLALI KADIN olmayın! Sinirden tir tir titreyen, söylenen, bağırıp çağıran, kavgazan, fettan, fetfaz bir kadın olmayın! Önce sakin olun! Huzur bulun; huzur verin! Sonra zarif olun! Daha sonra da duygusal olun. Akıllı olun, AKILLI! "
AKIL İLE ZEKA FARKINI BİLEN YAZABİLİR BUNU-Akıl yeni bir üretimde bulunma, zeka ise verileni tekrardır.
Tebrikler sayın yazar
"İSLAM KADINI"mübarek bir kelam..mana ehlinde son derece zarif bir hissiyata tekabül eden,yıllar yılı-beyhude ve mana aleminden yoksun sözcük yığınlarına muhal kalan kulağıma;ne de aziz,ne de şahane duygular dahil ettirdi.Varolun,katılaşan kalbime bir nebzede olsa,merhamet rüzgarı estirdiniz..Daim olsun,aziz ve ferhan duygularınız..Kalın sağlıcakla.
Akşam da aynı sıcaklıkla karşılanıp, aynı huzur ortamına çekildiklerinde, onlardan mutlu kimse olmaz. Kovsanız da yanınızdan ayrılmaz, ne kadın, ne erkek, kimseye ihtiyaç duymazlar. O sizindir. İmzayla, kanunen değil, bir köle gibi, seve seve! ..Artık herkes onu, sizden kıskansın!
--------------------------------------------------------------------------
bence anlasmak cok önemli eger anlasmazlik olursa zaten her sey kendiliginde corap sökügü gibi gelir bir kadin ne yaptigini ne yapmak istedigini cok iyi bilmeli ...kadinlari köle gibi deyilde bir cocuk gibi sevmeli .....KUTLARIM KALEMINE SAGLIK....SAYGILAR...SLM,LAR...
Ne kadınlar vardır; tesettürlü de olsalar, süzülür gibi, danseder gibi yürürler. Bir bardak su verirken, bardağı değil, dünyaları uzatırlar, insana! ‘Hizmet’ önemli değildir. ‘Sunuş’ önemlidir. Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise, mutluluğa dönüşür. Daha içmeden huzur, mutluluk ve yaşama sevinci yayılır ruha. Sunulan suysa; su da hayatsa; bu su ab-ı hayattır! ..
Yalnızca yukarıdaki bu paragraf bile kadını en güzel şekliyle anlatmanıza yetiyor, Onur bey. Güçlü bir anlatım becerisi... Çok etkileyici bir deneme.Selâm ve sevgiyle.
Sevgili Onur kadın olarak nice özellikleri tek başına üstünde taşıyan prenses Dayana bile kendinden 20 yaş büyük bir kadınla aldatılmadı mı..? Erkeklerin doğasında olan şeyi asla hiç bir kadın değiştiremez/evliliğin ileriki yılları erkekler de arayış yılları olur.On parmağında on marifet bulunduğu camianın en önünde bir kadın tanırım o nu seyretmeğe ben bile doyamam/sanki dünya etrefında doğmuş amma öyle bir vurgun yedi ki anlatılması bile inandırıcı olmayabilir.İnanamadım...
-Kalemine bin sağlık dostum.
o beni mutlu etsin önce bir,sonra ben onu mutlu ederim.
böyle mi demeliyiz.kadın her daim kadın gibi olmalı.hizmetçi mi geyşa mı adı neyse nasılsa işte,kadın her zaman şefkatli sakin huzurlu olmalı.ama şimdilerde öyle değil.kadınların birçoğu eşlerini evini paylaştığı ve asla anlaşamadığı bir ev arkadaşı olarak görüyor.tebrik ediyorum.
Harika Onur kardeşim,mutlu bir yuvanın,daha doğrusu evde mutluluğu herhalukarda sağlamakla yükümlü,olması gereken kadını öyle güzel anlatmıssınızki,dayanamayıp,bir paylaşım sitesine imzanızı atarak alıntı yaptım.
Yazılarınızda,şiirleriniz kadar güzel ve anlamlı,bundan böyle takipcisiyim.
Saygılarımla.
İiyi güzel hoşta tüm dedikleriniz, acaba onları böylesine hırcın,asabi,her şeyden yakınan sebepleri hiç düşündünüz mü? nedir onları böyle yapan,siz erkeklerin hiç mi sucu yok,yıkılan hayalleri olabilir mi acaba? sevdikleri insanla hayatı paylaşma hayali varken o insanın geyşası gibi bir muameleye maruz kalmak sizce mutlulluk verici bir durum mu? Lütfen unutmayın biz kadınlarında duyguları var,sevdiğimiz insandan beklentilerimiz var.Mutlu insan mutlu eder bunu unutmayın