- 647 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Perde Açılsın...
İkinci evliliğini yapmış bir kadındı o.Yılları çile içinde geçmiş olduğu
için yedi yıl evlilk fikrinden uzak durmuştu.İçinde o kadar çok
uhdeleri özlemleri vardı ki ...Artık gülmek istiyordu ta içinden
gelmeliydi bu gülmeler.Artık doya doya hayatın tadını çıkarmak
istiyordu çıkarabildiğince.Bu duygularına tercüman olacağını düşündüğü
adamla evlenmişti "mutluluk" adına son bir şansı kendisine
tanıyarak.
Dün olduğu gibi bugün de beklentileri devasa değildi yine.Haddini
biliyordu o herzaman.Asla insanlardan yapabileceklerinin üzerinde
beklentileri olmamıştı .Olmamıştı ama her nedense istediği küçücük
şeyler bile sorun olmuştu en sevdikleri için.En sevdikleri;ailesi,eşi
ve sosyal hayatındaki insanlar...
Bir sinemaya ,tiyatroya gitmek fikri bile çıldırtmıştı "eşim"
dediği adamı.Ya da "hani bitçemizce.." diye ortaya attığı bir tatil
fikri bile ağır laflara maruz kalmasına yetmişti.Ve kadın birdaha
asla bu konulardan bahsetmedi eşine.
Çocukları adına içinde hep özlemlerle büyüyen kadın ta en başında
eşine onlar adına yapmak istediklerinden de bahsetmişti.Yılda iki kez
görme şansı olan çocuklarına çam sakızı çoban armağanı bir hediye
götürmek ya da gittiğinde ceplerine harçlık koymak gibi şeylerdi
bunlar.Kızı yuva kurduğunda anneliğin gerektirdiği görevlerini
yapmalıydı.Tıpkı oğlu askere gittiğinde yada yuva kurduğunda anne
olarak görevlerini yapması gerektiği gibi.Olmadı olamadı...
"Seni hiç çalıştırmam evinin kadını ol.Her şey geride kaldı.
Brilikte tatile gideceğiz.Gezeceğiz,eğleneceğiz...Artık biz olduk.
El ele verip hayatın yükünü omuzlarımızda birlikte taşıyacağız.
Yanındayım"diyerek maddi durumunu iyi gösteren eş gitmiş yerine
başkası gelmişti.
Kadın çok geçmeden anlamıştı ki çalışmak zorundaydı.Zira
hayatındaki tek değişiklik nüfus cizdanında medeni haliyle
ikamet değişikliğinden ibaretti.Her şey yine aynı idi.
21 yıllık hayat mücadelesi aynı şekilde devam edecekti.Bir başka
sabaha aynı sorunlarla uyandığından.43 yaşındaydı ve yılları
çalışmakla geçmişti.Allah sağlık verdiği sürece çalışacaktı.Sırf
çocukları için.Evlendikten bir yıl altı ay sonra işte yine iş aramak
için çabalıyordu kadın.
40 yaşından sonra kadını emekli etme zihniyeti olan ve iş kriziyle
boğuşan bir ülkede inadına iş arıyordu kadın.
Onun bir kızı vardı babasının yanında olsa da adına "kurtlar sofrası"
dediği bir şehirde.Onun bir kızı vardı.Babasının asla harçlık
vermediği.O onyedi yaşındaydı içinde annesi gibi uhdelerle
yaşamamlıydı.O da annesi gibi küçük şeylerden mutlu olan
bir çocuktu.Çalışmalıydı ki cebi harçlıksız kalıp namerde boyun
eğmesin.Çalışmalıydı ki sırtlanlar,çakallar üşüşmesinler üzerine
sahipsiz sanıp.
Onun bir oğlu vardı;21 yaşına gelse de yüreği yara içinde büyüyerek
bugünlere gelen.Taşı sıksa suyunu çıkaracak kadar elinden her iş
gelen ama İşsizler ordusundaki yerini almış.Kadın iş bulamazsa
niceleri gibi oğlunun da depresyona gireceğini biliyordu .Onların
yanında olmalıydı olabildiğince,sağlığı el verdiğince.
Anlamıştı ki kadın koca kalabalıklar içinde olduğu gibi kalabalık
bir ailenin içinde de yapayalnız mücadele etmeye devam etmeliydi.
Çocukları da o kalabalıklar içindeki yalnızlara karışmasınlar diye.
Elele omuzomuza olmak buydu işte maddi manevi sevdiklerinin
yanında olmak.Yoksa "yanındayım" demek bir şey ifade etmiyordu
onuniçin.
Ve o kadın hayat tiyatrosundaki en zor rolü için bir kez daha
"perde açılsın" dedi ve inadına dimdik ayakta hayatın içine
yeniden karıştı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.