DUYDUM MEZARINI YENİDEN KAZACAKLARMIŞ AHMEDO
Bir haber yayınlandı hakkından Ahmedo, mezarını yeniden kazacaklarmış. Mevcut hükümet kıymetini anlamış, seni memleket hasretinden kurtaracakmış. Başına gelenler, sana fırlatılan çatallar, vatan haini ilan edilmen ve memleket hasretiyle ölmen keşke olmasaymış.
Yıllar evvel senin gibi memleketinden sürülen biri daha vardı. Nazım Hikmet, namı diğer Mavi Gözlü Dev, hükümet onun mezarını getiremedi. Hükümetin bakanları kendi kendilerine toplanıp, Bir kurul kararı çıkararak ona kimliğini geri verdiler. Şiir yazan, okuyan, düşünen bir vatandaşını yıllarca hapse tıkacaklar, Kimliği ile gurur duyan birinin kimliğini elinden alacaklar,onu memleketinden yoksun bırakıp, memleketiyle arasına kara denizi koyacaklar, o öldükten yıllar sonra, pardon Nazım bizden öncekiler seni vatanından sürüp(kaçmasına sebep olmak), milli menfaatler için senden almışlardı bu kimliği, al ne yapacaksan yap diyecekler. Milli menfaatlerin ne olduğu da asla anlaşılmamıştır. Nedir bu menfaatler Allah aşkına? Düşünen üstün nitelikli birinin düşüncelerini örselemek mi? Onun memleket şiirleri yazmasını engellemek mi? Peki bunlar engellenerek elde edilen şeye menfaat denir mi? Günümüzde görüyoruz ki denmezmiş. Böyle insanları her şart altında koruyup kollamak gerekirmiş. Ama bir ölüye kimlik verilmez biliyorsunuz. Bir sanatçıyı kovarsanız, ona sanattan anlayan bir toplum kucak açar ve adını değiştirmez, sadece adının sonuna Ran koyar ve insanlık namına rant elde eder. Kim talep etti nerden esti bilinmiyor ama birden bir haber çıkıyor ve nazım hikmet Türk vatandaşlığına geri alındı diyor. Şimdi bu habere sevinmek mi Lazım? üzülmek mi? Hani nerde Nazım? Nerde Karadeniz kadar derin, Karadeniz kadar mavi ve Karadeniz kadar kederli gözleri? Şiirlerini başbakandan başkası sesli okumaya korkuyor. Nerde nazım hikmetin artık özgür bir şair olduğuna sevinecek toplum. Onu bilenler sevenler kendi içlerinde de olsa, sessizce de olsa okudular şiirlerini. Okumayanlar karşı olanlar(yıllar sonra hala karşı olanlar) için ise sadece gereksiz, can sıkıcı bir haberdir Nazım Hikmet’in özgürlüğü ve onlara kaybedişi sezdirir. Ama oralı olmazlar çünkü “ Devlet bu, baba yani sever de döver de kim ne der” düşüncesi ile ömür tüketmişler.
Şimdi de seninle ilgili bir haber çıktı ahmedo, sen zaten özgürdün ama onlar senin mezarını, hasreti seni saran memleketine getirmeyi düşünüyorlar.
Ahmet Kaya’da farklı dönem sanatçısı olmasına ve hatta daha ilerde(Çağdaş) bir dönemin sanatçısı olmasına rağmen benzer muameleyi gördü ve ardından vatan haini ilan edildi. Memleketini terk etmeye mecbur kaldı (giderim buralardan, giderim bir gece vakti) O vatanından uzak yıllarca memleket hasreti dolu şarkılar söyledi(Edirne kapısı zordur geçilmez, derdim çoktur memlekete söylenmez). Ve bu hasrete dayanamadı (ya beni sararsa, ya beni sararsa memleket hasreti? ) memleket hasreti sardı bedenini onu aldı götürdü. Ölümünden bu güne geçen zaman zarfında hakkındaki haberler bitmedi. Vay şerefsiz diye başlık atmaktan geri kalmayan gazeteler bile oldu. Zaman zaman da yaşadığını ileri süren haberler dolaştı durdu. Bu haberlerin mantığa dayalı hiçbir gerekçesi yoktu. Ahmet kaya neden ben öldüm desindi ki? O özgür bir insandı, kendisinin öldüğü spekülasyonunu yaratmasına sebep verecek hiçbir durum söz konusu değildi. şimdi de mezarının getirileceği haberi dolaşıyor medya da. Başbakan kendi ağzıyla söyledi. Bunu yapmakla hedefledikleri rant nedir bilinmez ama, nerden çıktı şimdi bu durup dururken. Başbakanın sadece bir gerekçesi var bununla ilgili. O da keşke olmasaymış. Sanki Ahmet Kaya’nın suçsuzluğu yıllar evvel, o sanatla alakası olmayan dalkavukçuların çatal, kaşık fırlattıkları gün açık değildi de şimdi suçsuz olduğu açıklık kazanıyor.
Sana kaşık fırlattıkları gün sen ölmeden mezarını kazdılar Ahmedo. Şimdi yeniden mezarını kazmalarına izin verme. Yatmakta olduğun mezarını deşmelerine izin verme. Senin mezarını getirmekle sana gelen ziyaretçi sayısını artırırlar belki, o da uzun sürmeyecektir Nazım hikmet’in özgürlük haberinin reklam arasında unutulduğu gibi. Seni sevenler her şart altında sevdiler, sevecekler. Senin özlemine karşılık sana özlem daha makbuldur. Senin mezarını getirmek yerine, türkülerini dinledikleri için sokaklarda şiddete maruz kalan hatta linç edilmek istenen insanların hakları iade edilsin. Senin türkülerini dinledikleri için üniversitelerden atılan öğrencilerin eğitim hakları iade edilsin ve kayıp yıllarının hesabı verilsin. Senin mezarını getirmek yerine seni rahat bıraksınlar. Ve senin gibi sanat adamlarına bir daha sana yaptıkları gibi zulüm etmesinler yeter. Senin çektiklerinin telafisi ancak böyle yapılır. Yoksa hiç karışmasınlar, bıraksınlar hasreti seyrine… olsun gözüm olsun ne olacaksa olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.