- 383 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BABA YÜREĞİNİN FERYADI...( ÖYKÜ ) Öykülerim
“ GİTTİ GÜVERCİNİM, UÇTU GİTTİ!...”
O; az önce, oğlunun şehit olduğunu öğrenmişti...Fidan boylu, sülün gibi yiğit oğlu Şırnak’ta teröristlerle bu vatan için savaşırken, bir kahpe kurşuna yakalanmış, yaşamının en güzel çağında, Şehit olup bu toprağa düşmüştü...”Vatan sağ olsun...”demişlerdi.
Şehit babası Mustafa; biliyordu ki, şehitlerin ardından ağlanmazdı. Metin olması gerekirdi...Gurur duymalı, mağrur olmalıydı. Fakat, içi yanıyordu. Bir de; yüreğine, söz geçirebilseydi!...İşte, onu başaramıyordu. Oğlunun şehit olduğunu duyduğu an içine bir ateş düşmüş, yüreğinin üstüne oturmuştu. Ne laftan anlıyor, ne de söz dinliyordu...yanıyor da, yanıyordu. Eriyen yüreğinin yangınını gözlerine getiriyor, oradan da sessizce, yanaklarına akıyordu. Daha sonra da; ne yaptığını bilmeden, yanına kim varırsa, hep aynı sözleri söylüyordu. “-GİTTİ GÜVERCİNİM, UÇTU GİTTİ!...”
Şehit asker, Hakkı’nın cenazesi bekleniyordu. Baba ocağının; evinin içi, dışı dolup dolup taşıyordu. Duyan gelmiş, haber alan yetişmiş, boş kalan ana – baba kucağını doldurmaya, tutuşan yürekleri biraz olsun, ferahlandırmaya çalışıyorlardı...
“-Ya Rabbi; bu nasıl bir yangındı ki, ne yapılsa sönmüyor, hiçbir şey kar etmiyordu!?...” Yüreklerdeki alevler büyüyor, büyüyor, daha da çoğalıyordu. Tüm insanların boynu bükük, gözleri yaşlıydı. Tümü de, çaresizdi...Herkse bir köşede kahroluyor, kimilerinin acı gözyaşı içine akıyor, kimileri olduğu yerde, olanlara isyan ediyor, kimileri de yanaklarına uzanan sessiz yaşları gizleyerek, ellerinin tersiyle, parmaklarının uçlarıyla silmeye çalışıyorlardı. Zaman zaman bastırılamayan, isyan eden kesik hıçkırıklar, kulaklarda yankılıyordu...
Şehit babası Mustafa’nın dudaklarında ise, hep aynı kelimeler inliyordu : “-Gitti güvercinim, uçtu gitti!...”
11 Nisan 1999 Pazar günü; Şırnak’ta bir terörist çatışmasında, Şehit olan Hakkı’nın naşı, baba ocağına, ana kucağına Albayrak’a sarılı olarak getirildi... O gün; kentin Merkez camisi olan, KOCACAMİ’DEN( İLYAS BEY) öğlen namazından sonra bir törenle, büyük bir halk katılımıyla kaldırıldı...Cenaze töreninde; yer, yerinden oynadı...O güne kadar eşi, benzeri az görülen bir kalabalığın katılmasıyla, namazı kılınıp Türk Bayrağına sarılı naşı, eller üstünde taşınıp, tekbir sesleri, ona sahip çıkan halkın “Şehitler ölmez, Vatan bölünmez...” feryatlarıyla, şehrin Asri Mezarlığına götürülüp, kabrine teslim edildi.
Şehit Hakkı; bu milletin ilk Şehidi değildi...Son Şehidi de olmayacaktı. Türk Milleti’nin otuz beş bini bulan, on beş yıllık terör savaşında, toprağa verdiği şehitlerinden yalnızca, bir tanesiydi.... Ama; tüm Türk insanının tek yürek olduğu, bir sevgi yumağını oluşturduğu, bir evladıydı.
Şimdi; o Asri Mezarlığın, onlara ayrılan bir köşesinde, kendisi gibi Şehit arkadaşlarıyla, yan yana olan Şehit Hakkı, başlarının üstünde sonsuza dek dalgalanacak olan, Türk Bayrağının gölgesinde, esen rüzgarların kendilerine, bir ninni gibi okuduğu şu şiiri dinleyerek, nöbetlerine devam ediyorlar...Ruhları şad olsun.
Suat TUTAK - SÖKE
( 11 NİSAN 1999 )
BABA YÜREĞİNİN FERYADI...( ÖYKÜ ) Öykülerim Yazısına Yorum Yap
" BABA YÜREĞİNİN FERYADI...( ÖYKÜ ) Öykülerim" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.