SADECE SUSMALIYIM
Her ne olursa olsun susmalıyım,
İçimde her ne kadar haykırmam gereken bir sen olsa da susmalıyım işte...
Senle doldurduğun bu benden sonra nasıl çekip götürmek istediysen o lanet olası seni,işte o kadar susmalıyım.
Ne kadar istemesemde bu suskunluğu,ne kadar lanet okusamda bu ayrılığa,ne kadar kusmak istesemde geçmişimi bir bir yüzüne karşı; işte o kadar susmalıyım bu gece...
Bir sen köpürdü içimde az önce.Çılgın denizler gibi,aşık sular gibi taşmak istedi belki ama susmalıyım yağmurum,yalnızca susmalı...
Özledim seni ilk defa belki de az önce; çılgın bir mavi gibi,deli bir kırmızı gibi,öfke dolu bir yeşil gibi özledim seni...
Bir şeyler söylemeli desem,korkuyorum konuşmaktan; konuşmaya başlayıp haykırışlarıma ulaşmaktan.Susmalıyım bitanem,yalnızca birazcık susmalı...
Belki sonsuza dek hep susmalıyım ama şimdi sadece birazcık susmalı...
Bazen yeni doğmuş bir ceylanın korkusu kadar,bir rüzgarın esintisi kadar,bir güneşin sıcaklığı kadar çok susmalıyım işte.
Belki sensizlikten sonra bu suskunluğun,bu sessizliğin,bu korkunun içinde kayboldum,hep sustum ama yinede susmalıyım.Hiç korkmadan susmalıyım.
Biliyordun karanlık ve sessiz gecelerden ne çok korktuğumu.Ama sen yinede bile bile koca bir sessizliğe hakim karanlık bir gece gibiydin.Sende hep bir suskunluk,hep bir bensizlik ve hep bir soğukluk vardı.Ve ben bu bensizliği bir türlü dolduramadım.Hep konuştum,haykırdım sana olan o koca sevgimi ama sen beni hiç duymadın,hiç duymadın...
Madem benim olmayacaktın niye çıkardılar seni karşıma söylesene? Niye anlattılar,niye övdüler seni bir bir bana? Niye yüklediler o kocaman seni bana? Niye?
Pişman değilim taşıdığım için seni.Hiç acımadım o yıllarıma,hiç kızmadım yıllarımı çalan o upuzun yolculuğa.
Baksana şimdi bile bir seni kazanmaya çalışıyorum.Hiç yorulmadan,hiç bıkmadan ve hiç konuşmadan.
Çünkü biliyorsun yağmurum,biliyorsun; ben gitmekten,denizleri aşmaktan hiç yorulmayan bir gemi kadar susmalıyım.
Bir martının özgürlüğü kadar,bir çocuğun çığlıkları kadar ve belkide bir annenin yüreğinde,yüreğinin en merhametli derinliklerinde taşıdığı şevkat kadar susmalıyım bu gece ve her gece.
Bir ben vardım bende,bir de benden çok sen.
Ama bunu ne sen bilebildin ne de,ne de neyse boşver...
sana yağmurum dedim,canım yağmurum.Çünkü sen de bana ``Çiçeğim`` demiştin.
Peki şimdi söyle yağmurum; hangi çiçek yağmursuz açabilir.Ya da hangi ben sensiz yaşayabilir? ? ?
Ben senden yalnızca bir yağmur damlası istemiştim ama sen kalabildiğine kuru kaldın.Bir türlü yağmadın yağmurum,bir türlü yağmadın.Bulutlarını çektin üstümden daha çok yoruldum,daha çok sensiz,daha çok sessiz kaldım.Ve anladım sen hiç benim olmadın. Oysa ben bir senin olmuştum bir de senin.
Şimdi içimde bir sen gizli bir de senin yokluğun.Hani şu alışmak zorunda olduğum ama bir türlü alışmayı başaramadığım senin o derin yokluğun.
Bazen rüzgara dönüyorum yüzümü; olur ya belki senin kokunu,senin sesini,senin sıcaklığını getirir diye.Bekliyorum,bekliyorum ama yüzüme dokunan ne bir koku,ne bir ses ne de bir sıcaklık duyabiliyorum.Ve anlıyorumki sen benden o kadar çok uzaklardasın ki yağmurum o kadar çok uzaktasın ki...
Şimdi koca bir sen var yüreğimde ve unutulmaya yüz tutmuş bir sürü boş anı.
İsyanım ne sana ne de bana.İsyanım sadece şurda duran aptal yüreğime.Şimdi sensiz ve sessiz şuracıkta duran aptal yüreğime.Kim olduğunu ne olduğunu bilmeden aldı ve gömdü en derinlere seni.
Ben kazdıkça o dahada gömüyor,ben aradıkça o dahada gizliyor seni.Sanki her şeyden habersiz yine seni seviyor ve yine seni seviyor.
Biliyorum sevgili,biliyorum ben sadece susmalıyım.Ama söylesene,susan bir ben seni kovmayı nasıl başarabilir yüreğinden,bırakmaya nasıl ikna edebilir yüreğini? Nasıl?
Güneş her gün büyük bir sensizlikle başlatıyor yeni bir günü ve yine büyük bir sensizlikle terkedip beni dönüyor eski yerine.
Ay her gece seni fısıldıyor tüm varlığıma ve yıldızlar her gece şahitlik ediyor gözyaşlarıma birde sana olan aşkımın sonsuzluğuna.
Şimdi çok büyük bir şey isteyeceğim her birinden,tek tek ve belkide yalvararak.
Sana; senin için bittiğimi söylesinler olur mu? Her biri ayrı bir gecede,tek tek ve yavaşça kulağına fısıldasın bunu.
Çünkü,çünkü ben bu gece senin için bitiyorum,son varlığımı ve belkide tek varlığımı sana bağışlıyorum.Suskunluğumu yanıma alarak gidiyorum.Sana bütün güzellikleri bırakıyorum.Sırf sen mutlu ol diye,gidiyorum işte.
Hoşçakal,Hoşçakal Yağmurum....
BU ÇOK DEĞER VERDİĞİM KUZENİM ELMAS NARİN’İN YÜREĞİNDEKİDİLE GETİREMEDİĞİ DUYGU FIRTINALARI VE KELİME KARŞILIĞI OLMAYAN CAN YANIŞLARINI ANLATABİLMEK İÇİN YAZILMIŞTIR. EĞER ANLAYA BİLDİYSEM