Deniz Üzerine
Yine karşıma tüm ihtişamı ile denizi aldım.Sohbetlerimin vazgeçilmez ortağı denizi...
Oturduğum bank üzerinden,belki de kendimle konuşuyor gibi görünebilirim ve hatta
çevremdeki insanlar bana deli bile diyebilirler.Ama bunun bir önemi olduğunu sanmıyorum.
Çünkü biliyorum ki sözlerin uğrayacağı en son durak atmosferdir.Bu yüzden karşımda
buzdan bir kristal gibi duran denizle muhataplığıma devam edeceğim.Hem onunla muhatap
olmak bana huzur veriyor.Çünkü biliyorum ki;denizin bana söyledikleride kendisi kadar saf ve duru.
Belki de çoğu insandan en büyük farkıda budur.Evet,evet şu yüzüne baktığımda ağızlarından
gecenin renginde bir zift aktığını gördüğüm insanlardan bahsediyorum.Hani ağızlarından akan
o yalanlarını silmeleri için yüzlerine mendil fırlatmak konusunda kendimi frenlediğim insanlardan.
Neyse şu an insanların yalanları ve bunun benim üzerimdeki paronaya etkisini düşlemek istemiyorum.
Çünkü ben hakkım olan azabı Ahiret’te çekmek isteyenlerdenim.Dünyevi yaşamımdaki azaplardan mümkün
olduğunca kaçınmaya çalışıyorum.Ben bana o bütün durgunluğu ile bakan ve beni gerçekten anladığına
inandığım denize dönmek istiyorum.
Karşımda duran şu deniz belki de dünya için küçük bir havuz olabilir.Ama benim için kocaman bir okyanus
olduğu kesin.Sanırım ölmek isteseydim,denizde boğularak ölmeyi seçerdim.Bunun sebebinin kaynağı ise;hani bazı insanlar
yar kucağında ölmek isterler.İşte benimkiside o düşünceden kaynaklanıyor.Benimde yarim o deniz.Onda boğularak ölmek isterdim.
Çünkü o denizin tamamımı kuşatmasını,beni sarmasını arzulardım...
Bütün arzularım ve düşüncelerim beynimden hızlıca akarken,dış dünyayla muhataplığımı etraftaki rüzgar sayesinde sağlayabiliyorum.
Şimdi beni saran tek şeyin deniz olmadığına inanmaya başladım.Rüzgarda tüm vücudumu kuşatmış durumda.Sessiz bir şekilde
kulağıma ölümü fısıldıyor ve göz kapaklarıma verdiği emir ise;kapanmaları...
Kimisine göre şu an bulunduğum yaş hayatımın en güzel dönemlerinden.Hani insanların kaybettiklerinde geriye dönmek için
herşeylerini verebilecekleri o dönemlerden. Ama doğa ile her münasebetimde nedense ölüme bağlıyorum herşeyi.Denizinden,
rüzgarına tüm herşeyi ile doğa bende ölüme bir davet.En çok ilginç bulduğum şey ise doğa canlılığın kendisiyken bende nasıl
ölüme bir eğilim uyandırıyor?Şu an içimde hiç birşeyin bu soru işaretinden daha büyük bir soğukluk uyandıramayacağına inan-
mak üzereyim.Ama beynim bu inancı reddediyor.Ona göre oturduğum bank daha soğukmuş.Beynimdeki öfke sinyallerini harekete
geçirmek istemem.Sanırım bu soruya cevabı başka bir zaman arasam daha iyi olacak...
Fatih KATMERCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.