İsmini arayan bir hikaye
Herşeyin farklı olmasını dilerdim,senin adına.Ruhunun dinlenmiş olmasını dilerdim...Seni mutlu etmek isteyen insanlar vardı çevrende,kendilerinden önce...Biliyorum sende isterdin ama kapılarını açık tutabilmeni dilerdim.Gölgelerle değil güneşlerle yaşayabilmeliydin...Aslında gözler kendi içine kaçamaz sevgilim,bilir misin?Sen sakladığını sandın ama ben hep onları kendime çaldım...Yaralar sarıldı,kahveler içildi,hayaller çizildi bir süreliğine yarabandı,şeker ve kalem yokluğunda...Ve birisi sana muhattap olan,kafalar boşaltıldı zamanla yürekler dolarken...başka ve bambaşka hayatlarla...İzler gitti belki yanına hatıraları da alarak...Sevdi aslında içindeki bu zaman dilimleri boyunca yaşanan değişimlerin en yakın şahidi olmayı...Acıyla sevdi..Mutluluk hayalleri kurdu,yabancılık oyununun baş kahramanı oldu...Oysa dedi ki birisi:’İstediğim sadece mutluluktu’...
Cevap geldi birisinden:’Hayal bile etmedim,sen mutlu olmadan...’ .Bu kadarı fazlaydı artık bir yerlerde sahipsiz bir mutluluk olmalıydı,sahiplenmeden alınmalıydı.Belki de artık büyümek isteğinden vazgeçip,küçük kalmanın değerinin bilinmesi gerekiyordu...Çocuk olunması gerekiyordu,ama hangisi...Tahminindende fazla şey vardı kafasında,garip olan kendi çocukluğuda kalmamıştı artık, o saflığı duyumsayamayacak kadar kirlenmişti zihni...Belkide tüm çabası bu kirlenmişliği temizlemek üzerineydi...Kafası ne zaman böylesine sorularla meşgul olsa,yağmur yağardı...Ya da yağmasını çok istediği için onu kırmazdı...Her şeyi bir kenara bırakıp kahvesini de yanına alıp izler ve dinlerdi onu...Dışarı çıksa hissedicekti yağmuru,coşkusunu yaşayacaktı biliyordu,daha önce yaşamıştı.Ama ıslanacaktı ve hava soğuktu...O yüzden hep evde kaldı,güneş elbet bir gün açacaktı...Yeter ki o gün geldiğinde hala kahvesine koyacak bir şekeri olsun...Aslında dönüp arkasını gitmesini bilirdi,yapardı da,biliyordu...Ama hissediyordu,bu kadar kolay kaybedilecek birşeyler değildi bu...Emindi,bir gün sabrına teşekür edilecekti..’İyi ki benimlesin’ denecekti...Başka gülüşler bulabilirdi,istemedi...Başka gözler çağırdı onu gitmedi...Kalmalıydı...Belki böyle rahattı,yalnızlık iyi geldi ruhuna bir süre...ya da kalmalıydı...O bir ışık gördü belki sonuna kadar gitmek istedi...Belkide bu yüzden o hep geçmişe direndi..Hep dönecek bir yeri vardı,ya da gidecek bir yeri....Böylede mutlu olabilirdi,çok şansı vardı elinde mutlu olmak için...Bu sefer mutlu etmeyi seçmişti,bazılarını mutsuz ederek...
Yağız Özkan
02/03/2009 / İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.