- 2014 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SLOGANLAR ve PARTİLER
SLOGANLAR ve PARTİLER
Çok partili döneme girdiğimiz 1950’de siyasi propaganda serbest bırakılınca, meydanlarda afis yoluyla propaganda devri başladı. Demokrat Parti ’Yeter Söz Milletin’ ve ’Her Mahallede Bir Milyoner Yaratacağız’ sözleriyle meydanlara indi. Seçimler sonucunda ezici bir üstünlük sağlayarak seçimleri kazandı. İcraatlarına başladıktan sonra ’Söz ne kadar milletin oldu ve ne kadar milyoner yaratıldı’ pek bilinmez ama şu bir gerçek; sloganlar milleti etkilemişti.
Sonraları sloganlar seçimlerin vazgeçilmezleri arasında yerini aldı.
Rahmetli Bülent Ecevit ise ’Köykent’ projesi ile sahalara indi. Rahmetli Ecevit’in Köykent projesi ise Ordu’nun Mesudiye ilçesinin sınırları dışına taşamadı.
Rahmetli Erdal İnönü ise ’5 yıl daha limon gibi sıkılmak mı istiyorsunuz?’ afişleriyle sahalara inmişti. Daha sonra icraatlarında halkın suyunu çıkardılar, pardon suyunu kestiler.
Sayın Erbakan ise ’Kadayıfın altı kızardı’ sözleriyle aldı başını gitti. Sonra 28 Şubat post-modern darbe ile kadayıfın tadına başkaları baktı.
Sayın Tansu Çiller ise ’Herkese 2 Anahtar’ vaadiyle sahaları inmişti. Hatta birazda abartarak ’500 günde herkese ev anahtarı’ vaadine dönüştü. Ama ömrü vefa etmeyerek inzivaya çekildiler.
Bir de Siyasi Parti liderlerimizin meşhur sözleri vardır.
Sayın Süleyman Demirel’in meşhur sözü ’Benzin vardı da biz mi içtik’ demişti ama köşe olanlar çoktan Üsküdar’ı geçmişlerdi.
Rahmetli Turgut Özal’ın ise ’Bir koyup üç alacağız’ demişti. Ama bunun Türk ekonomisine yansımasının zararı milyarlarca dolar oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) ise ’Durmak Yok Yola Devam’ sloganıyla sahalara indi. Durdurabilene aşk olsun, hâlâ devam ediyorlar&
Bunun karşısına kadim partilerimizden Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Sayın Baykal ile sahalarda icraatları yerine ’Yolsuzluklar ile mücadele’ sloganları ile sahalara indi. Bir de bunlardan farklı olarak ’Açılım’lara imzalar attılar. İşte ’Çarşaf Açılımı’ ’Kur’an Kursu Açılımı’
Ama bunlar ne açılımlar Sayın Baykal önde medya arkada bir biri ardına Çarşaflı Kadınları partiye kayıt etme görüntüleri... Medyamız ister istemez ’CHP nereye gidiyor?’ demeye başladı. Tabandan sesler yükseldi. Taban haklı olarak CHP Sayın Baykal ile yüklendiği misyonunun dışında hareket etmeye başlaması bir anlık endişelere celp etti ise de fazla üstünde durmadılar. Ne olsa seçim arifesindeydiler. Seçilmek için oy gerekliydi.
Bu durumda bir kısım medya ’Tahkiye’ den bahşetmeye başladı. Biraz ’ti’ ye alma ile bakalım nasıl olacak dediler. Bir süre sonra her şey görülmeye başlandı. Partiye çarşaflı kadınların kayıt yapma karşılığında sözler alınıp verildiği, sözlerin tutulmaması karşısında çarşaflı hanımların rozetlerini iade etmeleri alış verişin niteliğini ortaya çıkarmıştı.
Hele dün meydana gelen olay ise katlanılır tarzda değildi. Bir çarşaflı hanım seçim otobüsüne Kur’an ile binip aralarına katılmak istemesine CHP taban yöneticilerin tavırları tasvip edilemeyecek şekildeydi. TV’lerde gösterilen manzara karşısında kendimi tutamadım. Yaşlı bir çarşaflı hanımı erkekler aralarına almışlar birisi oradan birisi buradan salvolarla yaşlı hanımı örseliyorlar, birisi çıkıp yüzüne ’Tuh, tuh!’ diyerek küçültüyor, bir başkası ise ’bu AKP casusu’ diyerek yapılanın mazur olduğunu göstermeye çalışıyor, bir başkası çarşafını çekiştirerek yırtarcasına yüzüne bakıyor, başka birisi ise hırpalarcasına sürükleyerek, oradan onu atmaya çalışması kabul edilir bir davranış olmadığını gözler önüne serdiler. Bu yapılan hareketi bırakın çarşaflı olmasını, hem anamız yaşındaki yaşlı bir kadı yapılmasını esef ile kınıyorum. Tuhaf olan yaşlı hanımın CHP üyesi olması...
Manidar olan ise sadece bu değil. Bu davranış şekli Sayın Kılıçdaroğlu’na soruluyor, kınadığını tasvip edilemeyeceğini söyleyip, davranışın yakışıksızlığını suçunu ’Ben Büyükşehir Belediye Başkan adayıyım sorumlu olanlara sorunuz’ diyerek ilçe yöneticilerine atması ise hiç kabul edilemez.
Demezler mi size:
Siz bu yönetimin içinden gelmediniz mi?
Bu açılımları partinizin en yetkili kurumları ile birlikte almadınız mı?
Parti yetkili kurumları tarafından aldığınız kararlara ilçe yönetimleri bunlara uyması gerekmiyor muydu?
İlçe yöneticileri bu derece sorumsuzca fevri hareketler yapabiliyorlar mı?
Yoksa siz ayrı telden ilçe yönetimleri ayrı telden mi çalıyorsunuz?
Ayrı telden çalan ilçe yönetimleriyle ilişkiniz nasıl olacaktır?
Siyasi partiler sloganlar ile bizleri irade ihya edeceklerini sanıyorlar sanırım. Aziz Nesin’in dediği gibi onlar bizleri ’Koyun sürüsü’ sanıyorlar herhalde&
Ortada bir ’Sürü’ var ise bunların başında bir ’Çoban’ ve bu sürünün bir de ’Sahibi’ olması gerek. Ve de bunların birbirleriyle ilişkisi olmalıdır. Sürünün çoban ile, çobanın patron ile alış-veriş ilişkileri olmalıdır.
Bu ilişki içinde bizler sürü oluyoruz, ve otlamaya devam edeceğimizi sanıyorlar sanırım...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.