- 772 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ZEKA VE MANTIK
Dorumlar köyünde köy kahvesine oturdum, bir yorgunluk çayı içeyim diye. Bir çay içimlik zaman zarfında Kahvede ki vatandaşlarla oradan, buradan derken iş siyasete geldi dayandı…
Kimi AKP’den, kimi CHP’den, Kimide MHP’den, kimi de DP’den…
Maşallah bir beyin fırtınası…
Yoksulluk diz boyu, tarım bitmiş, işsizlik diz boyu…
Yapılan yardımlarla ayakta duranlar…
Çine ilçesinde ki Maden işletmecilerinden işçi çıkarmalar, sonuç Belediye başkan adayları üzerinde ki yoğunluk. Seçim yatırımı için ayrılan trilyonlar. Söylenen bir sürü dedikodular.,.
Mevcut başkan Tekrar aday, birde maden işletmecisi; başarılı, çalışkan ve verdiği sözleri tutan biri. Seçim çalışmaları için öyle büyük paralarda ayıran biri değil. Yalnız bu dönem bir sorun ile karşı karşıya. Ülkeyi sarsan ekonomik krizden dolayı, kendine ait fabrikadan işçi çıkarılması olayı ve
bundan dolayı da yaratılan kırgınlar var. Kırgınlar işten çıkarıldığımız için oy vermeyeceğiz diyorlar.
Bir tarafta söylentilere göre, bir aday secim yatırımı iki trilyon lira ayırmış, geçmişinde karanlık işler var. Bugünde para ve kömür dağıtıyor diyorlar. Eğer seçilirse bugün için yeşil alan olarak planlanan yerdeki kendisine ait tapulu yeri kendi lehine çevireceği söyleniyor.
Bende diyorum ki, çık o zaman millete söz ver burası güzel Çine ilçemizin bir meydanı olacak hem de yemyeşil bir yer olarak de. Hakkında ki bu söylentilere cevap ver ki millet gerçek niyetlerin ne olduğunu öğrensin. Ama maalesef şu ana kadar turlayan seçim arabalarından yapılan anonslarda yapılacak icraatlarla ilgili bir açıklama yok. Perşembe günü Pazar yerinde köylü kadınlarına 50 Tl harçlık dağıtıldığı dillerde.
Yapmayın beyler yazık bu insanlara… İnsanların onuru parayla satın alınmaz ve parayla da satılmaz. Gel o iki trilyona insanlara iş, akabinde aş ve ekmek verebileceğin bir yere dönüştür de seni ilk alkışlayan ben olayım…
“Türk insanı zekidir, Çalışkandır,”Mantık Anlayışını zedelemeden, sen ve ben hep beraber bunu gün yüzüne çıkaralım…
Bak köy kahvesinde anlatılan bir hikayeden bahsedeceğim;
“Adamın biri bir gün oğlunun okul toplantısı için, okula gider. Okulda oğlunun tüm öğretmenleri ile görüşür. Çocuğunun hakkında detaylı bilgileri aldıktan sonra okuldan ayrılır. Yalnız kafasına takılan bir soru vardır. Bazı öğretmenler, oğlunun çok zeki olduğunu söylemelerine rağmen, bazı öğretmenlerde zeki ama mantığı yok derler.
Adam zeki kelimesini anlamıştır ama mantığın ne olduğunu anlayamamıştır. Bu hep kafasında bir soru işareti olarak kalmıştır.
Bir gün oğluyla birlikte giderken, çocuğunun öğretmeni karşısına çıkar. Hoş beş ettikten sonra, adam öğretmene sorar.
- Hocam, siz oğlum hakkında zeki ama mantık yok dediniz. Ben zeki kelimesini anladım da mantığın ne olduğunu anlayamadım.
- (Öğretmen gülerek) Bakın bir dakika der. (Elini cebine sokar, cebindeki yüzüğü avucuna alır elini yumruk yaparak cebinden çıkarır.) Bak oğlum benim elimde ne var.
- (Çocuk gayet sakin hafif gülümseyerek) Ortası delik bir şey var öğretmenim.
- ( Öğretmen avucunu açarak) bak oğlunuz ne kadar zeki bir çocuk. (Tekrar çocuğa dönerek) Peki oğlum bunun adı nedir.
- (Çocuk) öğretmenim o değirmen taşı.
- Öğretmen tekrar babasına dönerek bak gördün mü çocuk bunu yüzük olarak değil de değirmen taşı olarak görüyor, İşte mantık bu. Eğer çocuk zeka ile mantığı bir arada kullansaydı, bunun yüzük olduğunu bilirdi.
Baba günlerce kafasını kurcalayan sorunun cevabını almış oldu.
Adaylar seçmen kitlelerin zeki ve çalışkanlığı ile mantığı bir arada götürmelerini temenni ederim…
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Bu günkü hükümet 28 Mayıs 1999 tarihinden beri iş başında. Halkın % 47 oyunu alarak iş başına ikinci kez geldiler. Zeki oldukları için mi? Yoksa zeki görünerek, mantığı bir tarafa bırakarak, mantıksızlık üzerine kurulan sistematik bir çalışmanın ürünümüdür, bilinmez ama ortada bir gerçek var.
Ecevit’in başbakanlık döneminde bir esnafın yazar kasayı atması Ecevit’in sonu oldu. Bu gün ise elinde iki silahla yine başbakanlık binası önünde biri kafasına dayalı diğeri de tam kalbinin üzerine doğrultmuş, emekli maaşıyla geçinemeyen bir polis emeklisi. Bunun yanı sıra ülkenin çeşitli yerlerinden aynı şekilde intihar girişimleri ve sonuç bir ölüm olayı. Bunlarda Başbakanın sonu olur mu dersiniz?
Gün geçtikçe elim olaylar artıyor. Başbakan meydanlar da % 47’lik oyunu %50’lerin üzerinde hesaplıyor.
Başbakanın sonu olur mu dersiniz? Bence biraz zor gibi geliyor. Çünkü Başbakan Devletin araç ve gereçlerini gayet iyi bir şekilde kullanarak miting alanlarını arşınlıyor. Kimsenin de gıkı çıkmıyor. Devletin tüm kademelerinde sistemli bir şekilde kadrolaşma tamamlanmış. Her yer gözü kulağı olan insanlarla dolu. Hitlerin “Kavgam” adlı kitabında ki örgütlenmesini andırıyor.
Dedik ya insanların mantıklı düşünmesi ellerinden alınırsa ortaya değişik manzaralar çıkıyor.
Bakın bir öğretmen çocuklara Atatürk’ün gençliğe hitabesini okudu diye hakkında soruşturma açılarak sürüldü, CHP lideri Baykal’a söylediği sözden dolayı 100 bin TL. Açılan dava. Karşımızda öyle bir Başbakan var ki Kendisiyle ilgili her eleştiriye tahammülsüz…
Başbakan bunu bilerek ve isteyerek yapıyor.
AKP iktidar olalı paramız iki kere devalüasyon gördü sıfırlar atıldı 100 YTL basıldı, Akasından 200 TL geldi. Altın 55 TL’yi gördü, Dolar 2TL’ye yaklaştı. Cari açık büyüdü, her şeylerin özelleştirme adı altında satılmasıyla dış borçlarda da bir azalma söz konusu değildir.
Haydi gelin Başbakana inat Sürülen öğretmene destek vermek amacıyla Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini hep beraber okuyalım.
“Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet’i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Hamdolsun seçimlere 26 gün kaldı… Haydi hayırlısı.
YORUMLAR
Türk akıllıdır. Büyük kurucu ile ters düştüğüm yerlerden biri bu Ziya Bey.. Türk Milleti zekidir gibi anlayabilirsiniz.
Akıllı adam görünce aklı; akıllı, akıllı çalışır. Atatürk niye zeki demiş acaba?
Bunun için Türk milleti tanımına bakmak gerek...
Sahi, Türkiler ve Türkiyeliler veya Anadolucuları bir yana koyarsak, Türk Milleti tanımına bir daha bakmak gerekmiyor mu?
Atatürk olsa bakardı... Kendi fikirlerini tekrar eden, orada sabit kalanı da sevmezdi, ben öyle düşünüyorum.
Demek ki ; yeniden ulusal kurtuluş savaşı verdiğimiz bu günlerde bu tanıma tekrar bakmalıyız.
Soru şudur? Türk milleti olmayı içine sindirememişe, bunu iyi zamanlarda sizden benden fazla "Türk maskeyle" yaparken, kötü günlerde aslına rücu etmişe niye Türk Milleti dmeyi zorluyoruz?
Ben bunu anlamıyorum?
Yazınıza böyle bir katkı yapmış oldum.
saygılarımla...