- 803 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ÇANAKKALE GERÇEKTEN GEÇİLMEDİ Mİ?
ÇANAKKALE GERÇEKTEN DE GEÇİLMEDİ Mİ?
A.Levent ERTEKİN
Eğitimci-Yazar
[email protected]
Bu yıl, Çanakkale Şehitleri Haftası, yine son yıllardaki duygu yoğunluğu standartlarının üzerinde kutlanacak.Çeşitli kurum ve kuruluşlar “Çanakkale…” diye başlayan çok hamasi nutuklar atacaklar.“Çanakkale” üzerine çok şey yazılıp, çok şey çizilecek…
Çanakkale üzerine yazılıp çizilenler adeta bir şifre de toplanıyor ;
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!
Evet 1915’te Çanakkale geçilmedi.
Vatan bölünmedi…
Peki ya 2009’de..
Çanakkale geçilmedi,
Vatan bölünmedi diyebiliyormuyuz?
Şöyle çevrenize bir bakın.
Gerçekten geçilmeyen Çanakkale kaldı mı?
Akif’in “Kırarak Ehl-i Salib’in son savletini” dediği kale geçilmedi mi?
Bu soruya “Evet” diyebilecek insan sayısı herhalde elin parmaklarını geçmeyecek.
Beyler Çanakkale çoktan geçildi…
Nasıl mı?
Çanakkale’yi geçilmez yapan değerleri bir düşünün..
O zaman Çanakkale’nin geçilip geçilmediği sorusuna daha net cevaplar verebilirsiniz.
Neydi o değerler…
Vatan aşkı…
Kaynağını Şehitlikten alan bir aşk
Bayrak aşkı…
Manevi değerlerle sulanan bir aşk…
Dünyanın en geçilmez kalelerini teşkil eden kutsal geçilmez kaleler; aileler…
O geçilmez kalelerin içinde “Git oğul, ya şehit ol ya gazi” diyen analar…
Oğlunu askere gönderirken kurbanlık koçlara yaptıkları kına ile saçlarını kınalayan analar..
Bakın çevrenize o anaları görebilecek misiniz?
Bakın çevrenize o saçlarına anası tarafından kına sürdürecek teslimiyette evlatlar görecek misiniz.
Şöyle bir göz atın etrafınıza yeni evlenip de eşini gözyaşlarını içine akıtarak cepheye gönderen genç kızları görebilecekmisiniz.
Kendimizi kandırmayalım.1915 de topa, tüfeğe meydan okuyan neslin çocukları 2009 ‘da Kalelerinin kapılarını sonuna kadar açtı.
Kaleler artık medyanın,evimizin en mahrem köşesine kadar girerek bizi bizden, tarihimizden, şanlı ecdadımızdan ve en önemlisi geleceğimiz olan evlatlarımızdan kopartan 2009 versiyon hileleri ile içeriden fethedildi.
Kültürel anlamda kaleler çoktan düştü.
Truva atları içimizde..
Eskiden kılık kıyafeti ve bizi biz yapan değerlerimize saldırmasıyla düşmanı hepimiz tanıyorduk.
Şimdi Çanakkale’yi içeriden düşüren hemen yanı başımızda..
Baktığınızda sizden hiçbir farkı yok.
Aynı dili konuşuyor..
Aynı coğrafyayı paylaşıyor.
Aynı şeyleri söylüyor..
Sizin gibi giyiniyor..
Gibi…
Ama Çanakkale ruhunu önce vicdanlarda…
Sonra o ruhu cüzdanlarda..
Şimdide kalmayan posasını toprağa gömmeye hazırlanıyorlar…
Vatanını seven,
Bayrağını seven,
Tek bayrak , tek çatı altında yaşamayı kültürel mozaik zenginliği ile yoğurmasını bilenlere çok ama çok büyük görev düşüyor…
Asımın Neslini aramaya devam edin.
Çünkü o Nesil “Vatanı çiğnetmedi, çiğnetmeyecek”
YORUMLAR
...
Vatanını seven,
Bayrağını seven,
Tek bayrak , tek çatı altında yaşamayı kültürel mozaik zenginliği ile yoğurmasını bilenlere çok ama çok büyük görev düşüyor…
Asımın Neslini aramaya devam edin.
Çünkü o Nesil “Vatanı çiğnetmedi, çiğnetmeyecek”
...
Yüreğinizin güzelliğini satırlara nakşetmişsiniz.
Yüreğiniz ve kaleminiz sağ olsun efendim.
Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Rabbime emanet olunuz.
"Birlik , beraberlik ve vatan aşkı bizim, şanlı milletimizin ruhunda gizli.O ruh ki bittik,tükendik denildiği zaman dirilip Çanakkale'yi geçilmez yapmıştı..."
vatan millet sakarya söylemleriyle olmuyor ama işte.
birincisi, çanakkale, daha 1918de, gelibolu savaşından hemen sonra geçilmişti. onca şehidin üzerine, osmanlının teslimiyeti üzerine, ingiliz gemileri el sallayarak geçmişti çanakkale boğazını, istanbulu işgale giderken.
ikincisi de, emperyalizme karşı verilen kurtuluş savaşından sonra, yeni türkiye, kapitalizme, ardından yabancı sermayeye kapılarını açtığında... ki bu da emperyalizmdi.
memleket hala işgal altında... kendi madenlerimizi bile kullanamıyoruz, işçi memur ücretlerini bile kendimiz belirleyemiyoruz ve kalkıp da sanki düşmanımız kürtlermiş, sanki ülkemiz onların işgali altındaymış gibi "şehitlerimiz..." edebiyatı yapıyoruz. asıl şehitlerimizin kemikleri sızlarken...
Görünen durum hiç içaçıcı olmasada endişelenmeyiniz. Birlik , beraberlik ve vatan aşkı bizim, şanlı milletimizin ruhunda gizli.O ruh ki bittik,tükendik denildiği zaman dirilip Çanakkale'yi geçilmez yapmıştı.
Allah bir daha o duruma düşürmesin ama,düşersek te çıkmasını biliriz.Yeterki o ruh içimizde olsun.Ve ben aziz milletimin hala o ruha sahip olduğuna canı gönülden inananlardanım.
İşte siz o ruha sahip olduğunuz için endişelenip bu yazıyı kaleme almışsınız. Ben de o ruha sahip olduğum için yazına değer veriyorum.
Kutluyorum duyarlı yüreğinizi.
SAYGILARIMLA.
"Tek bayrak , tek çatı altında yaşamayı kültürel mozaik zenginliği ile yoğurmasını bilenlere...."
buradan anladığım şudur:
"aynı çatı , aynı bayrak altında yaşarken, hepimiz, kendi kültürümüzü, kendi dilimizi, dinimizi özgürce, hiçbir kısıtlamayla karşılaşmadan yaşayabiliriz. camilerimize gösterilen özenin aynısı, cem evlerimize, kiliselerimize ve sinagoglarımıza da gösterilmelidir. ülkemizde büyük çoğunluğun konuştuğu dil olan türkçeyi istisnasız bilmeliyiz, ayrıca diğer tüm anadolu dillerinin önündeki tüm engelleri de kaldırmalıyız. çünkü kültürün devamını sağlayan en büyük unsurlardan biri dildir. kültürel anlamda, tüm anadolu halklarının talep edecek herhangi bir hakkı kalmadığında, artık tam anlamıyla bir BİRLİK olabiliriz."
yanlış mı anladım yoksa?
Vatanını seven,
Bayrağını seven,
Tek bayrak , tek çatı altında yaşamayı kültürel mozaik zenginliği ile yoğurmasını bilenlere çok ama çok büyük görev düşüyor…
Asımın Neslini aramaya devam edin.
Çünkü o Nesil “Vatanı çiğnetmedi, çiğnetmeyecek”
umarım hiç bir zaman vatan çiğnenmesin .tebrik ederiim .yazılarınızın sürekli olmasını dilerim izmirden kocaman selamlar .MÜDÜR BEY