- 3653 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLüM YıL DöNüMüNDe SeVGİLiYe MEKTUP !!!!
Bazen yaşadığımız acı olayları sanki yüreğimizden de derin ve gizli bir yer vardır da oraya saklar,üstüne mutlu
günlerimizin çimentosunu döker,bir meçhule gömeriz.
Geçmişimize ait anı defterlerinin suya yazılmış satırları olsun; suya yazılsın ki ne başkası ne de biz o satırları
yeniden okuyup da o vurgunu yeniden tekrar yemeyelim diye....
Deyim yerindeyse ömrümüzün hasıraltına saklarız.
Zaman deriz,zaman geçsin de o vakit dokunuruz kapanan yaralara...
Sanırız ki canımızı daha az acıtacak.O umutla geçmişimizle yzleşmeye hazırız deyip yaranın kabuğna uzatırız elimizi.
İşte o an gerçekle yüzleşiriz,yürekteki yaraların her zaman taze olduğunu,kapanmadığını ve canımızı ilk günkü kadar yaktığını anlarız.
Ve biliriz ki, geçen zaman çinde başka başka adlar koyduğumuz hayal kırıklılarımız,yaşanmışlıklarımızın satır
aralarında ve gözyaşlarımızın damlalarında ruhumuzun derinliklerine sürgün ettiğimiz o büyük acıların izi vardır.
İşte Alev’im, candan aziz sevgilim....
Ben bugün burda sana ait kalbimin yarasının kabuklarını kırmaya çalışırken yazdım bunları senin ölümünün yıl
dönümünde ...
Aradan koskoca bir yıl geçti sensiz....
Ama bana sorrasan hala yüreğimin diyeceği şudur;Ne unuturum seni ömür boyunca,yaşadığım da öldüğüm de bugündür diye...
Gönlümün en güzel köşesinde ve göğsümün tam üstünde gülümseyen resminin koymuştum,mezarına da bir demet çiçek...
Geçen bir yıl boyunca sakladım resmini yüreğimde...
Fakat rüyamda görüyordum seni, ölümüne bizim gözlerimizdeki yaşların inadına sen sanki gülümsüyordun...
Ve her melek gibi sana da yakışıyordu bu gülümseme...
Lakin ancak bir kaç hafta dayanabilmiştim sensizliğe,sonrasında yokluğunu daim hatırlatan resmini yüreğimde
sakladım sadece dayanamadım daha fazla göğsümde taşımaya...
Yanlış anlama bunu sakın !
Kaybedilen bir bir sevgilinin ardından yaşanan alelade matem günlerin yaşayıp,gereğini yapmış olmanın rahatlığını taşımadım hiç....
İnan hiç içimden çıkmadın sen ,bir an olsa bile...
Öldüğün zamanda, ailenle birlikte gelmiştim seni son yolculuğuna uğurlamaya...
Ağaçlar ve yüksek otlarla çevrili mezarlıkta gömülmüştü o sonsuz güzellik olan bedenin...
Kim bilebilirdi ki daha bir ay önce omzuna yaslanıp huzur bulduğum,dizinde dünyanın dertlerinden
sıyrıldığım ,gülüşüyle hayatıma hayat katan SENin öleceğini...
Hiç düşünmemiştim oysa bunu...
Cenazeni yıkıyorlarken kadınlar,benim hıçkırıklarımla bölünüyordu ortamın can sıkıcı sessizliği...
Bir daha bir daha haykırıyordum ismini boşluğa doğru...
Düşünüyordum sıradan bir cenazede olmadığımı,hayatımda en sevdiğim insanlardan birinin cenazesinde olduğumu...
Ama sen gerçekte ölmemiştin ki hiç tıpkı diğer sevdiğim ölmüş ama ölümüyle gönlümde ölümsüzleşmiş sevdiklerim gibi sakladım seni de gönlümün,yüreğimin en güzel yerinde...
Bilirsin seninle hiç uzun uzun konuşmazdık isterdinki gözlerimiz konuşsun,tutalım birbirimizin elinden ve saatlerce göz göze diz dize kalalım öylece...
Bayramı bekleyen bir çocuk gibi bekllerdim işte o anları,sessizce izlerdim seni,sonsuz güzelliğini...
Bilirsin üniversitede derslerdir, hayatın telaşesidir derken görüşemezdik öyle her gün seninle...
Ama yeterdi bize telefondaki o yakıcı konuşmalar,hasretinmizi bir kat daha artıran seslerimizi duyup da birbirimiz görmemek duygusu...
Olsun yeterdi ya bize beraber geçirdiğimiz hayattan uzak bir kısa tatil....
Ben sana hiç nasılsın diye sormazdım bilirsin, ya sesinden ya da gözlerinden anlardım halini,ahvalini...
Ne yapayım güzelim,boşa geçsin istemezdim seninle olduğum zamanların....
isterdim ki dolu dolu geçirelim seninle zamanı lakin işte elde değildi yazılmıştı kader ve bu kaderde seninle ben olamıyorduk artık çünkü sen yoktun....
Bırakıp gitmiştin beni dertlerimle ve acımasız hayatla beraber,ne olurdu ölmeden bana da haber verseydin ölüme beraber gitseydik her zaman olduğu gibi....
Hep gülümserdin ya benimle olduğun zamanlarda n çok gülümsemeni özlüyorum şimdi...
Ve korkunç bir şekilde hatırlıyorum o güzel yüzünün ve gülünce güller açan yüzünün bir kül rengine dönüştüğü o lanet günü, cenazeni koyarken toprağa çektiğim o sonsuz ızdırabı...
Ne bilirdim ki seninle geçen günlerin bir göz açıp kapama kadar hızlı geçeceini ve bu kadar kısa sürede son bulacağını....
Nerden bilebilirdim ki o güzel teninin bir gün kül rengine döneceğni,mavi gözlerinin kararacağını...
Sen ölmeden bir gün önce kara bir bulut gördüm rüyamda,kan damlıyordu buluttan üzerime....
Meğerse hayra alamet değilmiş bu rüya be güzelim,lanet olsun o rüyaya da o geceye de...
Bilemedim alacağını hayatın o geceden sonra seni....
Hep içimde kaldı yalnızlığım senden sonra,küstüm o günden sonra hayata ve insanlara...
Neyse güzelim bitmez bu seslenişim sana,şunu bil yeter ölümünün yıl dönümünde tekrardan sana seslenmek ve seni yanımda hissetmek adına yazdım bu mektubu...
Umarım kusuruma bakmazsın seni diğer zamanlarda ihmal edişime,mezarına sık sık gelemeyişime....
Elde değil güzelim,sen gittin lakin yaşam devam ediyor ben yaşamak istemesem de sensiz...
Bırakmıyor yakamı dünya işleri...
Biliyorum sen mutlusun ahiret sarayında,hem de huzurlusun....
En genç olduğun ve güzelliğinin zirvesinde olduğun bir yaşta gittin ölüme hem de gülümseyerek...
Zaten gülümseyerek ölüme gitmiş olman benim tek tesellim şimdi...
Ama hala içimde eksik kalan duygularım ve içimi acıtan yaralarım var....
Kim bilir senin gibi daha ne güzeller gitmiştir ölüme ,kim bilir kaç yiğit daha yaşamıştır benimle birlikte bu acıyı...
Gönül isterdi ki sağ olsaydın ,birlite olsaydık yine seninle ama ne gelir elden....
Sen kendine dikkat güzelim,seni seven bu yiğide de hakkını helal et vesselam...
(SENİ SEVEN M.ZAHİD AY)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.