- 20148 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
OKUMANIN VE KİTABIN ÖNEMİ
Herkes bilir ki insan olmak, insan kalmak, yüzlerde yeşeren soylu türkülerle yürümek için, mutlaka okumak gerekir. Okumayan insan koftur, boştur. Sesleri seslerle, düşleri düşlerle tartmayı bilmediği için kendisiyle, çevresiyle, tabiatla küstür.
Okuyan insan; gönül bahçesini sürekli çiçekli kılan, yürek bohçasını güzelliklerle dolduran ve sözü kendi kınında paslanmaktan kurtarandır.
Okuyan insan, düşünen insandır. Düşünen yani aydınlığa kavuşandır. Kavuşmak için durmadan kulaç atandır. Kalbini daha hassas, kanını daha sıcak, zekâsını daha işlek, ruhunu daha huzurlu kılandır.
Okumak; içimizdeki ve dışımızdaki meçhul âlemi anlamaktır, hakikatin karşısına dikilen barikatları aşmaktır. Işıklı, ölçülü, ökçeli düşüncelerle sığda kürek çekmekten kurtulup sonsuza açılmaktır.
Okumayan insan, olayları irdeleyemez.. Olayları birbirleriyle kıyaslama melekeleri kaybolmuştur. Kafa için ihtiyaç, gönül için bir zevk ve beyin için gerçek bir spor olan okumadan nasibini almayan kişi uyuşur, uyandırmazsan daldığı uykudan uyanacak gibi değildir.
Okumayan fertlerin geçen her zaman içerisinde sinir hücreleri daha hızlı bir şekilde azalır, eksilir ve artık diğer doku hücreleri gibi yenilenmez.
Okuyan insan, çok lifli bir düş urganı olan zamanı, kalbini harita, gözlerini pusula yaparak değerlendirir. Demirden bir dağı delerek boynuna asmaktan farksız ağırlıkta olan "sorumluluk" denen erdemle donanmıştır.
Elbette okuyan insanın huzur kaynağı, bilgi kaynağı umut kaynağı kitaptır.
Kitap; vakti bilgiyle buluşturmak, insanı ruhuyla konuşturmaktır. Yönünü kitaba çeviren insan çevresini daha iyi görür. Mukavemet gücü yüksektir, yüreklidir.
İnsanın içindeki canavarı, dizginleyen kitaptır. Kitabı sevmeyen insan, düşünceyi sevmeyen insandır. Düş kuramayan, düşünemeyen, dolayısıyla kültürel açıdan hiç gelişemeyen insandır.
İnsan, kitaptan korkmamalıdır. Kitaptan korkan insanın mesuliyet hissi kalmaz. Mesuliyet hissi kalmayan kimsede ruh başka âlemlere göçer. İşte bundan dolayıdır ki, çağı yakalamak, çağlar öncesini anlamak için; yüreğimizi sevgiye ayarlayan, kini ve nefreti Kaf Dağı’ndan da ötelere kovalayan, bize istediğimizi seçme imkânı veren ve zekâyı kibarlaştıran kitaplara yönelmemiz gerekiyor.