MEKANSIZ AŞK
Birgün Venedik’ te gondolda kürek çekerken, Eyfer Kulesi’ nden güneş gibi parlayan kıvırcık saçlı güzel bir kızın ela gözlerine takıldı gözlerim. Adeta içinde hazineler barındıran bir okyanus gibi kaybolmuştum gözlerinde. Biran tereddüt ile uzattım elimi benimle birlikte gelmek istermisin diye sordum tuttu elimi, o an umutlarım yeniden yeşermiş hayatın boyun yaşamadığım kadar mutlu etmişti o güzel sesi ile evet dedi, sonra gondolda kürek çekerken yine o güzel gözlere dalmışken biranda sen nehrinde kumlara vurmuş gondoldan indik. Mısır Pramit’ lerinin karşımızda olduğu bir kumdan tepede eleleyken güneş sanki artık ben batıyorum dercesine kıskançlığından birbirini tamalamış iki yarımın parlayan aşkını yavaş yavaş kayboluyordu. Aşk sarhoşluğununda etkisiyle o kumdan tepeden kayıyoruz bir anda koca bir denizi geçip sahilde buluyoruz artık sırılsıklam, koca bir deniz bizi sırılsıklam aşık etmişti. Herşeye inat elele tutup Toros’ ları aşarken büyük bir tufanda yürüdük bu kadar zorluğun içinden geçip belkide en güzel anlarımızı yaşıyorduk sonunda tufanın bittiği yerde renk renk gökyüzünde yayılmış bir gök kuşağından geçtik, dilimizde hiç bir kağıda yazılmamış hiç bir dilde söylenmemiş aşk sözleri var ta o günden bu güne.............
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.