gece ve yalnızlık
Sıcak bir temmuz akşamı,oturmuş palmiye ağaçlarının arasına araba garajını andıran, dört yanı açık kafeterya vari bir mekandayım.Hafif hafif esen rüzgar tenimi okşayarak geçmekte,dalga sesleri hoparlörden yayılan müzikle harikulade bir uyum içinde kulaklarıma eşsiz bir ziyafet sunmakta. An tam şiir yazma anı ama henüz transa geçemediğim için kendimi zorlamıyorum.Bu gecenin şiirselliği ile yetiniyorum.
Geceyi aydınlatan ayın denize yansıyan hareleri görülesi bir manzara.Gözlerim yarin gözlerine kitlenmiş gibi karşımdaki manzaraya kitlenmiş nefesimi tutuyorum.Aşık olduğum (delicesine,ondan başka herşeyi yok sayacak kadar çılgıncasına aşık olduğum) günler geliyor aklıma.Gecedeki sihir bende şu an eksik olan şeyin aşk olduğunu vuruyor yüzüme zalimce.İliklerime kadar eksikliğini yudumluyorum aşkın zira aşk olmadan insan neden tat alabilir. Günlük koşturmacalara takılıp sıradanlaşıyoruz git gide.Yaşarken anı, erteliyoruz hep birşeyleri. Oysa geçen vakit geri gelmez asla.Yaşamı bol keseden duyarsızca nafile tüketiyoruz.Geçen zamanın bizden götürdüklerine aldırmadan.Dingin karanlık bende sayısız düşüncelere gark oluyor. Zihnimden yüzlerce belki binlerce düşünce geçiyor.Havadaki yaz kokusu, müzikteki ritm,gökyüzünde parıldayan yıldızlar, suya vuran yakamoz, sevdadan yoksun gönlüme dokunuyor.Dibe vurmuş melankolik vaziyetim, içimde sarhoş olma isteği uyandırıyor.Ay ışığı yetmiyor gönlümün karanlığını aydınlatmaya.
Yaralı yüreğim aslında kör bir sevdayı yaşıyor hiç kimseye duyurmadan.Öyle kör ki yaşadığım;ne yana bakarsam bakayım en ufak bir ışık hüzmesinden mahrum, geleceği asla görünmeyen bir muamma.Zaman tükeniyor, tükenirkende bizden olan şeyleride beraberinde tüketiyor arsızca.Duygularımız ne çok değişiyor yaşamın kuralına uyarak büyük bir hızla.Bu değişimde içimizdeki dengeleri alt üst edip geçiyor.Atilla İlhan’ın dizeleri geliyor aklıma:’Ayrılıklarda aşka dair...............................................................................’
Yaşanılan onca coşku, onca sevda, yüreğimizdeki gelgitler, onca aşk yeminleri, karşılıklı verilen sözler, iki taraflı duyulan hazlar zaman makinesinde üğütülüp birer toz zerresi gibi yerini yalnızlıklara içlerde duyulan sızılara, yüz yüze gelindiğinde zoraki sevgi gösterilerine ne kadar da kolay bırakıveriyor. Her şeyde olduðu gibi sevdayı da ne kadar hoyratça harcıyoruz kıymetini bilmeden. Oysa ki bazı değerler elimizden ne kadar kolay kayıp gidiyor, sonradan koyuyor insana keder.
Düşünceler kervanına kapılmış giderken,yorgungunluğuma inat zerre kadar uyku yok gözlerimde. Göz kapaklarımın ağırlaşmasından olsa gerek başımda hafiften bir ağrı başladı. Aslında mutlu olduğumu düşünüyordum, ama derinlemesine duygularımı yoklayınca, hayatımda aksayan şeyler olduðunu farkettim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.