HASRET KALDIM
Hasretliklerle ömür geçer. Her zaman birilerine hasret kalmaktan geri kalmazsın. Gün olur ailene, memleketine ve sevdiğine hep hasret kalırsın.Yitip giden bir türkü olur bu çoğu zaman,dilden dile yayılır.Hasret türküleri böyle yazılır.
Ben de gecenin bir vaktinde sigaramı içime çekerken çocukluğuma,gençliğime hasret kaldım.Yürüdüğüm yollara,okuduğum okullara hasret kaldım.Salıncakta sallanmaya,bilyelerimle oynamaya,topla sabahtan akşama kadar oynamaya hasret kaldım.
Şimdi zaman pervasızca tüketirken beni yüreğime hasret kaldım.Her zaman ah işitip vah dinleyip mutsuz olmaktan sıkıldım.Onca şeye hasret kalırken geldiğim yola baktım.Meğer tüm geçmişime hasret kalmışım.Gün oldu kimse anlamadı beni,anlayanlar da ikinci gün sırt döndüler bana.Ben beni yalnız bırakan arkadaşlarıma,dostlarıma hasret kaldım.
Severken,sevilirken kırılmasın,üzülmesin diye çırpınırken hep kırıldım,üzüldüm.Ben kırılmamaya,üzülmemeye hasret kaldım.Mutsuzlukla çebeleşirken mutluluğu kaçırdım.Ben kaçırdığım mutluluğuma hasret kaldım.
Dün sevmiştim,sevilmiştim.Her sevgim karşışında zaman hoyratça davrandı bana.Ben tüketilen sevgilerime hasret kaldım.
Zaman ayrılmayı gerektiriyordu.Ve ayrıldık ta.Şimdi kaybettiklerime hasret kaldım.
Kimseyi gözü yaşlı koymak istemezdim,hiçbir zaman istemedim de.Ama ayrılmak zorundaydık.Ben beni büyüten anneme-babama hasret kaldım.
Aynı yollarda yürümüştük,aynı tastan içmiştik,aynı tabakta yemiştik.Onlarla da ayrıldık bu hoyrat zamanda,ben kardeşlerime hasret kaldım.
Sevgiye muhtaçken;bir sevgiliye dikildi kollarım ve bacaklarım.Ve zaman durdu sanki,kıpırdayamadı ondan sonra bedenim.Ve böyle geçer zannettim,oysa ki sevgisiz geçecek günler kapımdaydı.Ben gecemi gündüz ettiğim sevdiğime hasret kaldım.
İçinde yaşarken anlayamazsınız yaşadığınız yerin havasını suyunu.Ve acımadan tüketirsiniz sanki bi daha yaşanmayacak diye.Bir gün olur ayrılırsınız doğduğuz yerden.Ben memleketime hasret kaldım.
Tüm özlemler banaydı sanki.Allah beni özlemler ile sınıyordu.Her nefes alışım beni hasret bırakıyordu geride bıraktıklarıma.
Artık anlıyorum defterimin kabarık olduğunu.Nerden başlayacağımı bilemeden hergün yeni bir şeylere hasret bırakılmak zorunda kalıyordum.
Zaman tünelinden geçip durdurmak istersin zamanı;ama nafile.Zaman darbe üstüne darbe getirmekle meşguldü,ve ben tükeniyordum.
Özlem ateşim perçinleştikçe ben de yaşlanıyordum.Ve gittikçe bu tünel benim sonumu getirecekti kimbilir.Kimbilir insan doğarken bunları da kabullenmiş olacaktı.Ama kimse istemezdi,hasretle yoğrulacak hayatı.Gözlerinde akan yaşın bile kıymeti kalmayacaktı.Üzülmek faydasızdı.Çünkü ben bu yola çıkarken tüm gemilerimi yakmıştım.Hasret benim kaderim olmuştu.Buna alışmak zor da olsa katlanacaktım.
Şimdi yitip giden her şey gözlerimin önüne geliyor.Ve ben tükeniyorum an be an.Tüketiyorum kalan ömrümü,geride kalan ömrümü tükettiğim gibi.Sevdalarımı tükettiğim gibi.Aramak boşuna sevinçleri,mutlulukları.Ne ben çocuğum,ne de dünya aynı dünya.Tüm sonları gördüm,şu an kendi sonumu görüyorum.
Açmış kollarını gel gel diye bağırıyor ve koşuyorum ben de o yana.Bakalım nereye gidecek bu vedalaşmalarım.
YORUMLAR
vay be ...YÜREKTEN ALKIŞLIYORUM YAZINIZI....
:)) biraz geçte olsa...
hani bilirsiniz bizim cumhuriyet döneminde MEMELEKETÇİ yazarlarımız vardır... toplumun gerçekerini dile getiren insanların içine girip bireylerin sorunlarını dile getiren yazarlar vardır ...Yalnızlıklarını, özlemlerini,mücadelelerini, aşkalrını ,umutlarını,onları hayyatta tutan şeyleri dile getiren yazarlar......
gülbeşeker tadındaki yazınızı afiyetle sindirdikten sonra düşündüm ...düşündüm ve işte dedim toplumun içinden yükselmiş bir MEMLEKETÇİ yazar daha sadece bu yazmış olduğunuz "Hasret kaldım" yazısında değil tüm yazılarınızda toplumsal özelliğiniz baskınnnn.....
sanki bu yazınızda kendimi gördüm apaçıkkkkk bir kitap misali
hariakaydınızzzz