Bu GüN DoĞuM GüNüM BeNiM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu gün benim doğum günüm…
Etrafımdaki bütün insanlar, hepiniz, istisnasız hepiniz, cevap arayan tiplersiniz. Ama öylesine aptalsınız ki, değil cevap vermek, soru sormayı bile beceremiyorsunuz, cevaplar bekliyorsunuz gaipten, ve istediğiniz cevapları alamayınca da saçmalamaya devam ediyosunuz olanca hızınızla. ve bütün bu embesil tutumunuz, bütün bu körlüğünüz, sağırlığınız, hissizliğiniz, istediği cevapları alamayan insanların tepkileridir…
ama başka türlü insanlar da vardır: soru soran, cevap arayan, delirse de, zırdelirse de bundan vazgeçmeyecek olan insanlar…
zorlamaya gelemeyen, hayatında zorlamanın her türlüsüne otomatik tepkisi isyan olan insanlar…
ve bu insan suçlu oldu…
Doğum günüm bu gün benim…
acının sizin olduğundan…
benimle ilgisi olmadığından bahsettiniz, benim acıdan anlamadığımdan…
ve böyle durumlarda acı çekmenizi istemediğimden dolayı bile suçladınız…
evet, eğer iddianız buysa ben
dünyayı erojen bölgesinden aşağı gören
huysuz
anarşik
ukala
sinir bozucu
isyankar bi adamım
ama hayvan da değilim…
ben de acı çekerim
merhamet ederim kendi çapımda
iyilik ederim
severim
vs.
ama hiçbirini,
ne taş kalbimi ne de -varsa- içime akıttığım gözyaşlarımı kimseye göstermek zorunda değilim
kafamın içi bana dünya olarak zaten yeterince geniş…
dışarıda kimsenin benim için ne düşündüğünden ne çok haberim var ne de umrumda…
ben sadece
naçizane kendimce
kör topal yaşamaya ve bu yaşantım sırasında kırıp dökmemeye uğraşıyorum…
bunu başardığım veya başaramadığım zamanlar olabilir
ama kimse beni yargılayamaz Allah’tan başka…
o da belki cennete koyar belki cehenneme
belki arafta bırakır
onun bileceği iş…
Günlerden doğduğum gün bu gün…
ve ben inandım ki bunca sene
eğer bir aşk varsa
Mevlana’nın Şems’e duyduğu aşktır…
ama sonuçta derler ya
neyin doğru olduğunu ben ayırt edemem,
çünkü doğru ya çocukların ya da sarhoşların ağzındadır …
çocuk değilim artık, ya da hiç değildim
sarhoş da olamıyorum…
bu sebepten dayanağım olabilecek tek doğru
kafamın içindeki …
doğru olduğundan emin olamasam da
en azından bir vasat benim için
bir baz …
ve ben kafamın dışında kalan dünya dediğiniz küçücük yerde, sadece kafamın içindeki kriterleri baz alarak yaşıyorum…
tamamen yanlış olabilir
ama ben bunlar için yargılanmayı kabul etmiyorum…
ölene kadar da etmicem…
Ölüm günüme bir sene daha yaklaştım bu gün…
etrafta insanlık martavalları okuyan herkese
kolpa insanlıklarını, yalan inançlarını, sadece korusun diye orada olan Allahlarını, terazisi bozuk adaletlerini, aptal hırslarını, çıkarcı iyiliklerini, menfaat sevgilerini, kandırmaca aşklarını
YEDİRMEDEN ÖLMEYECEĞİM …
İsyanımın 25. yıl dönümü bu gün…
susturamadığım bütün kelimelerimle bir meydan savaşı benim için yaşamak, etrafınızda gördüğünüz her şeye isyan eden… bu yüzden acıdan, merhametten, sevgiden, aşktan, değer diye kabul ettiğiniz hiçbir şeyden bahsetmeyin bana,
çünkü değer diye koyduğunuz büyüttüğünüz beslediğiniz
taptığınız, yetiştirdiğiniz, koruduğunuz,
uğruna savaştığınız, öldüğünüz, öldürdüğünüz
hiçbirşey ama hiçbirşey aslında orda değil, var değil…
ve siz kendi ufak dünyanızda kural koyup koyup kaldırırken
genel geçer olan hiçbir kuralın olmadığı bir yerde Allahçılık oynuyosunuz sadece…
Beyhude geçen 1 yılımın daha bitişi bu gün…
ve evet böyle ahkam kesen ben
aslında sadece şatafatlı cümlelerle kendi egomu da tatmin ediyo olabilirim
veya küstah bir megalomanlıkla insanlara tepeden bakıyo da olabilirim
hatta bütün bu konuşmaları sadece
kendime bir hayat amacı uydurup bunlara inanmak için yapıyo olabilirim
ama bildiğim
inandığım
uğruna ciğerimi, midemi, kalbimi, lime lime ettiğim
bir şeyler varsa bunlar…
ve bütün bunlar için
sadece Allah beni yargılayabilir…
ve bütün bu hengame esnasında
bir yandan usul usul yaşamaya çalıştığım hayatımın arasında
evet bok gibi de korkuyorum ölmekten
öyle korkuyorum ki
uykularım yok artık
ve ideallerim de belki yalan, veya sadece hayata bağlanma amacı…
BOK gibi korkuyorum ölümden
ağlayamıyorum senelerdir
bir damla akmıyo gözümden
içimdekilerin hepsi beynimde sıradağlar oluşturuyo
bir damla çıkmıyo dışarı
ve hepsi için olanca korkuma rağmen bir sigara daha yakıyorum
bir tane daha
bir tane daha…
ve benim tepkisiz suratımın ardında
beynimde aşiretler grup sex yapıyo…
ve bütün bunlar
bütün bu yaşadıklarım
aptalca düşüncelerim ve felsefem yüzünden olabilir
bilmiyorum….
hissetmek dediniz, hisset dediniz,
işte bunlar benim hissettiklerimin %1 belki…
size burda haftalarca saçmalayabilirim…
kafanız karışık diyorum
benim kafamın içi, içinde eşşek tepinmiş tahıl ambarı gibi…
insanlara güçsüzsünüz diye bağırıyorum
kendi güçsüzlüğümü kendime hayat tarzı olarak atamışım…
meşeyim diyorum
kendi kendimi kesiyorum yarı belimden belki sadece
BİLMİYORUM,
o yüzden bana anlatmayın
anlamam çünkü
taş kafalı deyin taş kalpli deyin taş devrinden kalmış deyin
ama
beni sanık etmeyin duygularınızın mahkemesinde
çünkü ben zaten kendi kafamın içinde
muhtemel idamlık bir davada sanığım zaten yıllardır…
bu kadar…
tabi insansanız hala…
uyumaya gidiyorum ben…
-13.05.2007-
ZIRDELİ
YORUMLAR
büyüyoruz...
yaş-gün-zaman değil kastettiğim...
düşüncede büyüyoruz...
delilik; kafa tasının duvarını aşan düşüncedir...
düşüncede kafa üstü çakılırız!
adım çıkar deliye...
doğum günün kutlu olsun zır deli...
telefon sesini kapatıp aramıza sade deli olarak katılman dileği ile...:)
sevgimle kalın...
bende kutluyorum doğum gününü..yazıya gelince pek katıldığımı söyleyemem..ama kalem güçlü olunca okunuyor..içinde büyük bir yalnızlık ve tatminsizlik var gibi...neye eline atsan parçalamak ister gibisin..herkese hatta kendine bile hakaretlee yağdıran yazıların var..ne kadar içtensin bilemem ama...umarım daha insancıl bir "zırdeli" okuruz...
tebrikler kalemine....
gecikmiş olabilir belki ama önce Doğum Günün Kutlu Olsun... ve sonrasında ise tek şey var söyleyebileceğim. isyanlarımızı yazmasak kontrol altında tutamıyoruz. yazdıkça kusuyoruz öfkemizi, isuanımız ve hatta yalnızlığımızı. mutlaka anlayan birileri vardır seni ve mutlaka sırtına elini koyup "dostum" diyebilecek!
iyi uykular