- 788 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUĞUMUN YERİNDE OLMAK İSTEMEZDİM!!!
Herkes gibi ben de derim zaman zaman, “GEÇ GELMİŞİM DÜNYAYA” diye.
Bir bilgi sunarım olsaydı, kütüphane kütüphane dolaşmasaydım ödev hazırlayacağım diye. Gecikeceğimde, annemi arayabilseydim bir cep telefonum olsaydı da. Genç kızlığımda bu günkü özgürlüğe sahip olabilseydim, toplum bu günkü hoş görüsünde olabilseydi de. Oğluma sunduğum olanaklar sunulabilseydi bana da. Ama o günkü lezzetler geldikçe aklıma, oğlumun yoksunlukları geldikçe, küçücük yaşında ne bayramların ne yılbaşı ne doğum günlerinin pek bir anlam taşımayışı, sıradanlığı, sevinemeyişi, mutlu olamayışı geldikçe vazgeçerim hemen keşkelerimden..
Bayramları olamıyordu, çünkü evin içinde büyük anne ve babalar, amcalar, halalar, dayı, teyzeler, kuzenlerin varlığının hazzından yoksundu, bayramlıklarını giyeceği sabahın mutlanışından da yoksun, çünkü bayramdan bayrama alınmıyordu giyecekleri, oyuncakları, bayramdan bayrama verilmiyordu harçlıkları. İpek, kenarları dantel ya da, mendil arasına sıkıştırılmış harçlıkların sevinci, kalabalık sofralar, kuzenlerle koşuşturmalar, yok hiçbiri, yok olamadı onda.
Kütüphanelerin o kendine özgü kokusunu duyamadı hiç, kitaplar arasında kaybolmanın hazzını bilemedi, ulaşılabilen bir masal, sonrasında romanları okumanın hazzını da bilemedi, hayaller kuramadı, ufku genişleyemedi, mutlu bitemedi filmlere aktarılsa da masalları. Vurdulu kırdılı, öldürmeli intikam almalı oldu izlediği çizgi filmler bile. Korkusuzca gidemedi okuluna ya da ben gönderemedim bakkala bile. Korktu ya yine gasp ederlerse diye, biri çıkar da elindeki harçlığı yine bıçak çekerek alırsa, almakla da kalmaz bu defa bıçaklarsa diye. Ya da kaçırılır dilendirilir miyim, tecavüz edilir öldürülür müyüm, organlarım alınıp ölüme mi terk edilirim ıssız bir yerde korkuları yaşadı benimle birlikte!
Yardımlaşmaları bilemedi, güvenmeleri, inanmaları bilemedi. Komşuluğun, arkadaşlığın, akrabalığın, özetle insanlığın ne olduğunu bilemedi, göremedi! O ramazanların, kandillerin güzel ve hazlı yanlarını bilemedi, ben ne denli yaşatmaya çalışsam da yetmedi o kısıtlı, evimizle sınırlı paylaşım. Çevreme de yansıtmaktı çabam, lakin karşılık göremeyişiyle öğrenisi, sadece karşılıksız vermek oldu.
Bu da kötü sonuçlandı, karşılık bulamayışıyla iyi niyeti, değerlerini yaşatma çabası, insanlığı dahası ezdi, üzdü onu yaşamda.
Üzülüp kızıyorum şimdi kendime, hatalıyım, bu güne, bu günün değerlerine uygun eğitemedim oğlumu. Bildiğime, uyguladığıma, aldığım terbiye ve edindiğim değerlerime uygun yetiştirdim.
Ve kötü ettim.
Ben farkındasız oğluma kötülük ettim!
Üzüldü, ezildi, kullanıldı!..
Bu gencecik yaşında, yaşayamadan hiçbir güzelliği…
Bitti… Tükendi…
Hiç değilse bizler gibi, anılarında, çocukluğunda kalmış da olsa…
Dostluğu, yardımlaşmayı, karşılıksız sevgileri, erdemleri, onurlu olmanın, insan olmanın gereklerini kendisi çok iyi öğrenmiş ve biliyor olsa da
Göremedi!!!
YORUMLAR
çok harika anlatmışsınız.Yüreğinize sağlık.Tebrikler.