- 618 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
VE FİKRET ÇIPLAK
Bu başlık bugün çok satan bir gazeteden alındı.
Yaprak dökümünün Fikreti, cesur sahneleri ile şaşırtacakmış hepimizi..
Cesur sahne derken ne aklınıza geliyor?
Hemen yanında başka bir haberde de konu benzer;
"Yeşilçamın cesur kızları"
"Cesur" ifadesinden sizler de benim gibi, "tehlikeye gözünü kırpmadan atıldı","aykırı fikirlerini açıklamaktan çekinmedi","vahşi kaplan ile aynı kafese girip 10 saniye kaldı", "buzdolabına uçan tekme attı" şeklindeki cesaret gösterilerini anladınız değil mi?
:)
Hayır, öyle değil...
Cesaretten kasıt, vucutlarının daha çok bölümlerini sergilemekte gösterdikleri cesaretmiş meğer..!
Hani magazin haberlerinde de görürüz, ya da bazı gazete sayfalarında internet sitelerinde çok önemli haberlerin yanında , altında, çevresinde çıplak bedenleriyle arz-ı endam eden insan canlısının dişi türlerinin fotograflarındaki yazılarda;
-En cesur kıyafeti Mualla giymişti davette, sırt dekoltesi neredeyse topuklarına kadar ulaşıyordu,
-Sosyetenin güzel kızı Sedef, gece kulübünden çıkıp arabasına binerken çok cesur firikik verdi foto muhabirlerine.Güzel bacaklarını cesurca sergileyen Sedef sık sık yürekleri hoplatmayı başarabiliyor.
-Dizi filimlerin aranılan oyuncusu Şeyda sanat için soyundu.
-Antalya sahilleri güzelliklerini cömertçe sergileyen tatilcilerle doldu.Güneşin ve denizin tadını doya doya çıkartan tatilciler yılların bedenlerini eskitemediğini ispat edercesine güzel göğüslerini akdenizin kızgın güneşine teslim ettiler...
-Şok, şok şok...Tescilli güzellerimizden Aydan, kuyruksokumundaki selülitleri objektiflerimizden gizleyemedi.
türünden şirinliklere rastlamak sıradan oldu artık.
Basın yayın organlarında okuyuculara empoze edilen kadın rol modelleri genelde bu düzeyde seyrediyor.
Okuyan hemcinslerin herhalde imrenecekleri düşünülüyor bu haberlerle.
"-Ah keşke ben de bronz tenimi sergileyip dikkatleri çekseydim keşke"
"-Şu selülitlerden kurtulayım da bakın bakalım frikik nasıl verilirmiş ben size göstereceğim"
diye iç geçirildiğini düşündüklerinden emin değilim ben pek.
Belki de, okuyucu kitlesinin erkek kesiminin, ilgili fotograf ve haberlere gerçekten sanat eseri muamelesi yaptığını düşünüyorlardır kim bilir?
"-Hakikaten jipten inerken sol bacak ile eteğin oluşturduğu açı çok iyi yakalanmış, helal olsun fotomuhabirine valla"
"-Cık, sol göğsün üstüne fazla ışık düşmüş, bedensel bütünlük zedelenmişçe halüsinasyonlar gördürüyor insana, oysa kameranın açısı daha iyi ayarlanabilirdi ya da ışık yönünde paravan kullanılabilirdi, olmamış"
gibisinden hani...
Konu gerçekten magazinsel.Aslında bu çerez mevzulardan ziyade ataerkil toplumlarda kadının ezilmişliği üzerinde durmamız gerekmez mi?
Kadınlarımıza borcumuz bu.
Hadi, ödeyelim.
Kurtarılmayı bekleyen bir çok kadınımız var..!
YORUMLAR
Diğer bir ilginç nokta bu türden yayın ve empozelerin odağında "sözde" ülkenin aydın kesiminin de kalem oynattığı medya organlarını görüyoruz.
Ataerkilikten en çok şikayetçi olanları, kadının geri kalmışlığından, ezilmişliğinden, eğitimsizliğinden törenin, geleneğin, hatta dinin kadını cendereye aldığından en çok şikayetçi olanlar başrolde görüyoruz, kadını oturtmak istedikleri profili yansıtan yayınlarıyla.
Sundukları, özendirdikleri alternatif olarak reklamını, göz boyamasını, parlatmasını yaptıkları, biçtikleri çağdaş kadın modeli bu herhalde ki en çok bu yöndeki yayınlara yer veriyorlar.Bugün dahi burayı okuyabilen herkes eli,nin altındaki internetten belli başlı gazetelerin web sitelerini incelesinler, sayfaların alt kısımlarına doğru kaydırsınlar gözlerini ve "kadının nereye ve nasıl" sunulduğunu görsünler.
Gördüklerinden hoşlanmayanların yapmaları gereken bu çarpıklığı da yazmaları çizmeleri...
erolbasci tarafından 2/26/2009 3:53:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yazıdan hareketle bir kadın kurtarılabilir mi bilmem ama bu sefer kaşıdığınız nokta hakikaten önemli. Gazetelerin üçüncü ve spor sayfaları dışında, en çok takip edilen sayfaların magazin sayfaları ya da ekleri olduğu, yazık ki tartışma götürmez bir gerçek. Bununla birlikte bu sayfalar içten içe hayatımızı da şekillendirmekte. Bırakalım cüretkâr, cesur mankenlik mesleğindeki kızlarımızı; çünkü onlar da dışardaki ablalarını taklit etmekteler ama asıl sorun bu taklitlerin podyumlardan, gece hayatının döndüğü mekanlardan, gazete sayfalarından ve tv ekranlarından evlerimize taşmasıyla birlikte, saç rengi ve stili, giyim kuşamı ve hatta jest ve mimikleri birbirinin kopyası olan binlerce genç birey olamamışla karşı karşıyayız. Ki kendisi olmayı beceremeyenin ilerde kendisini kurtaracak hamleleri yapmasını beklemek de abesle iştigal olur zannındayım.
Sistemin "toplum" adı altında yaptığı zihin asimilasyonudur bu yapılanlar. Görsel ve düşünsel üniforma sokulan insanların kontrolü, düşünsel çeşitliliğe sahip toplumlardan çok daha kolaydır. George Orwell 1985 adlı romanında çizdiği distopya yazık ki günümüz totaliterizminin ütopyasıdır. Saygılarımla...
Buraya da mı siyaset bulaştırdın Fikret Tezal kardeşim.
BU kadarı fazla artık gerçekten.
Bırakın artık bu körükörüne ideolojilerinizin esiri olmayı.Hayatın başka açılarının da farkına varın.
Her yazınmın altına yok akp yok chp isi bulaştırmayı itiyat haline getirdiniz sanki.
Bir anlamda sadece muhalif basını okumuş olduğunuzu kendiniz itiraf etmişsiniz.Yazdıklarınızdan da ortada.
Benim ise düşüncelerime uzak basını da okuduğumu ikrar etmişsiniz. Teşekkür mü etsem bilemiyorum:)
İbretle görmüş olduğunuz hani o okuduğum medya organlarında yazılanlar nedeniyle zaten bazı yazılarınızın ve yorumlarınızın örtüştüğünü görebiliyorum, okumasaydım bunu farkedemeyecektim mesela.Üstelik de benden farklı olarak siz tartışmasız doğru kabul ediyorsunuz herhalde oralardan edindiklerinizi.
Bence siz de sadece belletileni değil, başka açıları da kurcalayın, başka görüşleri de izleyin dinleyin ve bunda sabır gösterin.Yazılarınızda bahsettiğiniz eğitim düzeyinize göre zaten böyle yapmanız gerekiyor ama bazen şaşırtıyorsunuz beni yazı ve yorumlarınızda.
Şartlanmış düşünce yapınız ile muhtemelen bu yazının da ne anlatmak istediğini anlayamadınız.Eklediğiniz yorumdan ve kendinize önem vehmetmenizden bu net olarak anlaşılıyor.
Sizi konu alan bir yazı yazmam için hangi öneminiz olduğunu düşündünüz ki nezdimde?
Yorum dilogları yaptığım birçok arkadaştan birisiniz, kendince düşüncelerini yazan, benim gibi, diğer arkadaşlar gibi bir arkadaşsınız.
İnsanların farklı bakış açılarından bakabilmelerini sağlamayı hedefleyen yazılarımda niçin size sataşma maksadı taşıyayım ki?
Bence faydalanmaya çalışın, daha önce merak etmediğiniz için okuyamadığınız yayınlardaki fikirleri, ya da şartlı baktığınız için göremediğiniz açıları belki yazılarımda yakalayabilirsiniz.
Ben benzer açıları sizin yazılarınızdan da yakalıyor ve faydalanıyorum mesela.
Bir ara da, kadınlara ataerkil yapının ettiği eziyetlere alternatif olarak malum medya organlarında kotarılan kadın modelini ve bu dayatılan kadın modelini kritize eden bu yazım hakkında da fikirlerinizi yazarsınız belki.
Not:
Bu yorum sayın Fikret Tezalın yukarıdaki yorumunun ilk haline göre eklenmiş idi. Kendi yazdığı yorumun dahi arkasında duramayıp değiştiren sevgili Fikret Kardeşim keşke yorumu değiştirdiğini haber verseydi.Kendisi beni, onun yazılarına eklediğim yorumlardan yasakladığı için buradan okuyucuları bilgilendireyim dedim.Malum yasaklanınca mesaj da gönderemiyoruz.
erolbasci tarafından 2/23/2009 8:49:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
ben anlamıyorum nerde ise alıp koynumuza basacağız bu kadınları, acıyarak!...
cesur olmak bedenini santim santim milim milim başka erkeklerin gözlerine ezberletmekse, ben korkak olmayı yeğlerim!...
kimseye helede bu kadınlara borcum olduğunu düşünmüyorum, herşeyin bir maddi bedeli var elbet ama namusun yok olmamalıda...
''''''Konu gerçekten magazinsel.Aslında bu çerez mevzulardan ziyade ataerkil toplumlarda kadının ezilmişliği üzerinde durmamız gerekmez mi?
Kadınlarımıza borcumuz bu.
Hadi, ödeyelim.'''''
biz erkek egemen toplum mensupları Burasını çözsek
''''Kurtarılmayı bekleyen bir çok kadınımız var..! '''
cümlesine gerek kalmayacak eminim......