- 843 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ELEKTRİK ÇARPTI
Dursun her zaman olduğu gibi,yine fındıklığında akşamı yapmıştı,tek
geçim kaynağı buydu.
Kahveye girerken,kendi kendine inşallah bu sene verim iyi olur diye
söylendi.
Nasıl söylenmesin ki,evlenecek çoluk çocuğu vardı.
Hayırlısıyla şunları bir baş göz etsem,Fadime’de rahatlar bende diye ekledi.
Kahvedeki masada okey arkadaşları onu bekliyordu.
Fındıklıktan dönerken kahveye uğramadan geçmezdi.
Okey oynamayı seviyordu,oyunlar iddaalı idi, yenilmek neyse de ah
o kızdırılmak,yokmu o kızdırılmak işte adama koyan oydu.
Tek eylenceleri buydu,birbirlerini görmek için bir vesile oluyordu.
Dört el oynamış ama nerde!
Istakanın boynunu bir sefer bile bükememişti.
Sonunda kendi de bugün şansının olmadığını anladı ve oyundan,
kalkmaya karar verdi.
- Ne o uşağım kalkıyormusun?
Biz seni sabaha kadar yenmeyi düşünüyorduk.
- Uşaklar görmüyormusunuz da!
Şansum yoktir.Ama velakin,kumarda kaybeden aşkta kazanırmış.
Ben doğru Fadimemin yanına gidiyorum.
Kahvede bir gülüşme koptu.
Dursun çay paralarını ödeyip kahveden dışarı çıktı.
Hava karardı, kararacak gibiydi...
Evi kahveden yirmibeş dakika yürüyerek çekerdi,o da başladı yürümeye.
Karadenizin rutubetli havasına alışıktı,nasıl alışık olmasındı ki.
Doğma büyüme Rize’li idi .
Artık hava karamıştı,ayagı inşaat için getirilmiş,küçük taşlara takıldı (Mıcır)
Ayakkabılarının içine mıcırlar dolmuştu ve ayaklarını acıtıyordu.
Yanan sokak lambasını gözüne kestirdi.
sokak lambası ile arasında,on adım falan vardı.Oraya kadar ayaklarının acısına,
dayanarak yürüdü.
Lambanın altına gelince bir eli ile direği yakaldı,dengesini bulmak için,
öbür eli ilede ayakkabısını çıkardı ve içindeki,küçük taşları silkelemeye başladı.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu.
-Uşaklar ha bu bizim dursun değilmidur?
-He valla odur.
-Yetişin uşaklar Dursuni elektrik çarpmış,baksanıza
sokak lanbasının direğinde kaçak vardır, garibimi nasılda
titretiyor...
Uşağımızı ölmeden kurtaralım,çabuk şurdan ,kürek ve kalasları alalım,
bizde ceyrana kapılmıyalım da! Dikkatli olun!
Dursun birden karanlıkta kafasına bir şeyin,kuvvetlice geldiğini
acıyla hissetti ve
düşmemek için direğe daha hızlı sarıldı...
_ Uşaklar ha gayret! Direk iyice kendine çekti uşağımızı,daha
hızlı vurun ki kurtulsun da...
Dursun aldığı darbelerden, gözünü açamaz olmuştu ve neye
uğradığını şaşırmıştı! Zavallı.
Canını kurtarmak için direğin, arkasına geçerek iyice eğildi.
_ Uşaklar gördünüzmü ceyran kuvvetli geldl..Bu seferde arkaya doğru
çekti Dursunumuzi!
Sıkı vurun da! Adam ölecek,kurtaralim şunu ...
Dursun’da ne oluyor yahu diyecek hal kalmamıştı da,ancak içinden diyordu.
Ha uşaklar daha hızlu vurun da kurtilir gibi oluyor.
Dursun kendinden geçmişti,yana doğru devrildiğini hissetti.
-Uşağum,çabuk arabayı getir,hastahaneye yetiştirelim,uşağumuz ölmesin!
Dursun’u kendini bilmez bir hajde arabaya atarak,hastaneye getirdiler...
-Doktor bey,doktor bey:Bizim dursunu elektrik çarptı!
Sokak lambasının direğinde kaçak varmış,ona tutuldu uşağumuz,oradan
kurtarmak için çok uğraştık.
Şuna bir bakıversen yaşuyacak mu?
Doktor şöyle bir Dursun’u inceledi,Dursundan ses gelmiyordu!
Telaşla tekrar tekrar inceledi...
Bunu elektrik çarpmamış da!
Ne çarpmış, onu anlıyamadım!
Cengiz Damar
(Bu olay Rize’de olmuş ve inanmıyanlar,ister inan ister inanma
sayfalarından bakabilirler,
Bana yalnızca hikaye şeklinde anlatmak kaldı.)
Cengiz damar.
WWW.DANS PİSTİ-BLOGCU