DUYGU HIRSIZLARI !
Edebiyat edebi insanların işidir.
Bazen evin bir köşesine atılmış, yazdığınız bir kaç satır ve şiirler; yastık altına konan para ve mücevherattan daha değerlidir.
İnce ve hassas duyguların devasa bir dışa vurumudur yazma sanatı.
Adına sanat dediğimiz bu alanda hiç adını sanını duymadığımız ve hatta önceleri hiç tatmadığımız duyguları bize yaşatan güzel kalem erbapları çıkabilir aramızdan.
Ve bu güzellikleri paylaşan güzel insanlarıda.
Üstelik hırsız da çikabilir duygu çiçeklerinin içinden; bir diken gibi.
Dil de ve gonul de arınmayan şiir anlamını yitirir. Zaten kaypak ve çok kaygan olan bu zeminde her babayiğitin tutunamamasının sebebide budur.
Yazmak! hemde sürekli yazmak ihtiyacını duyanlar, birikintelerin rahatsız ettiği kimselerdir.
Dolu bir o kadar normal olmayan insanlardır.
Her kelimelerle oynayışında ana sütü gibi ak Türkçemizin birer cambazı olduklarınıda görürsünüz bu insanların. Kusursuz ve güzel konuşma sanatınıda öğretir edebiyat.
Ve zamanla ihtiraslarını yenmeyi her türlü komlekslerini pekiştirmeyi de öğretir.
Çünkü düşündükçe farklılığı yakalayan kişi, nefsini ziga’ya çekmesini öğrenecek ve paylaşma duygusunu geliştirecektir.
Kanaatim o ki en büyük şair yoktur.
Duygularına sahip çıkan, benlik duygusundan arınan, paylaşma içgüdülerini geliştiren her yazar ve şair kelimelerle oynamanın verdiği bir bağışıklık kazanır ve dalının cambazı, uzmanı olur.
Şiir tesellidir; sabrı öğretir. Öğretirken arınır arıtır durgun bir su gibi yapar eline geçirdiği kimseleri.
Ne insafi vardır nede ölçüsü. Çünkü bir mısra tek başına çok şey anlatamaz.
Sıradaki ardındakini geliştirir ve her insanın kendisinde bulduğu cümleler zinciri oluverir.
Ve bazen kişiyi çektiği acıdan zevk alır hale getirir.
Pişirir, pekiştirir.
Çiğ ve yavan bir kalem elinde şiir ağızda sakız gibi gevelenir durur.Üstelik bu kalemler bir de hırsız ise yandım keten helva. Nefsinin peşinde koşan, biçare kalmış cahil cühela kesimi hayli çokçadır adına sanal dediğimiz internet ortamında.
Okuma alışkanlığı olmayan bir toplumun takip edeceği bir değeride olmaz.
Kimileri o değerler manzumesine dudak bükerek, nefsinin peşinde koşmayı ilke edindiğinden olsa gerek, duygu hırsızlığı ile yetinirler. Sınırlı olan birikintilerini bir çırpıda tüketir bitirirler.
İnsan güzelliğe meyilli bir canavardır. Kendisinde olmayanı bir başkasında bulduğunda benzeşme yollarını dener. Çünkü "güzellik" herkese açık ve paylaşılır bir cömertliktir.
"şiir, sözcüklerle resim yapmaktır" dese de birileri aslında güzelliklerin içinde, kişinin çirkinliklerini örtme çabasıdır da.
Kendini çirkin gören bir Allah’ın kulunu göster.
Deme en başta benim diye.
Dese de dilin,
Kalbin başka söyler.
Hadi!
Bir şiir yaz, senden yana beni anlatan.
Suya sabuna dokunmadan...
Yalan!
O iç çekişlerin.
Saklanır bir fahişelik her mısralar da.
Her yalnızlık bir tesellidir
Yaz!
Yoksa kirlenirsin.
İnce çelimsiz görünür oynaşların.
Sen!
Çırpındıkça batan
Mısraların fahişesi.
Hadi yaz!
Dök içini bir satırda...
Vardır saygımız her insan duygusuna
Tek!
Bir tek!
Sözümüz o gerzek...
Duygu hırsızlarına.
Güzele meftun olmak güzel gönüllü insanların en değerli meşgalesidir.
Fakat mükemmellik henüz ulaşılmamış bir sırdır şiir de.
Hadi sende var olan hazineleri çıkar ve paylaş sen gibi insanlarla.
Kendini dev aynasında görmeden, pişerek, pekiştirerek.
Üstelik insan gibi; çalmadan, çırpmadan.
Öğrenelim hep birlikte. Nasılsa kimse mükemmel değildir.
Hadi! bir şiir yaz, senden yana beni anlatan.
...................
K.Kurultay
YORUMLAR
Çiğ ve yavan bir kalem elinde şiir ağızda sakız gibi gevelenir durur.Üstelik bu kalemler bir de hırsız ise yandım keten helva. Nefsinin peşinde koşan, biçare kalmış cahil cühela kesimi hayli çokçadır adına sanal dediğimiz internet ortamında....
Yüreğine sağlık.Söylenecek tüm söleri söylemişsiniz .
Tebrikler ..