İZLENİM
Gece gelip çöktü üstüne kentin çoktan.
Işıkları yandı evlerin bir bir.
Soğuktan kaçıp sıcacık evlerinde bir bardak çayla sohbete koyuldu kimileri. Kimileri her şeye rağmen yalnızlığa gömüldü kendi içlerinde.
Bir kadehe anlattı içindeki sıkıntıların gelip geçmezliğini.
Bir kadın uzanıp televizyonun kumandasına kapattı kendisiyle evren arasında yegane bağmış gibi duran beyaz camı.
Bir çocuk masallar diyarındaki yolculuğuna çoktan çıktı, bir parmağı ağzında, ayakları yorganın üzerinde.
Sobanın üzerinde kaynayan su kendine bir atmosfer yaratırcasına buharlar saldı odanın dört bir yanına. Kimi camlarda buğular damlacık olup süzüldü yavaş yavaş.
Bir göz kapağı kapandı diğerinin üstüne ikisinin arasında ezildi bir damlacık, çok dayanamadı yanaktan aşağı süzüldü.
Bir el hareketiyle silindi ucu kızarmış bir burun, yanaktaki damlacığı tersiyle yaydıktan sonra...
Sonra Ay, gecenin koynunda Venüs’le yarım kalan flörtüne başladı.
Sabaha kadar biteviye parladı bedenleri, ışıl ışıl....
Gecenin içinde bir adam paltosunun yakalarını yukarı kaldırıp, ağzında bir ateş parçasıyla karışıp gitti karanlıklara doğru...
01 Aralık 2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.