haydi gülümse
Sessizliği bozan anons sesini duyunca birden irkildi,etrafına bakınıp otobüsün hareket edeceği yöne doğru yürümeye başladı,valizini muavine verip bagaja yerleştirilmesini bekledi sonra ön kapıdan oturacağı yere doğru yürüdü ,her zamanki gibi ilk koltuğu almıştı, kaptanın hemen arkasındaki koltuk, yolculuk etmeye başladığı günden beri hep bu koltuğu tercih ederdi akşam uyuyamadığından etrafı izleyerek gitmek yolculuğu keyifli bir hale getiriyordu.Elindeki çantasını üst tarafa yerleştirip cam kenarındaki yerine geçti,hemen arkasından başını cama dayayıp dışarda panik içinde bir yerden bir yere koşturarak otobüslerini bulmaya çalışan insanları izlemeye başladı.Acaba bunların içinde hangisinin yolculuğu yanındaki koltukta geçecekti, içinden umarım bu sefer yanımda kimse yoktur diye bir temennide bulundu, gereksiz muhabbetlere girmek istemiyor kendini dinliyerek bu zamanı değerlendirmek istiyordu belki buraya gelmeden aldığı kitabı okurdu. Daha önceki yolculuklarını yanında oturan kişilerin hayat hikayelerini öğrenmiş olarak bitirmişti ,hepsinin ortak özelliği yaşanmış olan hayal kırıklığıydı,mutlaka o hikayede yaşanmış bir hayal kırıklığı olurdu.Hayat demek acı ve güzelliklerin bir arada olması demekti tek biri olmuyordu,zaten öyle olmasaydı çekilmezdiki yaşam,onu güzel yapan vazgeçilmez kılan içinde barındırdığı sürprizleriydi,yaşanan hayal kırıklığı ne kadar büyük olursa olsun tüm umudunu alıp götürmüyordu insanın, her zaman için tutunacağı bir dal oluyordu.Artık hayatın bir polyanacılık oyunundan başka bir şey olmadığını düşünüyordu, en kötüde bile güzel bir yön bularak dört elle sarılarak yoluna devam etmekti hayat..
.Gözleri birbirinden ayrılmak istemiyorcasına sarılan iki kişiye gitti o anda yüzünü hüzünlü bir tebessüm kapladı o ne kadar çok sarılmıştı öyle sevgilisine sıkıca ondan bir parça yapmak istercesine ama olmadı tüm çabalarına rağmen imkansızı ,imkansız olmanın ötesine geçiremedi,başından beri sonu belli birlikteliklerinin yazgısını değiştiremedi.Bu ruh halinden sıyrılmak istercesine gözlerini kalabalığın üstünde gezdirmeye başladı ayrılığın değilde kavuşmanın yaşandığı bir görüntüyü aradı gözleri bu arayış, çantasını yere atıp koşarak yaşlıca bir kadına sarılan birinin üstünde kilitlenmesiyle son buldu. Bu sefer dökülen gözyaşı ayrılığın değil kavuşmanın bir getirisiydi sevinç gözyaşlarıydı,terminaller hep öyle olurdu birbirinin tamamen zıttı olan iki duygunun yaşandığı kavuşma sevinci ve ayrılık hüznü yerlerdi.Bazılarında kavuşma sevinci,bazılarındaysa ayrılık hüznü mevcuttu hep aynı davranışlar tekrar ediliyordu.Gelen otobüslere bakışlar çevriliyor beklenen yolcu bundamı acaba araştırması yapılıyordu beklenen yolcu görülünce heyecanlı bir sevinç içinde eller sallanarak gelenin arayışına son veriliyordu ,gidende ise durum farklıydı yüzlerde hüzünlü ifadelerle gidenin ardından elller sallanıyor otobüs çıkış kapısından çıkana dek gözlerle takip ediliyordu.Gözden yitip gitmeden önce sallanan eller varınca ara işaretine dönüyordu.Biletleri kontrol eden görevlinin konuşmasıyla daldığı düşüncelerden sıyrıldı adama bir süre ne istiyorsun dercesine baktı, konuşma gereği duymadan çantasından bileti çıkarıp görevliye uzattı.Otobüsün hareket etmesine az bir süre kalmasına rağmen yanındaki koltuk hala boştu içinde sevinç kıpırdanmaları oldu belki bu sefer yanına kimse gelmiyecek tüm yolculuğu kendi dünyasında geçirebilecekti.
Tam otobüs hareket etmek üzere iken elinde valizi ile koştura koştura el sallayan birini gördü içinden bir ses işte senin yanındaki yolcu bu dedi.Kısa süre içinde hislerinde yanılmadığını anladı,muavin kızın valizini bagaja yerleştirirken oda aceleci adımlarla otobüsün kapısına yöneldi,kapıda göründüğü anda niye geç kaldığını açıklayan birkaç cümle ile kaptandan özür diledi.Yanındaki boş koltuğa çantasını atıp üstündekileri çıkardı üst tarafa özenle yerleştirdi sonra yanına oturup derin bir oh çekerek arkasına yaslandı bir süre gözleri kapalı bir şekilde sanki yaşadığı heyecanın dinmesini bekler gibi öylece kaldı sonra ona döndü merhaba dedi iyi yolculuklar diledi oda kıza aynı sözcükleri yineleyip gözlerini insan kalabalığına çevirdi.Dışarda hararetli koşturmacalar devam ediyordu,gözleri etrafı izlerken düşüncelerinde yanında oturan kız vardı kısa boyu, ışıl ışıl mavi gözleri,beline dek inen, özgürce bıraktığı sarı saclarıyla çok sevimli bir havası vardı, başka bir zaman olsa onunla çok güzel vakit geçirebileceğini düşündü oysa şimdi hiç kimse ile konuşmak istemiyordu.Otobüs terminalden çıkana dek bu şehre ait ne varsa hiçbir şeyi kaçırmadan zihnine kaydetmek ister gibi her noktasını içi burkularak inceledi yoldan hızla gecen arabaları içindeki insanları tele konmuş serçeleri,rüzgarın şiddetinden kendilerince dans eder gibi sallanan ağaçları,doğup büyüdüğü ilk heyecanlarını aşklarını sevgilerini yaşadığı şehir hızla geride kalıyordu.Bir süre sonra otobüs otobana çıkmış hızını artırarak yol almaya başlamıştı.Çantasındaki kitabı çıkardı elinde şöyle bir evirip çevirdi,gitmeden önce yolculuğu için gerekli eşyaları alırken bu kitap gözüne ilişmiş adından dolayı ilgisini çekmişti. HADİ GÜLÜMSE idi kitabın adı.Arkasını çevirdi kitabın tanıtım yazısını okudu,her şey bir merhabayla başlamıştı.Bir merhaba çok kısa süre içinde anlatılamaz mutluluklara yaşanması imkansız gibi görünen harika anlara dönüşüverdi.Birden boğazında bir şeyler düğümlenir gibi oldu,kalan yazıları hızla okumaya devam etti.Ben bu merhaba ile mutlu olmayı mutluyken de acı çekmeyi,hayatta asla asla diye bişi olmadığını öğrendim diyordu yazar.Bu kitapta hepiniz kendi hayatınızdan kesitler bulacak bitirdikten sonra bu benim hayatım diyeceksiniz.Hadi gülümse...... Birden gözleri gözyaşları yüzünden bulanıklaşıverdi,ne çok isterdi gülümsemesini,azcık canı sıkılsa karamsarlığa düşse ,ne olursa olsun hayat sana ne getirirse getirsin sakın gülümsemeyi unutma derdi .Her gün akşamları yaptıkları konuşmalarının sonunda uyumadan önce gülümsemeyi unutma demeyi ihmal etmezdi.
Ne güzel günlerdi diye geçirdi içinden nefesinin en derinden çekerek yapacak bir şeyler düşündü fakat hiçbir şeyde yapmak istemedi. yanındaki ile sohbete başlamak için gelişi güzel bir cümle kurmak istedi konuşmayı başlatmak için ,ama sohbete başlayıp devam ettirecek gücü kendisinde bulmadı .sadece kendisi ile vakit geçirmek istiyor sessizliği içinde kafasında hareketsiz şekilde cümleleri iki kişilik kurup konuşmak istiyordu .sözü söyleyende kendisi dinleyende kendisi olacaktı .ama nerden başlayacağını bilemedi .birden elinde kitaba tekrar baktı .kitabın kapak resmine baktı.siyahlar içinde gümüş şekiller vardı .gümüşü çok severdi .gümüşten sayısını bilmedi takıları vardı .her gün bir başkasının takmaktan büyük bir mutluluk duyardı.hele bir keresinde yolculuğa çıkacakları zaman son paralarının gümüşçüde beğendiği bir kolyeye vermişlerdi ve yola çıkarken borç alıp çıkmışlardı .bu olay aklına gelince gülümsedi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.