SÖZLÜK OKUYUN
Türk diline gönül vermiş eğitimci yazar Nazik Erik hanımefendi’yi birkaç yıl önce bir konferansta dinleme fırsatı bulmuştum. Konferanstan sonra hocanın etrafını çevirmiş, özel sohbetinden istifade etmek istemiştik.
Biz sohbete devam ederken birkaç üniversite öğrencisi geldi yanımıza, Nazik Hanım’a sorular sordular. Ayrılacakları sırada gençlerden bir şöyle bir soru yöneltti: “Hocam, ne okuyalım, hangi kitabı okumamızı tavsiye edersiniz?”
Hocanın cevabı şu olmuştu: “Gençler, hangi kitabı okuduğunuz önemli değil, yeter ki okuyun; ama her şeyden önemlisi, sözlük okuyun. Herkesin evinde mutlaka bir sözlük vardır. Hangi yayınevine ait olduğu da önemli değil, akşam evinize gittiğinizde alın sözlüğü elinize ve her akşam on kelime okuyun. Ezberlemeyin, sadece okuyun. On kelimeden bir tanesi aklınızda kalsa bir yıl sonunda 365 yeni kelime öğrenmiş ve kelime hazinenizi zenginleştirmiş olursunuz.”
Hemen o akşam ben de uyguladım hocanın tavsiyesini sözlüğümün A harfinden başlayarak ve gördüm ki benim de anlamını bilmediğim, öğrenmem gereken kelimeler var Türkçemizde. Sonra öğrencilerime de tavsiye ettim.
Türk Dil Kurumu’nun internette yayınlanan Güncel Türkçe Sözlük’ünde bugün itibarıyla 104.481 kelime bulunmaktadır. Hep şu sözü duyarız: “Günlük hayatta 300 kelimeyle konuşuyoruz.” Ne kadar vahim bir durum değil mi? Yüz dört bin kelimelik bir sözlüğümüz olacak, dilimizde yüz dört bin kelime bulunacak ve biz bunun sadece üç yüzünü kullanacağız.
“Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler” diye bir sözümüz vardır. Balıklar denizde oldukları halde denizde olduklarının farkında değillerdir. Yüz dört bin kelimelik bir hazinenin içindeyiz ama farkında değiliz. Bize sunulan zenginliği de ısrarla kullanmak istemiyor, dil fakirliğiyle iç içe yaşıyoruz.
Bakınız, her gün on kelime okusak sözlükten ve günde sadece bir kelime kalsa aklımızda yılda 365 kelime. Üç yıl yaptığımızı düşünelim bu çalışmayı. Süre sonunda üç yüz kelimelik hazinemize bin kelime daha eklemiş olacağız. Çevremizdeki insanlar üç yüz kelimeyle kem küm konuşmaya devam ederken biz bin üç yüz kelimeyle bülbüller gibi şakıyacağız.
Yazdığımız şiirler daha anlamlı, hikayeler daha akıcı, yazılar daha kapsamlı olacak. İnsani ilişkilerimizde daha olumlu, iş ilişkilerimizde daha verimli hale geleceğiz. En önemlisi toplum karşısında bize konuşma fırsatı verildiğinde kocaman kocaman adamlar gibi “aaaa…., ııııııı…., eeeee…” gibi garip sesler çıkarmayacağız.
Özellikle lise ve üniversite öğrencileri mutlaka uygulamalı bunu. Okulları bittiğinde mükemmel bir kelime hazinesine sahip olacaklar ve hem sınavlarda okuma hızlarını artıracaklar, hem de iş hayatına atılırken rakiplerinden birkaç adım ileriden başlayacaklar yarışa. Çünkü artık özel sektörde diploma yeterli gelmiyor, sizinle bir sohbet ortamı hazırlıyor işveren ve sizin kelime hazinenize bağlı olan diksiyonunuza, ikna kabiliyetinize bakıyor. Eğer dağarcıkta bir hazine varsa doyasıya kullanıyorsunuz. Yoksa aaa…, ıııı…lamalarla bitiyor görüşme ve sonra “Biz sizi ararız.”la yetinmek zorunda kalıyorsunuz.
Evet, sözlük okuyun ve okunmasını sağlayın. Bu şekilde hem güzel Türkçemizi daha iyi öğreneceğiz, kelime hazinemizi zenginleştireceğiz hem de yazdıklarımız, konuştuklarımız daha anlamlı, daha güzel olacak.
YORUMLAR
.edebiyatdefteri.com/index.asp?istek=tum_yazilar&k=detay&yazi_id=35643
mkuvanci
"SÖZLÜK OKUYUN"
Üstâdım; takımı çok olan, en iyi usta değildir, bilirsiniz.
Kendi câhil aklımla, Âşık Veysel'in görmez gözü ile başardıklarını kıyaslarım...
Söz öyle bir sanat ki; kelimenin çokluğu, iyi konuşma anlamına gelmez; ancak, "takım çalışır, usta öğünür" sözü de doğrudur.
Her ikisini birlikte kullana bilene ne mutlu.
Değerli bir konu seçtiğiniz için, teşekkür, Saygı ve Selâmlarımı bildiririm. Sağolasın.
Kadir Yeter. 17.02.2009 Sâlı. TRABZON.
El ve emeğinize sağlık efendim.Aynı içerikli yazıları ben de zaman zaman üzülerek ele almaktayım,lakin kendimiz yazıp kendimiz okuyoruz.O üçyüz kelimeyi bile doğru dürüst telaffuz etmiyorlar ki bir de yenilerini eklesinler.Yılların gazetecisi,baş yazar ya da TV de ünlü bir sunucu veya konusunda prof olmuş bir kişi öyle yalan yanlış kullanıyor ki kelimeleri kahroluyorum.Sanırım biraz daha sıklıkla vurgulamayız bu konun önemini.Rahmetli Ali İhsan Mıhçı hocam da sıklıkla vurgular,"çocuklar sözlük ve imla kılavuzu başucu kitaplarınız olsun"derdi.Tekrar emeğinize sağlık.saygımla efendim.