- 12442 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
TECAVÜZ
- Hayır, bugün olmaz
- Lan oğlum iki süper hatun yakaladık
- Çok yorgunum. Rakıyı fazla kaçırmışız
- Sen nerdesin şu an
- Evdeyim
- Baban öldürür lan seni. Evde nasıl içiyorsun?
- Evde kimse yok. Onlar bir akrabayı ziyarete gitmişler. İstersen sen de gel. Biraz daha demlenelim.
- İki süper hatun yakaladık diyorum. Onların ifadesini alacağım. Sensiz olmaz diye seni de aradım. Bir görsen, kızlarda ne mal var.
- Yapma be… Dur ben babamı arayayım, ne zaman geleceklermiş bir sorayım. Eğer geç geleceklerse gelirim yayınıza. Nerdesiniz şimdi siz.
- Hani geçen yabancı kadınları attığımız harabe binalar var ya… Ordayız.
- Bu kızlar neyin nesi
- Bunlar yerli dostum. Sen gel ya. Görürsün.
- Tamam ben ararım birazdan seni
……………………………………….
- Alo baba, nerdesiniz
- Amcanlardayız oğlum. Seni aradık – aradık açmadın telefonu. Sen gelmedin, seni soruyorlar. Arkadaşlarıyla berabermiş dedim artık.
- Ne zaman geleceksiniz eve
- Gece döneriz. Belki yarın.
- Tamam baba. Amcamlara selam söyle
………………………………………………….
Kafasını yokladı, ıssız bir boşluk hissetti. İki kız var hem de süper demişti arkadaşı. Yüzünü yıkadı. Havluyu yüzünden indirirken aynada ölgün, kızarmış gözlerini gördü. İrkildi. “lan oğlum ne bu halin? Bırakmışsın kendini gidiyorsun bir alamete. Kendine gel. Toparlan. Çocuklar kız da bulmuşlar. Git açıl biraz “ diye mırıldandı. Hemen telefona sarıldı.
- Lan… Sübyancı… Geliyorum ben… Yarım saate kadar orda olurum.
- Oğlum kızın biri tamam. Bir iki seferden sonra uslandı. Bağırmıyor artık. Sen gelene kadar diğerini de uslandırırız.
- Tamam. Fazla hırpalamayın. Yoksa geldiğimde ben sizi hırpalarım ona göre.
- Yok oğlum, birini sana ayırdık. Fazla dokundurtmadım çocuklara. Sadece ben yaladım onu. Da bir sorun var dostum. Bunların ikisi de daha kızmış.
- Hasta mısınız lan… kadın neyse de kız ne oluyo be…
- Abi nerden bilelim kız olduklarını? Alınlarında yazmıyor ya. Birine ilk falçata girdi. O söyledi. Bende şaşırdım ama bu seferde böyle olsun napalım.
- Neyse. Gelince konuşuruz. Kapatıyorum şimdi.
………………………………………………………….
Çoraplarını giydi. Pijamasını ve iç çamaşırını çıkardı. Spor eşofmanını giydi. “bekleyin kızlar hayalinizdeki yakışıklı geliyor” diyerek çıktı kapıdan. Az yürüdükten sonra dolmuşa bindi. Gideceği yere vardığında neler yapacağını kafasında kurgulamaya başladı. Önce kıza güzellikle söylerim. Sesini çıkarma ne dersem yap. Ondan sonra seni bırakırım diyebilirdi.
İki yıl önce tanışmıştı buluşacağı arkadaşlarıyla. Bulundukları ortamlar ona çok farklı gelmişti. İlk başlarda biraz zorluk çekti ama sonra o da aynı arkadaşları gibi oldu. İçki, kumar, uyuşturucu, gasp, darp, hatta taciz ve tecavüz…
Telefonda konuştukları harabe binalara girmişti. “çaylak” diye hitap ettikleri çocuk karşıladı.
- Abi nihayet gelebildin. Kızın biri çıldırdı. Sen fazla hırpalamayın demişsin. Ne basabildik ne dövebildik. Sübyancı girdi ama o kesemedi sesini. Senin marifetini görelim bakalım
- Dur, bakıcaz koçum çaresine. Güzel mi lan kızlar
- Sorma abi. Hem de nasıl. Abi be tazenin tadı ayrı oluyor he….
İçeri girdi. Kendisi için ayrılan ve bir kişi tarafından kullanılan kızın olduğu bölüme geçti. Saçları karışmış çırılçıplak haldeki kız oturmuş kafasını dizlerinin arasına almış titriyordu. Tutamadığı hıçkırıkları, bağırmaktan kısılmış sesiyle “Allah belanızı versin. Ne istediniz bizden. Sizin anneniz kız kardeşiniz yok mu” diye haykırıyordu. Kafasını kaldırmayacak kadar utanç ve korku içindeydi. “Sizin anneniz, kız kardeşiniz yok mu” lafına bozulmuştu. Sinirli bir sesle
- Birazdan göstereceğim sana ben annemi kız kardeşimi” dedi ve kapıyı hızla kapatıp diğer kızın olduğu bölüme geçti. O kızda çırılçıplaktı. Kız kendinden geçmek üzere, yorgun bitkin durumda kalmış… Eski taş yapı binanın gıcırdayan ağaç kapısının sesiyle irkildi. Mahrem yerlerini kapatmaya çalışarak kısık bir sesle yalvarıyordu….
- Ne olur yapmayın… Allah’ınız yok mu sizin. Biz ne yaptık size….
Ses tanıdık geliyordu. Afalladı. Adımları yavaşladı. Sese dikkat kesildi. İçinde ince bir korkuyla kıza yaklaşıyordu. Kız duvarın dibine sinmiş “Allah rızası için dokunma bana diyordu… Kıza korkak adımlarla yaklaşıyordu. Kulaklarını dolduran o tanıdık sese her adım atışında içindeki acı katlanıyordu. Kızın saçlarını kaldırdı. Beyninden vurulmuşa döndü. İlkokuldan beri tanıdığı, çok sevdiği, hatta bir zaman sevgili oldukları ama daha sonra onun bu halleri nedeniyle kendisinden ayrılan komşusunun güzel kızından başkasına ait değildi korkuyla bakan gözler. Dizlerinin dermanı kalmamıştı. Yere çöktü. Son bir hamleyle ellerini kızın yanaklarına götürdü. Konuşamıyordu. Hareket edemiyordu. Ne yaşadığı duruma ne de arkasından gelen seslere cevap veremiyordu.
- Hey… Dallama… Eğer sen bu kızı beğendiysen biz öbür kızın işini görelim.
- Aşık mı oldun lan… Amma kız güzel yani diyecek bişi yok.
- Boş verin oğlum.. Bu uçmuş. Biz öbür kıza geçelim bari.
Hiçbir sese karşılık verecek gücü yoktu. Yanaklarını avuçladığı yüz, titrek sesiyle “Onu kurtar” dedi. O sesle yeniden irkildi. Gücünü toparladı. Bir hamlede diğer bölüme geçti. Arkadaşlarından biri kızın saçlarını tutmuş. Diğeri ağzına cinsel organını sokmaya çalışırken kızın kana bulanmış bacaklarının arasında sübyancı lakaplı arkadaşının çıplak çıkının ileri geri gittiğini görüyor, “Hoşuna gidiyor mu bebeğim, bağırma sesini keseceğim birazdan” seslerinin kulağını doldurduğunu hissediyordu. Ve hayatının biraz önceki faciasının kat, kat büyüğüyle karşı karşıyaydı. Tecavüzcü arkadaşlarının altında ezilen kızcağız kardeşiydi. Kız ağabeyini fark etmiş olmalı ki artık cılızlaşmış çığlıklarıyla “Abi kurtar beni diye bağırıyordu. Sesi duyuyordu fakat ne yaklaşabiliyor ne sese karşılık verebiliyor, ne de arkadaşlarına “bırakın” diyebiliyordu. Tamamen güçsüz, çaresiz kalmıştı. Kapının eşiğine yığılmış, parmağını kıpırdatamaz haldeydi Kız kardeşi bağırıyor, yalvarıyor ama o hiçbir tepki veremiyordu. Sadece bakıyordu. Bu durumu arkadaşlarının tecavüz ettikleri kişinin onun kardeşi olduğunu anlayana kadar yarım saat sürdü. Durum anlaşılınca bütün arkadaşları apar topar pantolonlarını çekip “Şansa bak be” diyerek hızlı bir şekilde oradan uzaklaştılar.
Kızlar nasıl olmuştu da içinde birinin abisi diğerinin ayrılmış olsa da sevdiği çocuk olan tacizci –tecavüzcü kişilerin eline düşmüşlerdi..? O gün akşam. Amcalarının bulunduğu evin hemen önündeki meydanda büyük bir konser vardı. Kızlar ailelerini ikna etmişler. İki komşu aile de kalkıp konser yerindeki akrabalarına gitmişler. Onlar evde otururken kızlara da iki saat diye izin vermişler. O sıra kalabalıkta arabayla yaklaşan tacizciler kızların bir anlık dalgınlığından faydalanarak zorla arabaya bindirmişler. Ve olanlar belli.
Geçen hafta yabancı kadınlara tecavüz ettikleri o harabede, odaların birinde sevdiği komşu kızı bir diğerinde gözleri önünde defalarca tecavüze uğramış kız kardeşi…
Ve artık, hiç dilinden düşürmediği küfür kız kardeşinin ağzında ve cinsel organında kalmıştı.
Ve artık, hayatında ilk defa utanmıştı.
________________________
ABDULLAH KABATAŞ - GEREDE ( Medya Takip )
YORUMLAR
tiksinerek okudum... yanlış yapan suçu neyse mutlaka çekmeli derim bu kadar...
AbdullahKabatas
Daha öncede yazmıştım,
yine yazıyorum...
Karşı çinsi bir ÇİNSEL OBJE
olarak görmek için
hiç bir bahaneye sığınılamaz.
Eğitim, genetik faktörler bir yana
evde başlar..
Okul da devam eder
Çevrede yani toplumda
pekişir.Kişide ki kişilik oturur...
Eşime, tanıştığımızın ilk günlerinde
söylediğim şuydu:
''' Benim aldatma hakkımın olduğu yerde
senin ki dünden başlar ve ben bunu çokdan haketmişimdir...'''
Kaç koca eşine bunu açık yüreklilikle söyleyebilir
Bizim toplumumuzda...
Benim kadın-erkek ilişkilerinde anladığım
EŞİTLİK-SAYGI budur...
SANA YAPILMASINI İSTEMEDİĞİN BİR ŞEYİ
SENİNDE BAŞKALARINA YAPMA HAKKIN YOKTUR
ARSLAN TUĞRUL ÖZER tarafından 2/14/2009 12:49:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bir toplumun kanayan yarası...
Kadınlar...
Nasıl bir düşünce biçimidir, nasıl bir anlayıştır bu hayvani dürtünün göz döndürmesi, aklı örtmesi, vicdanı susturması.
Yaban domuzları...
Yakın veya tanıdık mı olmak gerekir kötülüğe maruz kalmamak için ?
........................
'' İçki, Bütün Kötülüklerin Anasıdır '' demiş Peygamberimiz.
Saygılar..
Okurken tiksinmesine tiksindim fakat bana hikaye yavan geldi. Edebi açıdan değerlendirmek pek mümkün de değil... Hele ki ana karakterin tecavüz ettikleri kişilerle ancak onları tanıdığı zaman empati kurabilecek olması okurken duyduğum öfkeyi kat be kat arttırdı. Hem fazla gerçekçi, hem fazla mübalağacı diyeyim ben...
maneviyatını unutmuş bir toplum...örf adetini silip atmış bir toplum...ahireti unutup dünyevi zevklere dalan toplum...islamı unutup günümüzün medeniyetini benimsemiş bir toplum...
eken bicer dercesine uyaran ve utanc duyulacak bir konuydu keşke böyle bir şey yaşanmasaydı ve hiç okumasaydık Allah ı unutan benliğini unutur !!
yazıklar olsun başka ne diyebilirim ki !!
Tecavüzcü arkadaşlarının altında ezilen kızcağız kardeşiydi. Kız ağabeyini fark etmiş olmalı ki artık cılızlaşmış çığlıklarıyla “Abi kurtar beni diye bağırıyordu. Sesi duyuyordu fakat ne yaklaşabiliyor ne sese karşılık verebiliyor, ne de arkadaşlarına “bırakın” diyebiliyordu. Tamamen güçsüz, çaresiz kalmıştı. Kapının eşiğine yığılmış, parmağını kıpırdatamaz haldeydi Kız kardeşi bağırıyor, yalvarıyor ama o hiçbir tepki veremiyordu. Sadece bakıyordu. Bu durumu arkadaşlarının tecavüz ettikleri kişinin onun kardeşi olduğunu anlayana kadar yarım saat sürdü. Durum anlaşılınca bütün arkadaşları apar topar pantolonlarını çekip “Şansa bak be” diyerek hızlı bir şekilde oradan uzaklaştılar.
Kızlar nasıl olmuştu da içinde birinin abisi diğerinin ayrılmış olsa da sevdiği çocuk olan tacizci –tecavüzcü kişilerin eline düşmüşlerdi..? O gün akşam. Amcalarının bulunduğu evin hemen önündeki meydanda büyük bir konser vardı. Kızlar ailelerini ikna etmişler. İki komşu aile de kalkıp konser yerindeki akrabalarına gitmişler. Onlar evde otururken kızlara da iki saat diye izin vermişler. O sıra kalabalıkta arabayla yaklaşan tacizciler kızların bir anlık dalgınlığından faydalanarak zorla arabaya bindirmişler. Ve olanlar belli.
Geçen hafta yabancı kadınlara tecavüz ettikleri o harabede, odaların birinde sevdiği komşu kızı bir diğerinde gözleri önünde defalarca tecavüze uğramış kız kardeşi…
Ve artık, hiç dilinden düşürmediği küfür kız kardeşinin ağzında ve cinsel organında kalmıştı.
Ve artık, hayatında ilk defa utanmıştı.
utanarak
insanlığımdan utanarak okudum öyküyü
şahane anlam yüklüydü
yüreğine sağlık
...
Arkadaş, sık kafamıza da kurtar bizi bu eziyetten.
Ne bu çirkeflik ya hu! Sen çalarsan el kapısını ayaklan seninkini çalarlar tokmaklan. Fakat ne yazık ki, modernleşme, konforu, konfor yalnızlaşmayı, yalnızlaşma bencilleşmeyi, bencilleşme acımasızlığı, acımasızlık tahribatı arttırdı. Yoksa insanın şehveti bunu yapmaya itemez insanı.
Çaresi de bu deyyusların ağır cezalara çarptırılması ve anne babanın da çocuklarına sahip çıkmasıdır. Hepsinin toplu çaresi de yeniden inanç ve mana medeniyetini tesis etmektir.